Tarihte bir halkın özgürlüğü için verilen savaşlar en kutsal savaşlardır. Bu savaşların nedeni, birçok halkın özgürlük haklarının tanınmaması ve esaret altına alınmalarıdır. Ülkemiz Kürdistan da aynı şekilde her türden saldırıya maruz kalmıştır. İşgalciler her zaman Kürt halkını iradesiz bırakmak ve Kürdistan’ın kaynaklarını kendi çıkarlarına göre sömürmek istemiştir. Bugün Kürdistan dağlarında binlerce Kürt genç kadın ve erkek, halklarının özgürlüğü için Rêber Apo’nun düşünce ve felsefesi doğrultusunda eşi benzeri olmayan bir direniş ve mücadele yürütmektedir. Özellikle bu direnişe öncülük eden Kürt kadınları ön plandadır.

Erkek egemen sistem karşısında mücadele yürüten bu kadınlar, dünya kadınlarına umut ve inanç kaynağı olmuşlardır. Bu umutla binlerce kadın Kürdistan dağlarına yönelmiştir. Özgürlük yolunda yürüyen bu kadınlardan biri de Dilan Tunç’tur. Dilan Tunç, Kürdistan şehirlerinden biri olan Êlih'te, yurtseverliğiyle tanınan Timoqî aşiretine mensup bir ailede dünyaya gelir. Timoqî aşireti tarih boyunca baskıya karşı başkaldırmış, birçok kez katliamlarla yüz yüze kalmıştır. Günümüzde de bu aşiretin üyeleri özgürlük hareketi saflarında direniş ruhunu yaşatmaktadır. Birçok bireyini özgürlük hareketine katan aşiret, kahramanca mücadeleler vermiştir. Dilan da böyle bir yurtsever aşiret içinde büyüdüğü için Kürdistan özgürlük hareketine yabancı değildir ve daha çocukken hareketi tanımıştır.

Ailesi ve çevresindeki direniş geçmişi, onun özgürlük hareketi ve gerillayla daha güçlü bir bağ kurmasına neden olmuştur. Dilan büyüdükçe kapitalist sistemin toplumu nasıl baskı altına aldığını daha iyi fark eder. Özellikle bu sistemin kadın üzerindeki etkisini derin bir şekilde hisseder. Sisteminde yaşayan kadınlar sürekli bir çıkış yolu aramaktadır. Dilan da bu özgürlük arayışındaki kadınlardan biridir. Özgürlüğe ulaşmanın yolunun erkek egemen sisteme karşı mücadeleden geçtiğini bilir. Gençlik yıllarında özgürlüğe ulaşmak için gençlik çalışmalarına katılır.

2015 YILINDA YÖNÜNÜ ÖZGÜR DAĞLARA VERİR

Gençlik çalışmalarındayken işgalci Türk devletini daha iyi tanır. Genç bir kadın olarak gençlik çalışmaları içinde öncü bir rol üstlenir. Özellikle kadınları örgütlemek için büyük bir emek verir. Gençlerin öncüsü olan Dilan, yaptığı çalışmalarda birçok genç kadının Kürdistan dağlarına yönelmesini sağlar. O, hiçbir zaman erkek egemen sistemin dayattığı bir yaşamı kabul etmez. Özellikle Kürt kadınlarına yönelik yürütülen özel savaş politikalarının temeli, Kürt halkına boyun eğdirmektir. Dilan ise bu saldırılara karşı özgürlük mücadelesini daha da yükseltmek için bir yol arar. Ona göre özgürlük yolunun en doğru rotası özgürlük hareketine katılmaktır. Kadın özgürlüğü için en doğru yolun özgürlük mücadelesine katılmak olduğuna inanır. Rêber Apo’nun kadın özgürlüğü için yaptığı öncülük, bugün dünya çapında bir örnek haline gelmiştir. Özgürlük mücadelesine katılan her kadının aklına gelen ilk şey Önderliğin düşüncesi ve felsefesidir. Onun kadın özgürlüğü temelinde oluşturduğu ideoloji, kadınları Kürdistan dağlarına yönlendirmektedir.

Dilan, özgürlüğe ulaşmak ve şehitlerin izinden gitmek için 2015 yılında yönünü özgür dağlara verir. Özgür dağlara ulaştığında amcasının kızı olan kuzeninin silahını yerde bırakmaz ve intikamını almaya karar verir. O artık Jiyan Timoqî’dir. Gerilla Jiyan, yoldaşlık ruhuyla örülmüş gerilla yaşamını gördüğünde, bu yaşamı kendisi için hakikat yolu olarak seçer. Temel eğitimini tamamladıktan kısa bir süre sonra gerilla yaşamını öğrenmeye başlar ve kişiliğinde büyük gelişmeler yaşar. Jiyan, eğitim sürecindeyken Şengal’de insanlıktan nasibini almamış DAİŞ çetelerinin Êzidî halkına yönelik katliamlarına tanıklık eder. Bu katliamdan sonra Jiyan, büyük bir öfkeyle Şengal’e gitmek ister. Devrimci sorumluluğunun bilinciyle Şengal’e geçer.

