Diktatörün sofrasında çocuklar katlediliyor

7 Haziran seçimlerinin ardından başlatılan Saray’ın savaşında bugüne kadar 200’ün üzerinde sivil katledilirken, bir devlet geleneği olarak Kürt çocuklarına karşı yapılan katliamlarda Erdoğan öncülüğünde artırılarak devam ettiriliyor.

7 Haziran seçimlerinin ardından başlatılan Saray’ın savaşında bugüne kadar 200’ün üzerinde sivil katledilirken, bir devlet geleneği olarak Kürt çocuklarına karşı yapılan katliamlarda Erdoğan öncülüğünde artırılarak devam ettiriliyor.

7 Haziran seçimlerinin öncesinde 400 vekil istiyorum diyerek başlayıp ardından HDP karşısında aldığı yenilginin acısını Kürtlere karşı başlattığı savaşla almak isteyen Erdoğan ve AKP’nin savaş bilançosu gittikçe ağırlaşıyor. Kobanê’nin yeniden inşasına katkıda bulunmak için Suruç’ta bulunan 33 genci kendisinin desteklediği DAİŞ çetelerine katlettirerek Kürtlere ve demokrasi güçlerine karşı savaş başlatan Erdoğan’ın, 20 Temmuz tarihinden itibaren şiddetini giderek daha da artırttığı savaşında bugüne kadar Kürdistan’da polis ve asker eliyle aralarında 20’ye yakın çocuğunda bulunduğu 200 üzerinde sivil katledildi.

ÖLÜMLERİNDEN NEMALANAN BİR CUMHURBAŞKANI

AKP’nin tek başına iktidar olmayacağı bir Türkiye’de kendisinin ve yakın çevresinin halka karşı işlediği suçlardan yargılanacağını iyi bilen Erdoğan, kendi iktidarı uğruna 2 yılı aşkın bir süreden beridir devam eden barış görüşmelerini hiçe sayarak PKK’ye karşı yeniden savaş ilan etmişti. Ortaya koyduğu politika gereği erken seçimlerde kaybettiği gücünü tekrardan kazanmak isteyen Erdoğan, kendisinin başlattığı savaşta hayatını kaybeden asker ve polis ölümlerinden nemalanmak siyasetini devam ettiriyor. Yeri geldiğinde kendi çıkarı gereği hayatını kaybeden askerin tabutuna elini koyarak konuşan Erdoğan, yeri geldiğinde ise savaşa tepki gösteren asker ailelerini aşağılamaktan geri durmuyor.

SARAY’IN POLİTİKASI KÜRDİSTAN GERİ DÖNÜYOR

Özellikle Erdoğan’ın son iki aylık süreçte Kürdistan’da yürüttüğü savaşın bilançosu gün geçtikçe ağırlaşırken, Kürt halkının büyük bir direniş sergileyerek katliamcı zihniyete karşı kendi kendini yönetmek için ilan ettiği öz yönetim ilanları da Kürdistan’ın birçok merkezinde gittikçe yaygınlaşıyor. Kürt halkı, Erdoğan’ın savaşına karşı geliştirdiği alternatif bir sistemle Türkiye halklarının birlikte yaşam projesini ortaya koyarken, Erdoğan’ın çeteleri olan polis ve asker tarafından yoğun bir şekilde saldırıya uğruyor. Kürdistan’da yaşanan katliamlara karşı sessizliğini koruyan birçok kesim ise Saray’ın korku politikasına yenilmiş durumda.

HERKESİN SUSTUĞU YERDE ANNE BAK KRAL KATİL DİYEN KÜRT ÇOCUKLARI

Kürdistan coğrafyasında yaşayan halklar ve özelliklede Kürt çocukları ne birçok kesimin sustuğu sesini çıkarmadığı bu duruma ne de bugün Erdoğan’ın kendilerine karşı yürüttüğü savaş politikasına hiçte yabancı değil, çünkü onlar 1980 öncesinde başlayıp gün geçtikçe süre gelerek devam eden Türk devlet politikasının onlar için ne anlam ifade ettiğini iyi biliyorlar. Türk devlet tarihinin son 90 yıllık geçmişine bakanlar aslında bugüne kadar Kürdistan’da yaşananlara karşı kör ve sağır bir şekilde yaşadıklarını iyi görürler.

Söz konusu Kürdistan olunca herkesin sesinin kısıldığı, gözlerinin görmemeye başladığı bir tarih içerisinde Kürdistan’da tıpkı Erdoğan gibi tek devlet, tek bayrak, tek dil naraları atarak halka zulmü ve katliamları reva görenlere karşı en büyük sesi Kürt çocukları “Anne bak kral katil” diye çıkarıyor.

Belki de en çok ondandır bir devlet politikası olarak Kürdistan’da en çok çocukların katledildiği, ne de olsa herkesin sustuğu yerde onlar haykırıyordu bu toprakların gerçekliğini “Anne bak kral katil” diye. Tıpkı ‘Anne bak kral çıplak’ adlı efsanede geçenler gibi herkesin görüp de cesaret edemediği gerçekliği bir küçük çocuğun annesine ‘Anne bak kral çıplak’ diye haykırdığı gibi.

Çocuk katlederek egemenliğini ve gücünü korumak isteyen bir devlet geleneğin içerisinde en kanlı dönem Cumhurbaşkanı Erdoğan döneminde yaşanıyor. Son 12 yıllık AKP ve Erdoğan iktidarlık döneminin yaşanan insan hakları ihlallerine bakıldığında bu dönem içerisinde sadece yüzlerce çocuğun asker ve polis tarafından katledildiğini görülür.

Suruç katliamının ardından Erdoğan’ın kendi iktidarı için başlattığı savaş da asker ve polis tarafından ardından bugüne kadar katledilip ardından da havuz medyası tarafından terörist diye adlandırılan 20 üzerinde çocuğun ölüm tarihleri ve isimleri şu şekilde:

26.07.2015 - Beytullah Aydın (11) - Amed

27.07.2015 - Hasan Nerse (17) - Şırnak

07.08.2015 - Mehmet Hıdır Tanboğa (15) - Şırnak

12.08.2015 - Muhammet Aydemir (14) - Ağrı

12.08.2015 - Orhan Aslan (16) - Ağrı

18.08.2015 - Fırat Elma (16) - İstanbul

27.08.2015 - Baran Çağlı (7) - Şırnak

27.08.2015 - Emin Yanaş (10) - Şırnak

27.08.2015 - Adem İrtegün (16) - Şırnak

28.08.2015 – Mazlum Turan (16) - Mardin

30.08.2015 - Fırat Simpil (13) - Amed, Silvan

07.09.2015 - Cemile Çağırga (13) - Şırnak

07.09.2015 - Muhammed Tahir Yaramış (35 Günlük) - Şırnak

10.09.2015 - Sait Nayici (16) – Şırnak

10.09.2015 – Zeynep Taşkın (17) – Şırnak

10.09.2015 - Bünyamin İrci –(14) – Şırnak

10.09.2015 - Selman Ağar (10) – Şırnak

13.09.2015 - Tahsin Uray (13) – Mardin

27.09.2015 - Elif Şimşek (8) Amed, Bismil

29.09.2015 - Berat Güzel (12) Amed, Bismil