CDU: Kürt festivalinde yanıt verilmeyen sorular var
CDU: Kürt festivalinde yanıt verilmeyen sorular var
Mannheim'de gerçekleşen 20. Uluslararası Kürt Kültür Festivali sırasında yaşanan şiddet olayları, Baden-Württemberg Eyalet meclisinde kapalı bir oturumla tartışıldı. Başbakan Merkel'in partisi CDU "Yanıt verilmeyen sorular var" açıklamasını yaparken, eyaletin koalisyon hükümeti ortaðı Yeşiller milletvekili Uli Sckerl "Şimdiye kadar hiç bir festival böyle deðildi, hepsi çok barışçıl geçmişti" dedi.
Avrupa'da yaşayan 100 binden fazla Kürdistanlı ve dostu 8 Eylül'de Almanya'nın Mannheim kentinde "Öcalan'a özgürlük, Kürdistan'a statü" adıyla düzenlenen 20. Uluslararası Kürt Kültür Festivali'nde bir araya gelmişti. Fakat polisin bayrak taşıyan 12 yaşındaki bir çocuða saldırmasıyla başlayan şiddet olaylarında yüzden fazla festivali katılımcısı yaralanmış, 80 polisin de yaralandıðı iddia edilmişti.
Festivalin ardından ise Alman medyasında "Kürt şiddeti", "Şiddet yanlısı Kürtler", "Kürt öfkesi", "Kürtler Alman polisi avına çıktı" başlıklı tek yanlı haberler dikkat çekerken, Baden-Württemberg Eyaleti Ýçişleri Bakanı (Sosyal Demokratlar Partisi) SPD'li Reinhold Gall, bundan sonra böyle gösterilere izin verilmemesi ve PKK'ye yakın kuruluşların yasaklanmasını talep etmişti.
EYALET MECLÝSÝNDE KAPALI FESTÝVAL OTURUMU
Dün ise festivalde yaşanan şiddet olaylarına ilişkin Mannheim kentinin baðlı olduðu Baden-Württemberg Eyaleti Meclisi'nde basına kapalı oturum yapıldı. Eyalet içişleri bakanı Gall'ın festivale ilişkin verdiði raporun tartışıldıðı oturumun ardından başbakan Merkel'in partisi Hıristiyan Demokratlar Birliði (CDU) Grubu'nun Ýçişleri Sözcüsü Thomas Blenke, birçok ayrıntının açıklanmadıðını belirtti.
Alman haber ajansı DPA'ya konuşan Blenke "Bütün sorularımıza yanıt almış deðiliz" dedi. SPD'nin eyalet hükümeti ortaðı Yeşiller Partisi'nden Uli Sckerl ise henüz bütün sorulara yanıt almanın erken olduðunu söyledi. Bütün video görüntülerinin incelendikten sonra bir kanıya varılacaðını belirten Sckerl " Şimdiye kadar hiç bir festival böyle deðildi, hepsi çok barışçıl geçmişti" dedi.
Mannheim polisinin o gün yaşanan olaylara ilişkin hazırlayacaðı raporun ardından eyalet meclisinde yeniden bir oturumun yapılacak. Raporun ise en ez 2-3 ay süreceði tahmin ediliyor. Ancak festivalin ardından polis sendikası, polislerin daha fazla korunması gerektiðini bildirmiş, polis şefleri ise festival katılımcıları suçlamıştı.
POLÝS ŞEFÝ: O GÜN 40 BÝN KÝŞÝYÝ GÖZALTINA ALABÝLÝRDÝM
Geçtiðimiz hafta festivalin ardından yerel RNF televizyon kanalının Karl May'ın "Vahşi Kürdistan'a Yolculuk" romanında esinlenerek "Mannheim'de Vahşi Kürdistan" adıyla yaptıðı tartışma programına katılan polis şefi Dieter Schäfer'in sert sözleri ise dikkat çekti. O gün polis birliklerinin başında olan Schäfer PKK yasaðına atıfta bulunarak "O gün 40 bin kişiyi gözaltına alırdım, yasalar bana bütün yetkileri veriyor" dedi.
