GÖRÜNTÜLÜ

Demirtaş: Her yerde ayağa kalkmalıyız

HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş 1 Kasım'daki seçimde yine AKP'ye yenilgi yaşatacakları mesajını vererek "Bir Kürt ezilirken Türk olarak kendini öne atmaktır HDPli olmak; Devrimci olmak bunu gerektirir" dedi.

HDP dün Avusturya'nın başkenti Viyana'da Museums Quartier'de seçim mitinglerinin startını verdi.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, mitingdeki konuşmasına Viyana yakınlarında bir kamyon kasasında ölü bulunan yaklaşık 50 mülteciye rahmet dileyerek başladı. Demirtaş, mülteci sorunu ile ilgili olarak şunları söyledi: "Mülteci dramı bir kez daha büyük bir acı bir katliam haber aldık. Üzücü katliamdan sonra orada yaşamını yitiren kardeşlerime rahmet diliyorum. Mülteci sorunu elbette sadece Avusturya'nın, Avrupa'nın sorunu değil. Karşı karşıya olduğumuz dram kendi ana vatanlarımızda kendi coğrafyamızda emperyal müdahalelerle iç çatışmalarla iç savaşlarla yaşamlarımızı bize zehir edenlerin bir kez de buralarda bizi katliama tabi tutması kabul edilebilir değil.  Bu mülteci dramını, sorunu hep birlikte çözmek dışında hiçbir şansımızda yok. En kalıcı çözüm kendi ülkelerimizi yaşanılır hale getirmektir. Irak'ın, Mısır'ın barışa ihtiyacı var. Yemen'e kadar bütün coğrafyalarda eğer barış inşa edilmek isteniyorsa daha fazla rol, sorumluluk alınması lazım.  Bu dramı başka türlü durduramayız. Buralara mülteci akınını durmanın başka yolu yoktur.  Oralarda barışı inşa edeceğiz ki gönüllü olarak buradan ana vatanına dönmek isteyenler huzur içerisinde dönsünler. Kamyon kasalarında yada okyanusun, denizin ortasında katledilmek bizim kaderimiz olmasın istiyoruz. Buralara gelmek mecburiyetten, zorunluluktandır ama kamyon kasalarında bu şekilde çoluk çocuk bu şekilde havasızlıktan, susuzluktan ölmek kader olmasa gerek. Bu utanç bütün insanlığın ortak utancıdır."

'7 HAZİRAN SEÇİMLERİNDE HALKLA TANIŞTILAR'

7 Haziran'da sandık sonuçlarının açıklanmasıyla Türkiye'de yeni bir sayfanın açıldığını belirten Demirtaş, şöyle konuştu:

"7 Haziran'da sandık sonuçlarının açıklanmasıyla artık Türkiye'de yeni bir sayfanın açıldığını farkındaydık. Sadece biz farkında değildik, artık Türkiye'de tek adamlık diktatörlüğünün tutmayacağını bizim dışımızdakilerde farkındaydılar. En çok da saray sakini bulun farkındaydı. Artık işlerin değiştiğini bizlerden daha iyi biliyordu. Asla böyle bir halk gücüne inanmıyorlardı. Çünkü onların halk diye gördüğü, halk olarak tanımladığı şey kendilerine biat eden, önlerinde diz çöken, önlerinde ilikleyen anlayıştır. Ona halk diyorlar. Zannediyorlar ki halk böylesine koyun, böylesine sürü bir varlıktır. 7 Haziran seçimlerinde halkla tanıştılar, ilk defa halkın ne demek olduğunu gördüler. Bütün o zorluklara karşı 6 milyon oyu sandıktan çıkarmayı başaran siz Türkiye'de geleceğe yön verdiniz. Bunları çılgına çevirende tam olarak bu dur işte.

Saray darbesinin asıl nedeni budur. Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca çok kıymetli mücadeleler oldu.  Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca sonuç alsın almasın çok büyük bedeller ödenerek devrimci ilerici hamleler yapıldı. Askeri darbelerle karşılaşıldı. Ama hiçbir zaman direniş damarları o halkın içinde körelmedi, bitmedi. Fakat 7 Haziran seçimlerine benzer tarihi bir kırılma  hiçbir zaman yaşanmadı. Biz doğrudan onların bize ait dediği bizden başkası giremez yönetemez dediği siyasi merkeze doğrudan müdahale etmiş olduk.

Kürtler, Türkler, Aleviler, Sünniler bütün ezilenler olarak artık biz de yönetime doğru demokratik halk iktidarına doğru yürüyoruz dedik. Budur onları panikleten şey, budur onları korkutan şey. Saray darbesi altında yatan gerçek neden budur işte. Çünkü onlara göre Kürtler Türkiye'de Cumhurbaşkanı da olmuş, bakan ve milletvekili de olmuş ama nasıl olmuş önlerinde iki büklüm eğilerek olmuş. Kürtlüğünden kurtularak olmuş.

