YENİLENDİ

DEM Parti: Yargı sistemi bir bütün olarak taranmalı

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, toplumsal yaraları onaracak hukuksal adımların derhal atılmasını isterken, “Bir bütün olarak yargı sisteminin taranması gerekiyor” dedi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Meclis Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, gündemdeki gelişmelere ilişkin Meclis’te bir açıklamada bulundu. 

KATLİAMLARLA YÜZLEŞME ÇAĞRISI

Sözlerine, yıldönümü dolayısıyla Çorum Katliamı’nda hayatını kaybedenleri anarak başlayan Gülistan Kılıç Koçyiğit, devlete “yüzleşme” çağrısında bulundu. 

Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Tam bir yüzleşmenin sağlanması ve onarıcı bir adaletin tesis edilmesinin önemine işaret etmek istiyorum. Bugün yeni bir dönemdeyiz, barışı konuşuyoruz, demokrasiyi konuşuyoruz. Katliamlarınn arkasındaki karanlıkları teşhir etmeden yeni katliamların ve acıların önüne geçme imkanı yoktur” dedi.

HUKUKSAL ADIMLAR DERHAL ATILMALI

Meclis’e gelmesi beklenen 10’unucu Yargı Paketi’ne ilişkin açıklamalarda bulunan Gülistan Kılıç Koçyiğit, bugüne kadar gelen dokuz paketin adaleti tesis eden ve eşitsizlikleri gideren bir yaklaşım içermediğini hatırlattı. 

Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Türkiye’nin demokratik geleceğini konuşuyorsak, hukuksal alanda yaşanan ağır mağduriyetlerin hızla giderilmesini, haksız ve hukuksuz tutuklamaların derhal serbest bırakılmasını ve toplumsal yaraları onaracak hukuksal adımların derhal atılması gerekiyor. Bu talebi buradan tekrar ifade ediyoruz. Sadece infazla ilgili, sadece cezaevindeki ayrımcılıkla ilgili taleplerimiz yok. Bir bütün olarak yargı sisteminin taranması gerekiyor" diye belirtti. 

BARIŞ İÇİN KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ HAYATİ ÖNEMDE

Gülistan Kılıç Koçyiğit, bütün ayrımcı maddelerin düzeltilmesi gerektiğini vurgularken, "Bu, bu ülkede barışın gelmesi, Kürt sorunun demokratik çözümü açısından hayati önemdedir" ifadelerini kullandı. 

SOMUT TALEPLERİMİZ VAR

“Somut taleplerimiz var” diyen Gülistan Kılıç Koçyiğit, şöyle devam etti:

“Bunu hem AKP yetkililerine hem de görüştüğümüz bütün siyasi parti temsilcilerinin heyetlerine ilettik. Buradaki en önemli meselelerden birisi infaz hukukunun ayrımcı olmasıdır. İnfaz hukukunda ciddi bir ayrımcılık var. Özellikle şartlı tahliye ve denetimli serbestlik gibi konularda, örgütlü suçlardan mahpus olanlar, yani TMK nedeniyle mahkûmiyeti olanların bundan kesinlikle faydalanmadığını görüyoruz. Bu büyük bir sorundur. Bütün meselelerde siyasi mahpuslar istisna tutuluyor. Özellikle şartlı tahliye konusunda ciddi sorunlar var. Normalde şartlı tahliye 1/2 iken, TMK’den hüküm giyilmişse burada 3/4 gibi bir infaz süresi ve şartlı tahliye süresi olduğunu görüyoruz. Bu, asla ama asla kabul edilebilir bir şey değildir. Yani cezada adalet, infazda eşitlik temel yaklaşımımızdır. Bunun temel bir ilke olarak bütün hukuk mevzuatına yedirilmesi gerekiyor.

ONBİNLERCE SİYASİ MAHPUS VAR

Mektup yazdığı için, slogan attığı için, temel hak ve özgürlüklerini savunduğu için siyasi mahpusların şartlı tahliyeleri yakılıyor. Diğer taraftan kadın katilleri, çocuk tecavüzcüleri şartlı tahliye koşullarından hızlı bir şekilde faydalanıyor. Türkiye cezaevlerinde onbinlerce siyasi mahpus var. Bu siyasi tutsakların en büyük özelliği, görüş ve düşünceleri ile bu ülkeyi demokratikleştirmek için yaptıkları eylemler nedeniyle cezaevinde olmalarıdır. Bu anlamıyla, siyasi mahpuslar gerçeği; adalet sisteminin tarafsızlığını yitirdiği, hukukun evrensel ilkelerinin ayaklar altına alındığı ve hem yargılama hem de cezanın infaz boyutuyla tam bir eşitsizliğin yaşandığı bir meseledir. 