Daha önce yapılan 19 festivalin de yasalara aykırı olduðu görüşünü savunan Schäfer, Kürtleri kast ederek "Bu insanlar yasalarımızı anlamıyor" gibi ayrımcı ifadeler kullandı. Programa katılan Mannheim Belediye Başkanı Dr. Peter Kurz ise festivali yasaklamanın kesinlikle söz konusu olamayacaðını belirterek "O zaman büyük bir kaos yaşanırdı. Kimse bunun sorumluluðunu alamazdı" dedi.
Davet edilmesine raðmen söz konusu tartışma programına katılmayı red eden Almanya Kürt Dernekleri Federasyonu (YEK-KOM) ise hafta sonu Alman medyasına gönderdiði yazılı açıklamayla söz konusu haber ve açıklamalara tepki gösterdi. YEK-KOM, yaşanan üzücü olayların asıl nedeninin 1993 yılından bu yana yürürlükte olan PKK yasaðından kaynaklandıðına bildirdi.
BADEN-WÜRTTEMBERG'E ÖZEL YASALAR!
Mart 2011'deki yerel seçimlerde eyalet yönetimin CDU'dan SPD/Yeşiller'e geçtiði ve 100 binden fazla Kürt göçmenin yaşandıðı Baden-Württemberg eyaleti ise son bir yıldır Kürtlere karşı uyguladıðı yasalarla dikkat çekiyor. Aynı şekilde ilk kez bu eyalette 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren Alman vatandaşlıðı için başvuruda bulunan göçmenler ''vicdan testi''ne tabi tutulmaya başlandı.
Nisan'da iki YEK-KOM yöneticisi Bahattin Doðan ve Ahmet Zeyre'nin Almanya'daki oturum müsaadelerini iptal edildiði eyalette Şubat'ta Kürt siyasetçi-yazar Muzaffer Ayata'yı birçok haktan men edilmişti. Ancak geçtiðimiz ay Stuttgart Ýdare Mahkemesi, Ayatanın Kürt sorunu hakkında makale yazması, konferanslarda konuşmasını yasaklayan kararı hukuka uygunluðu konusunda ciddi şüpheler bulunduðu gerekçesiyle durdurmuştu.
Avrupa'da yaşayan 100 binden fazla Kürdistanlı ve dostu 8 Eylül'de Almanya'nın Mannheim kentinde "Öcalan'a özgürlük, Kürdistan'a statü" adıyla düzenlenen 20. Uluslararası Kürt Kültür Festivali'nde bir araya gelmişti. Fakat polisin bayrak taşıyan 12 yaşındaki bir çocuða saldırmasıyla başlayan şiddet olaylarında yüzden fazla festivali katılımcısı yaralanmış, 80 polisin de yaralandıðı iddia edilmişti.
Festivalin ardından ise Alman medyasında "Kürt şiddeti", "Şiddet yanlısı Kürtler", "Kürt öfkesi", "Kürtler Alman polisi avına çıktı" başlıklı tek yanlı haberler dikkat çekerken, Baden-Württemberg Eyaleti Ýçişleri Bakanı (Sosyal Demokratlar Partisi) SPD'li Reinhold Gall, bundan sonra böyle gösterilere izin verilmemesi ve PKK'ye yakın kuruluşların yasaklanmasını talep etmişti.
EYALET MECLÝSÝNDE KAPALI FESTÝVAL OTURUMU
Dün ise festivalde yaşanan şiddet olaylarına ilişkin Mannheim kentinin baðlı olduðu Baden-Württemberg Eyaleti Meclisi'nde basına kapalı oturum yapıldı. Eyalet içişleri bakanı Gall'ın festivale ilişkin verdiði raporun tartışıldıðı oturumun ardından başbakan Merkel'in partisi Hıristiyan Demokratlar Birliði (CDU) Grubu'nun Ýçişleri Sözcüsü Thomas Blenke, birçok ayrıntının açıklanmadıðını belirtti.