Alevi de olmuş ama nasıl olmuş Aleviliğinden utanarak olmuş. Aleviliğini saklayarak olmuş. İlk defa birbirimizi güçlendirerek inkar etmeyerek kimliğimizden korkmadan utanmadan öz benliğimiz kimliklerimizle Kürt olarak, Ermeni olarak, Alevi olarak, kadın olarak, Arap olarak yoksulların sesi olarak öylesine güçlü bir müdahale yaptık ki onlar bunun karşısında 3 gün saraya kapanıp suskun kaldıktan sonra darbe yaparak ancak dışarı çıkabildiler. Halkımıza bir söz vermiştik. Biz sana 7 Haziran akşamı değil balkon konuşması pencereden bakacak fırsat sunmayacağız demiştik. Ve bunu çok şükür başardık.

Artık ellerinde o çok güvendikleri sandık çok güvendikleri milli halk iradesi gibi bir oyuncak ta kalmayınca halkın iradesine her fırsatta değer verdiklerini belirtip, onu adeta oyuncak gibi kullanma fırsatı kalmayınca saray açık bir darbe yaptı. İktidarın ellerinden gitmiş olmasına rağmen, hiçbir şey değişmemiş gibi davranma kararı aldılar. Koalisyon kurulmayacak dediler, Cumhuriyet Halk Partisi 30-35 gün masada oyalanacak dediler. Milliyetçi Harekat Partisi, ırkçılık ve milliyetçilik süreci bitirme ve savaş başlatma pazarlığı ve anlaşmasıyla birlikte bir savaş koalisyonuna karar verdiler. Akabinde sahada pratikte bizzat askeri operasyonlar güvenlik güçlerinin operasyonlarıyla savaş startını verdiler."

'CUDİ'DE, GABAR'DA SİZ NÖBET TUTUN!'

Demirtaş, "Evlatlarımızı feda ederiz, diyorlar, bunu açık açık meydanlarda söylüyorlar. Zannedersiniz ki her birinin evladi gemiciklerle Kandil'e sefer düzenliyor!  Halkın yoksul fukara çocuklarını niye cepheye sürüyorsunuz? Buyurun bakanlar grubu olarak siz gidin. Bir aksam Cudi'de, Gabar'da siz mevzide nöbet tutun. Tutun da savaşın ne olduğunu bir görün. O yoksul 20 yaşındaki çocukların omzuna tüfeği verip oraya göndermek kolay tabii. Madem iktidarı bu kadar seviyorsunuz, madem iktidarı bırakmak istemiyorsunuz, o halde yoksulun fukaranın çocuğunu ölüme göndermeyin" şeklinde konuştu.

'MEDYA KİRLİ SAVAŞA ORTAK OLMASIN'

Ana-akım medyanın Yüksekova ve Cizre'de yaşananları aktarmayıp sessiz kaldığını ifade eden Demirtaş, şöyle devam etti:

"Medya operasyonuyla medyayı susturdular. Sosyal medya ayağında parayla tuttukları AKP trollerinin yalanları ve iftiralarıyla HDP'yi yıpratma, itibarsızlaşma kampanyası başlattılar. Aldıkları kararla savaşı o kadar çirkin o kadar ahlaksızca yürütüyorlar ki çocuk, genç, sivil demeden evlere neredeyse roketatar toplarıyla saldırılar yapılıyor. Yüksekova, Cizre'de şu anda halen mahallelerde katliam var. Yüksekova'da katliam var. Bu gün 8 insan öldü Yüksekova, Cizre'de. Aralarında küçük çocuklar var. 7 yaşında çocuk var, 10 yaşında çocuk var. Medya suskun, medya 3 maymunları oynuyor. Medya aldığı paranın yediği haram lokmanın şuanda bedelini ödüyor. '90'larda da böyle idi bunlar; köyler yakılırdı, yargısız infazlar, işkenceler, kaçırmalar kapılar olurdu bunlar yine sessizdi. Zannediyorlar ki görmezsek duymaz her şey biter. Bakın o dönem sessiz kaldınız, işkencelere, zulme sessiz kalıp haberleştirmediniz. Dünyaya sesimizi duyurmaya yardımcı olmadınız. Ne oldu peki; bak o dönem bir avuçtuk ama şimdi 6 milyon seçmeniz 80 milletvekilli ile parlamentodayız. Ne oldu, neyi susturabildiniz, neyi engelleye bildiniz. Vicdanı olan, insanlık onurundan nasibini almış bütün medya mensupları ya çıkın doğruları konuşun yada o alçaklık kalelerini terk edin, istifa edin oralar medya kuruluşu değil. Oralar kontra gerilla merkezleri, oralara özel harp dairelerinin organlarıdır. Kendine gazeteciyim diyenlerin o paçavralarda çalışması utanç vericidir. Terk edin oraları istifa edin gazeteciyseniz orada durmayın. Ben halkımın katledilmesine, ben sarayın savaşında insanlarımızın öldürülmesine sessiz kalamam deyin, Çıkın isyanınızı belirtin bakın o zaman Türkiye nasıl barışa doğru daha güvenli adımlarla yürüyecek. Medyanın bu kirli savaşa ortak olmaması lazım."