Yine, TCK kapsamında işlenen bir suç açısından 5 yıl ceza alıyorsanız, bu suç eğer TMK kapsamındaysa 10 yıla çıkıyor. Neden? Çünkü TMK madde 5, örgütlü suçlar açısından 1/2 oranında ceza artırımı öngörüyor. 5 yıl olan cezayı 10 yıl hüküm olarak giyiyorsunuz. Bunun da hızlı bir şekilde ortadan kaldırılması gerekiyor. İnfaz hukukunun 105/A maddesinin 3. fıkrası, 'maruz kalınan ağır bir hastalık, engellilik veya kocama nedeniyle hayatlarını yalnız idame ettiremeyen ve koşullu salıverilmesine 3 yıl veya daha az süre kalan hükümlülerin denetimli serbestliğe ayrılabileceklerini' düzenlemiş. Burada yine bir istisna var: örgütlü suçlar ve siyasi mahpuslar hariç. Yine, 65 yaş üstü olan bütün mahpuslar açısından şartlı tahliye imkanı var; ama burada da istisna yine örgütlü suçlar.

YASAL DAYANAK ÇAĞRISI

Hali hazırda bir süreç yürüyor. 27 Şubat'ta Sayın Öcalan’ın çağrısı geldi. 6-7 Mayıs tarihlerinde örgüt kongresini topladı. Bütün bu süreçler devam edecek. Bütün bu sürecin bir yasal dayanağı var mı? Halihazırda Meclis'te çıkmış bir çözüm çerçeve yasası var mı? Hayır, yok. 2013-15’teki bu kadar geniş bir toplumsal mutabakat yoktu.  

MECLİS’TE KOMİSYON KURULMASI TALEBİ

Meclis'te kurulacak komisyona ilişkin çokça tartışma yapıldı. Bu, en fazla Sayın Bahçeli’nin paylaşımı ile gündeme geldi. Ama aslında DEM Parti olarak bunu gündeme getirmiştik. Özellikle Sayın Öcalan ile 28 Aralık’ta yapılan görüşmede, Meclis’te bir komisyon kurulması gerektiğine ve Meclis’in önemine dair belirlemeleri olmuştu.  

Bu görüşmenin ardından heyetimiz, ilk olarak Meclis Başkanı’na giderek parti turlarına başladı. Biz, buradaki komisyon tartışmalarını çok kıymetli buluyoruz. Komisyon mutlaka ama mutlaka kurulmalıdır. Bu komisyon, bu konuya özgü olarak kurulmalıdır. Yasa ile kurulması gereken bir komisyon olmalıdır. Ancak bu komisyonun şekli, içeriği, üye sayısı ve karar alma gibi meseleleri; yan yana gelerek, birlikte tartışarak ve geniş bir ortaklaşmayla hayata geçirebiliriz. 

Bu komisyon; STK’leri, kadınları, yazarları, akademisyenleri, gazetecileri dinleyebilecek ve onların görüş ile fikirlerini mutlaka sürece katacak şekilde oluşturulmalıdır. Dünya örneklerini inceleyebilecek bir komisyon olması da bizim açımızdan son derece önemlidir.

DEMOKRATİK VE ŞEFFAF OLMALI

En önemlisi bu komisyon demokratik ve şeffaf olmasıdır. Bütün bu tartışmaların toplumun gözünün önünde yapılmalıdır. Sayısından karar alma biçimine kadar her şey konuşulabilir. Yeter ki işin esası, özü kaçmasın. Nedir işin özü; Meclis'in adres olması. Sorunun Meclis'te konuşulması, Meclis'in inisiyatif alması, muhalefetin en geniş zeminde sürece katkı koyması ve toplumsal muhalefeti bu işin paydaşı yapacak bir yaklaşıma ihtiyaç var.

BAYRAMDAN ÖNCE YASALLAŞMA BEKLENTİSİ

Hızlı bir şekilde, bayramdan önce yasalaşır diye bekliyoruz. Biz taleplerimizi ilettik, bu taleplerimizin ne kadarını yasanın içereceğini biz de bilmiyoruz. Paket imza açıldığını görme şansımız olacak. Cezaevlerindeki ve toplumdaki beklentiyi karşılayabilecek ve sürece katkı koyabilecek maddeler olmasını gerek."