Alman haber ajansı DPA'ya konuşan Blenke "Bütün sorularımıza yanıt almış deðiliz" dedi. SPD'nin eyalet hükümeti ortaðı Yeşiller Partisi'nden Uli Sckerl ise henüz bütün sorulara yanıt almanın erken olduðunu söyledi. Bütün video görüntülerinin incelendikten sonra bir kanıya varılacaðını belirten Sckerl " Şimdiye kadar hiç bir festival böyle deðildi, hepsi çok barışçıl geçmişti" dedi.
Mannheim polisinin o gün yaşanan olaylara ilişkin hazırlayacaðı raporun ardından eyalet meclisinde yeniden bir oturumun yapılacak. Raporun ise en ez 2-3 ay süreceði tahmin ediliyor. Ancak festivalin ardından polis sendikası, polislerin daha fazla korunması gerektiðini bildirmiş, polis şefleri ise festival katılımcıları suçlamıştı.
POLÝS ŞEFÝ: O GÜN 40 BÝN KÝŞÝYÝ GÖZALTINA ALABÝLÝRDÝM
Geçtiðimiz hafta festivalin ardından yerel RNF televizyon kanalının Karl May'ın "Vahşi Kürdistan'a Yolculuk" romanında esinlenerek "Mannheim'de Vahşi Kürdistan" adıyla yaptıðı tartışma programına katılan polis şefi Dieter Schäfer'in sert sözleri ise dikkat çekti. O gün polis birliklerinin başında olan Schäfer PKK yasaðına atıfta bulunarak "O gün 40 bin kişiyi gözaltına alırdım, yasalar bana bütün yetkileri veriyor" dedi.
Daha önce yapılan 19 festivalin de yasalara aykırı olduðu görüşünü savunan Schäfer, Kürtleri kast ederek "Bu insanlar yasalarımızı anlamıyor" gibi ayrımcı ifadeler kullandı. Programa katılan Mannheim Belediye Başkanı Dr. Peter Kurz ise festivali yasaklamanın kesinlikle söz konusu olamayacaðını belirterek "O zaman büyük bir kaos yaşanırdı. Kimse bunun sorumluluðunu alamazdı" dedi.
Davet edilmesine raðmen söz konusu tartışma programına katılmayı red eden Almanya Kürt Dernekleri Federasyonu (YEK-KOM) ise hafta sonu Alman medyasına gönderdiði yazılı açıklamayla söz konusu haber ve açıklamalara tepki gösterdi. YEK-KOM, yaşanan üzücü olayların asıl nedeninin 1993 yılından bu yana yürürlükte olan PKK yasaðından kaynaklandıðına bildirdi.
BADEN-WÜRTTEMBERG'E ÖZEL YASALAR!
Mart 2011'deki yerel seçimlerde eyalet yönetimin CDU'dan SPD/Yeşiller'e geçtiði ve 100 binden fazla Kürt göçmenin yaşandıðı Baden-Württemberg eyaleti ise son bir yıldır Kürtlere karşı uyguladıðı yasalarla dikkat çekiyor. Aynı şekilde ilk kez bu eyalette 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren Alman vatandaşlıðı için başvuruda bulunan göçmenler ''vicdan testi''ne tabi tutulmaya başlandı.
Nisan'da iki YEK-KOM yöneticisi Bahattin Doðan ve Ahmet Zeyre'nin Almanya'daki oturum müsaadelerini iptal edildiði eyalette Şubat'ta Kürt siyasetçi-yazar Muzaffer Ayata'yı birçok haktan men edilmişti. Ancak geçtiðimiz ay Stuttgart Ýdare Mahkemesi, Ayatanın Kürt sorunu hakkında makale yazması, konferanslarda konuşmasını yasaklayan kararı hukuka uygunluðu konusunda ciddi şüpheler bulunduðu gerekçesiyle durdurmuştu.
