Sel felaketleri milyonlarca kişinin sağlığını tehdit ediyor
İklim değişikliği ve deniz seviyesinin yükselmesi, sel felaketlerinin hem sıklığını hem de etkisini artırıyor. Bu durum sağlık üzerinde de büyük bir etkiye sahip.
İklim değişikliği ve deniz seviyesinin yükselmesi, sel felaketlerinin hem sıklığını hem de etkisini artırıyor. Bu durum sağlık üzerinde de büyük bir etkiye sahip.
Son aylarda İspanya, Fransa, Hindistan ve Avustralya gibi birçok ülkede görülen şiddetli seller, onlarca kişinin ölümüne ve büyük maddi kayıplara yol açarken, aynı zamanda ciddi sağlık sorunlarına da neden oluyor. 2024 yılında Avrupa’daki nehir ağının neredeyse üçte biri taşarken, kıta 2013’ten bu yana en yaygın sel felaketiyle karşılaştı.
8 Nisan 2025’te Nature Water dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre, sellerin sağlık üzerindeki etkileri, özellikle kronik hastalığı olanlar için oldukça ciddi. Avustralya’daki Monash Üniversitesi’nden araştırmacılar, 2000–2019 yılları arasında sekiz ülkede (örneğin Avustralya, Kanada, Brezilya, Vietnam) gerçekleşen yaklaşık 300 milyon hastaneye yatış verisini inceledi. Sonuçlar, selden etkilenen bölgelerde hastaneye yatış oranlarının olaydan sonra 210 güne kadar arttığını gösteriyor.
EN SAVUNMASIZLAR ÇOCUKLAR VE YAŞLIYOR
Araştırmaya göre, seller sonrası hastaneye yatışlar; kalp, akciğer, sindirim ve bulaşıcı hastalıkların yanı sıra, diyabet, böbrek, sinir sistemi, kanser ve ruhsal rahatsızlıklar gibi çok çeşitli sağlık sorunlarını kapsıyor. En yüksek risk ise çocuklar ve yaşlılarda gözleniyor.
ALTYAPI ÇÖKÜYOR, HASTALIKLAR YAYILYOR
Seller, şehir altyapısında ciddi bozulmalara yol açıyor. Su ve kanalizasyon sistemlerinin zarar görmesi, içme suyu kirliliğine ve bulaşıcı hastalıkların yayılmasına neden olabiliyor. Aynı zamanda, fareler ve sivrisinekler gibi hastalık taşıyan canlıların çoğalması da sağlık risklerini artırıyor.
Tahliyeler ise insanları hijyenik olmayan koşullarda yaşamaya mecbur bırakıyor. Sağlık merkezleri zarar gördüğü için kronik hastalıkların (kanser, diyabet, psikiyatrik rahatsızlıklar vb.) takibi aksıyor. Ayrıca sel felaketlerinin psikolojik etkileri –örneğin yakınların kaybı ya da evlerin yıkılması– ruh sağlığı üzerinde kalıcı hasarlara neden olabiliyor.
Araştırma, paradoksal bir bulguya da dikkat çekiyor: Daha hafif şiddetteki sellerden sonra hastaneye yatış sayısı, daha büyük felaketlere göre daha yüksek çıkabiliyor. Bunun nedeni, büyük sellerde sağlık sisteminin felç olması ve insanların hastaneye ulaşamaması. Ayrıca düşük gelirli kesimler, sağlık hizmetlerine erişimdeki zorluklar nedeniyle hastaneye yatılamadan tedavisiz kalabiliyor.
SAĞLIK SİSTEMLERİ HAZIRLIKLI DEĞİL
Araştırmanın başyazarı Yuming Guo, “Sellerin sağlık üzerindeki etkisi büyük ölçüde göz ardı ediliyor ve iklim değişikliğiyle bu etkiler daha da şiddetlenecek” diyerek acil önlem çağrısı yaptı. Guo’ya göre, sağlık sistemleri bu yeni gerçekliğe göre hızla adapte edilmezse, her yeni sel felaketi daha fazla can kaybı ve sağlık kriziyle sonuçlanacak.