Şengal’de yoldaşlarıyla birlikte DAİŞ’e karşı en ön cephede mücadele eder. Onun ve yoldaşlarının bu mücadelesi, Şengal halkının DAİŞ zulmünden kurtuluşunu sağlar. Gerilla Jiyan, 2018 yılına kadar Şengal’de devrimci mücadelesini sürdürür. Ardından büyük bir istek ve coşkuyla tekrar dağlara döner ve Avaşîn alanına geçer. Avaşîn, Jiyan için bir direniş alanı olur; orada birçok kahraman direnişçiye tanıklık eder ve halkının özgürlüğü uğruna canını feda eden yoldaşlarının mücadelesine ortak olur. Dört yıl boyunca işgalci Türk devletine karşı birçok eylemde yer alır. Düşmana karşı öfkesini diri tutarken, yoldaşlarıyla olan bağını da sevgiyle güçlendirir. Ülkesine aşkla bağlı olan gerilla Jiyan, hiçbir zaman kendini yeterli görmez ve demokratik modernite gerillası olmak için sürekli kendini eğitir. Daha fazla gelişmek için Şehîd Bêrîtan Akademisi’ne katılır.

Jiyan, Komutan Bêrîtan’ın çizgisinde yürüyen bir gerilla olmak için ideolojik ve askeri olarak kendini geliştirmek için büyük bir çaba harcar. Özellikle özgür kadın ilkeleri temelinde büyük bir dikkatle eğitimleri takip eder. Rêber Apo’nun düşünce ve felsefesini, PAJK ilkeleri doğrultusunda içselleştirir ve kendisi için yeni bir yaşamın temelini atar. Bu temelde kişiliğinde büyük gelişmeler sağlar. Bununla birlikte artık kendini Metîna savaş alanına geçmeye hazır hisseder. Gerilla Jiyan, nerede savaş varsa oraya yönelir. Durmak nedir bilmiyordu. Metîna bölgesine geçerek kahramanca yürütülen direnişin bir parçası olur.

TEK AMACI VARDI, HALKIN VE ÖNDERLİĞİN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ SAĞLAMAK

Gerilla Jiyan, Metîna bölgesine geçtiğinde, bu topraklar uğruna canını feda eden her bir gerillayı hatırlar ve kendine bir söz verir; “Yaşadığım sürece bu topraklarda şehitlerin izinden gideceğim ve bütün gücümle işgalcilere karşı amansız bir mücadele yürüteceğim.” Bu sözlerle Jiyan, şehitlere olan bağlılığını ifade eder. Avaşîn’de olduğu gibi büyük bir coşkuyla Metîna’da da savaşa katılır. Jiyan’ın Metîna’da olduğu süreçte işgalci Türk ordusu geniş çaplı bir operasyon başlatır. Gerilla Jiyan, bu operasyona karşı direnişin yükünü omuzlayarak Girê Ortê’ye geçer. Burada tünel çalışmalarında önemli bir rol oynar. Bu tünelleri, özgür bir geleceğin inşası için büyük bir eser olarak görür. Metîna’daki savaş giderek daha da yoğunlaşır.

Girê Hekarî direniş kalesinde, Komutan Nûrî Yekta ve Azêler öncülüğünde Apocu bir duruş sergilenir. İşgalciler tüm imkanlarını kullanarak saldırılarını yoğunlaştırır. Kimyasal silahlar da dahil her türlü silah gerillalara karşı kullanılır. Ancak tüm saldırılara rağmen direnişçi gerillalar asla taviz vermez, işgalcilere ağır darbeler vururlar. Gerilla Jiyan da yoldaşlarının yükünü paylaşmak için savaşın ön cephesine geçer. 2023 yılında işgalciler bu kez Girê Ortê’ye saldırır. Gerilla Jiyan ve yoldaşları büyük bir direnişle işgalcilere ağır kayıplar verdirir. Girê Ortê direnişini kıramayan işgalciler yine kimyasal silahlara başvurur. Ancak bu da sonuç vermez.

Komutan Rûstem ile Berçem öncülüğünde Jiyan ve yoldaşları, tünellerde onur savaşını sürdürür. Ne açlık, ne yorgunluk onları durdurur. Tek bir amaçları vardır: Halklarının ve Önderliğin özgürlüğünü sağlamak. Gerilla Jiyan 18 Aralık 2023 yılında işgalci Türk devletinin saldırıları sonucu yoldaşları Berçem Umut (Suzan Duman), Rustem Arpêt (Orhan Yakut), Şahin Nûda (Bedran Gökdemir) ve Ciwan Minbic (Salih Tewfîq) ile birlikte şehit düşer. Gerilla Jiyan ve yoldaşları kararlı mücadeleleriyle işgalcilere karşı Rêber Apo ve halklarına olan bağlılıklarını gösterdiler.