Dink davası tanığı: Dink’in öldürüleceğini jandarmaya söyledim

Dink Davası'nın 22. celse 75. duruşmasında Dink'in ikamet ettiği apartman görevlisi ve cinayetten önce Trabzon’da jandarma istihbarat görevlilerine Yasin Hayal’in Hrant Dink’i öldürmek için silah aradığı bilgisini veren tanık dinlendi.

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetine dair içinde jandarma ve kamu görevlilerinin bulunduğu 7'si tutuklu 85 kişinin yargılandığı davanın 75'inci duruşması Çağlayan'da bulunan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı.

Duruşmada tutuklu sanıklar ile tutuksuz bazı sanıklar ve avukatları hazır bulundu. Duruşmada, ilk olarak tutuksuz sanık Mülkiye Başmüfettişi ve Devlet Denetleme Kurulu (DDK) üyesi olarak görev yaptığı dönemlerde 2 ayrı soruşturma yürüten Mehmet Ali Özkılıç savunma yaptı. Özkılıç kendisi hakkında Samsun 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından “Örgüt üyeliği ve örgüte finansman, örgüt faaliyeti çerçevesinde zincirleme şekilde suçluyu kayırma” gerekçesi ile kabul edilen ek iddianame kapsamında savunma yaptı.

Hazırlanan ek iddianamede hukuki değeri olan hiçbir şeyin ortaya konulmadığını savunan Özkılıç, iddianamenin mesnetsiz, hukuksuz ve insafsız olduğunu ifade etti. İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu’nca düzenlenen raporda “FETÖ/PDY” ile ilişkisi olduğu iddia edilen Özkılıç, “Görevim sürecinde Anadolu’nun çeşitli yerlerinde farklı kesimlerden pek çok insanla sosyal ilişkim olmuştur. Son derece sıradan ve olağan ilişkilerdir bunlar. 27 yıllık memuriyet hayatımda anayasanın ilkelerinden taviz vermedim. Bırakın örgütü, hiçbir kişinin ya da kurumun adamı olmadım. Örgüt ile sosyal ilişkilerde bulunuyor olmam içi boş, dayanıksız ithamdır. Bir suçluyu tanımak sizi de suçlu yapar mı? Komşunuz tefecilik yapıyor diye onu tanıdığınız için siz de suçlanabilir misiniz? Suçlamalar somut bir bilgi ve delile dayanmıyor” dedi.

“Kimse Yok Mu Derneği”ne yardımda bulunduğu ve bu şekilde örgütü finanse ettiği yönündeki iddiaları da değerlendiren Özkılıç, “Bakanlar Kurulu tarafından 110 bin civarındaki dernekten 400’üne dernek statüsü verilmiş ve bunlardan yalnızca 10 civarında derneğe izinsiz yardım toplama hakkı verilmiştir. Dernek, Mayıs 2015’e kadar devletin izniyle çalışmış. 23 Temmuz 2015’te çıkarılan KHK ile kapatılana kadar faaliyetlerini sürdürmüştür” dedi. Derneğe GSM operatörü üzerinden 5’er liralık 5 kez yardımla suçlanan Özkılıç, Bakanlar Kurulu’nun derneğe kamuoyu önünde kefil olduğunu savundu. Özkılıç, “Devletin dün teşvik ettiğini bugün yasaklaması kabul edilemez. GSM operatörleri üzerinden milyonlarca insan bu derneğe yardımda bulunmuştur. Ama şu an yalnızca ben suçlanıyorum. Devletin ortak olduğu Avea GSM operatöründen yardımı yaptım. GSM operatörlerine ve bağış yapan herkese dava açılması gerekirdi” şeklinde konuştu. Suçlu kayırma iddiasına ilişkin de savunma yapan Özkılıç, suçlamaları kabul etmedi.