HDP milletvekillerinin Yüksekova'ya gitmelerinin vali tarafından engellediğini söyleyen Demirtaş, Yüksekova'da katliam yapıldığını belirtti. Demirtaş, AKP'ye tepki göstererek, "Katliamların hesabı sorulacak, Roboski'nin, Gezi'nin, Kobanê'nin hesabı sorulacak. Bu yüzden koltuklarını kaybetmemeleri lazım” dedi.

'YENİLGİYE DOYMUYORLAR'

1 Kasım'daki seçimde de HDP'nin yine başarılı olacağını belirten Demirtaş, "Ülkenin çatışma içerisinde bulunan savaş koşullarıdır. Bunu hızlı bir şekilde durdurmamız ve bir an önce ölümlerin önüne geçmemiz lazım. Ama aynı zamanda siyasi mücadeleye devam ediyor. 1 Kasım2da yeni bir seçim var. Tekrar seçim, yani derler ya yenilen güreşçi güreşe doymazmış. Bir değil 10 tekrar seçim yapsanız da 10 değil , bin defa bu halkı sandığa götürseniz de biz sizi sandığa gömeceğiz. Söz verdik halkımıza bunun sonuçlarını 1 Kasım'da bir kez daha alacağız, göstereceğiz. AKP'nin çılgın yönetimi, AKP'nin aklını yitirmiş yönetimi artık bu gerçekleri görmelidir" diye konuştu.

Demirtaş geçici seçim hükümetinde yer almaları ile ilgili olarak “Bu bize AKP'nin lütfu değil, AKP ile koalisyon değil, AKP ile oturup pazarlık ile aldığımız koltuklar değil. Geçici seçim hükümetinde halkımızın sesi olmaya devam edeceğiz. Orada artık HDP'li bakanlar değil, orada artık işçiler var, Kürtler var, köylüler var, çiftçiler var, kadınlar var, ezilenler var, Aleviler var' dedi.

'TEK KURTULUŞ YOLU EL ELE VERMEMİZ'

Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Gezi direnişi ruhu bütün halkların ortak direniş ruhuydu. Kobanê direnişi ruhu da aynıydı. Kobanê ile Gezi direnişi ruhu nasıl birleştiyse bugün Yüksekova da, Cizre'de halka katliam yapılmasına karşı Türkiye'nin batısında herkes ayağa kalkmalıdır. Herkes Gezi ruhuyla bir kez daha tekrar hükümete 'bunları yapamazsın' diyebilmelidir. Türk-Kürt bugün el ele vermelidir; Kürdün katliamına, Türkün katliamına AKP'nin savaşıyla son vermenin tek yolu Türkün, Kürdün el ele vermesidir; Alevi-Sünni demeden, genç-yaşlı, kadın-erkek demeden her birimizin el ele vermesidir. Tek çıkış kurtulus yolu budur.

HDP tam da bugünler için kuruldu. İşte, HDP'ye oy verip de HDP'ye güç destek verip de 'ben kardeşlikten yanayım' diyenler; işte HDP'li olmanın günü bugündür, kardeş dayanışmasını göstermesinin günü bugündür. Batı-doğu demeden, İstanbul Hakkari; nerede kim zulüm görüyorsa onun yanında yer almaktır. HDP'li olmak; tam da halk ezilirken dikta rejimine karşi her yerde dimdik durabilmek, HDPli olmak; bir Alevi bir yerde ezilirken Sünni olarak ondan önce koşmaktır barikata HDP'li olmak,  bir Kürt ezilirken Türk olarak kendini öne atmaktır HDPli olmak; Devrimci olmak bunu gerektirir."

'YALNIZ BIRAKMAMALIYIZ'

Demirtaş konuşmasını, “Yüksekova-Cizre yalnız olduğunu düşünmemeli, orada katliam yapılırken bizler evlatlarımızın tabutları altına ezilmek zorunda olmadığımızı göstermek için her yerde ayağa kalkmalıyız, barışı haykırmalıyız" diyerek bitirdi.

Mitingde ayrıca SPÖ Grup başkanı Andreas Schieder ve Yeşiller Partisi'nden Berivan Aslan konuşma yaptı. HDP'ye destek mesajının da verildiği konuşmalarda, çatışmaların son bulması ve müzakerelerin başlaması istendi.