Cumartesi Anneleri: Uyuma Türkiye!

Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması amacıyla sürdürdükleri adalet arayışlarının 561'inci haftasında bir araya geldi.

Cumartesi Anneleri, bu haftaki eylemlerinde AKP'nin katliamcı uygulamalarına dikkat çekti. Anneler, duyarlılık çağrısı yaparak, "Uyuma Türkiye" diye seslendi. Eylemde konuşan, 1980'de kaybedilen Hayrettin Eren'i kardeşi İkbal Eren, "Bugün üç aylık bir bebek katledildi. Ne istediniz o bebekten, ne yapacaktı size? Ben bugün ağabeyimin cenazesini istemeye utanıyorum artık" dedi.

Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması amacıyla sürdürdükleri adalet arayışlarının 561'inci haftasında bir araya geldi. "Failler belli, kayıplar nerede" yazılı pankart açan Cumartesi Anneleri, ellerinde her hafta olduğu gibi kaybedilen yakınlarının fotoğrafları ile kırmızı karanfiller taşıdı. 
Bu haftaki eylemde, 24 Aralık 1994 yılında gözaltında kaybedilen İsmail Bahçeci'nin akıbeti soruldu. Anneler, pankartlarının üzerine Bahçeci'ye ait kazak ve çizdiği karikatürleri koydu. 

'FAİLLER BELLİ'

Eylemde ilk olarak, 14 Nisan 1995'te Van'da gözaltına alınarak kaybedilen Kadir Keremoğlu'nun oğlu Bahattin Keremoğlu konuştu. Kürtçe olarak konuşan Keremoğlu, dönemin JİTEM üyeleri Alaattin Kanat, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım ve Şehmuz Durak'ın isimlerini vererek, "Failler bellidir" dedi. Kürdistan'daki yasaklar ve katliamlara da dikkat çeken Keremoğlu, "Biz adalet istiyoruz. 21 yıldır bu davanın peşindeyiz. Bugün de hala Kürtleri katletmelerinin tek sebebi Kürt olmaları" dedi.

'CEHENNEM OLACAKSINIZ!'

Gözaltına alındığı 1995 yılında katledilen Rıdvan Karakoç'un kardeşi Hasan Karakoç da, Kürdistan'daki katliamlara işaret ederek, şunları söyledi: "Biz 561 haftadır kayıplarımızın akıbetinin ortaya çıkarılması ve bunların son bulması için bu meydandayız. Ama bu eli kanlı katiller her gün yeni bir cinayetle kayıplar ordusuna bir yenisini daha ekliyor. Eli kanlı katillere sesleniyorum. Bu ülke, bu halk sizin döktüğünüz bu kanın hesabını soracak ve sizler cehennem olup hak ettiğiniz yere gideceksiniz."

'ÜÇ AYLIK BEBEKLERİ KATLEDİYORLAR'

Yine 21 Kasım 1980'de kaybedilen Hayrettin Eren'i kardeşi İkbal Eren de, "90'lı yıllarda insanları kamuoyundan uzakta kaybediyorlardı. Bugün her şey ayan beyan yapılıyor. Öldürdükleri insanların cenazeleri haftalarca sokaklarda bekletiyorlar. Bugün üç aylık bir bebek katledildi. Ne istediniz o bebekten, ne yapacaktı size? Ben bugün ağabeyimin cenazesini istemeye utanıyorum artık. Gözümüzün içine baka baka insan öldürüyorlar" diye konuştu.

'DEVLET TERÖRÜNE KARŞI SES ÇIKARALIM'

İsmail Bahçeci'nin kardeşi Umut Bahçeci ise, ağabeyi kaybedildikten sonra dönemi İnsan Haklarından Sorumlu Bakanı Azimet Köylüoğlu'nun oğlunun akıbetini soran annesine, "Çocuğunu öldürüp bir çukura atmışlardır" cevabını verdiğini aktardı. Ağabeyinin kaybedildiği 1994 yılına kadar hemen her hafta evlerine baskın düzenlendiğini ancak ağabeyinin gözaltına alındığı 24 Aralık tarihinden sonra polislerin bir daha evlerine gelmediğini belirten Bahçeci, "Katiller bellidir. Devleti insana verdiği değer ortadadır" ifadelerini kullandı. Bahçeci de, Kürdistan'da da devlet terörünün aleni bir şekilde devam ettiğini söyleyerek, "Herkesi barış için ve devlet terörüne karşı ses çıkarmaya davet ediyorum" dedi.
Haftanın açıklamasını okuyan Gözde Ceren Uygun da, Kürdistan'da 4 aydır devletin açık bir şekilde katliamlarını sürdürdüğünü söyledi. Uygun, "Yeni yıl mesajımızdır; ülkenin doğusunda çocuklar, 'burada devlet bizi öldürüyor' diye feryat ederken, uyuma Türkiye" dedi.

SORUMLULAR

Uygun, 24 Aralık 1994 yılında İstanbul'da gözaltına alındıktan sonra kaybedilen İsmail Bahçeci için yapılan tüm başvuruların sonuçsuz kaldığını ve etkin bir soruşturma yapılmadığını belirtti. Uygun, Bahçeci'nin kaybedilmesinden dönemin Terörle Mücadele Şube Müdürü Reşat Altay, İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar'ın sorumlu olduğunu söyledi.