DİNK’İN KAPICISI ALKAN TANIK OLARAK DİNLENDİ

Özkılıç’ın sorgusunun ardından ara verilen duruşma, tanıkların dinlenmesi ile devam etti. Hrant Dink’in kapıcısı Mithat Alkan, kapı zilinin çaldığını ve kapıdakilerin kendisini polis olarak tanıttıklarını söyledi. Alkan, “Bir daha geleceğiz dediler ama bir daha gelmediler. Cinayetten önce geldiler. Silahlarını gösterdiler. Gelen iki kişinin yüzü siyah maskeliydi. ‘Akıllı olsun’ dediler. Binada kimse yoktu” dedi. Olayı Hrant Dink’e anlattığını dile getiren Alkan, “Vurulmadan bir hafta önce de söyledim. ‘Bu işlere karışma. Alnımızda ne yazıldıysa o olur’ dedi” diye konuştu.

‘YASİN HAYAL DİNK’İ ÖLDÜRECEĞİNİ SÖYLEDİ’

Alkan’ın ardından Yasin Hayal’in eski eşinin ağabeyinin oğlu ve cinayet bilgisini jandarma istihbarat elemanına veren kişi Coşkun İğci, tanıklığını anlattı. İğci’nin önceki ifadelerinde görüştüğü askeri görevlileri “JİTEM” olarak tanımlaması dikkat çekti. İğci, “Veysel Şahin’i tanırdım, sonra Okan Şimşek’i de tanıdım. 2006 Temmuz ayı başında Yasin Hayal, Hrant Dink’i öldüreceğini söyledi. Onu korumak için Veysel ve Okan’a haber verdim. Çünkü Yasin dediğini yapan biriydi. Olaydan 1 gün sonra buluşmak istediler. Haber verdiğim halde Hrant Dink cinayetini engellemedikleri için kızdım. ‘Aramızda kalsın, kimseye söyleme’ dediler. Sonra İstanbul’dan polisler geldi, olduğu gibi anlattım” diye konuştu.

‘JANDARMAYA ÖNCEDEN SÖYLEDİM’

3 kişinin kendisini minibüse bindirdiğini dile getiren İğci, “Birini tanımıyordum. ‘Olaya biz müdahil olmayalım. Sen konuşmazsan bir şey olmaz’ dediler. ‘Kimseye söylersen senin için iyi olmaz’ dediler. Tepki gösterdim” dedi. İğci, “Silahın parasını aldım Yasin’den. Jandarmaya söyledim bunu. Silahı siz bulun suçüstü yapalım cinayeti engelleyin dedim. Okan Şimşek ‘Yok, o şekilde olmaz’ dedi. Parayı Yasin’e iade ettim” dedi.

Muhbir olmadığını ileri süren İğci, “Görevli değilim. Yasin ile aynı apartmanda oturuyordum. O anlattı Hrant Dink’i öldüreceğini. Ben aslında Yasin’i korumak istedim” diye konuştu.

'YASİN HAYAL’İN KULLANILMASINI ENGELLEMEYE ÇALIŞIYORDUM’

Daha çok Veysel Şahin ve Okan Şimşek ile görüştüğünü belirten İğci, “Tüm öğrendiklerimi onlara anlattım. Yasin’in bana verdiği telefonları da onlara verdim. Elle yazılmış Agos adresi ve Hrant Dink’in fotoğrafı da vardı. Vurduktan sonra kaçacağını söyledi. Trabzon’da simit satan biri böyle bir cinayeti planlayamaz ve işleyemez. Ben Yasin Hayal’in böyle bir olayda kullanılmasını engellemeye çalışıyordum. Yasin’i birileri kullanıyordu kanımca. Yasin psikolojik olarak da noksan biriydi. Sabit fikirliydi. En yakın arkadaşı Erhan Tuncel’di. Üniversiteden arkadaşları vardı” diye konuştu.

İğci, Yasin Hayal’in ihbar ettikten sonra aynı apartmanda oturmalarına rağmen kendisinden kaçtığını söyledi. İğci, "İstanbul emniyetinde sorgumu yapan polisler bana fotoğraflar gösterip sorular sordular. Oldukça uzun sürdü. Jandarma Müfettişlerine ifade verirken 'jandarmanın bu olayla ilgisi yok, yalan söyleme' dediler bana" dedi.

Duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.