Tutuklanan Van Belediye Başkanı Bekir Kayanın eşi Aslı Kaya, basına yazdıðı mektupta Kürt olarak bizi yok saymayan ve bunun sözle deðil, hukukla güvence altına alındıðı bir hayat istiyoruz dedi. Eşinin tutuklanmasına tepki göstererek Uydurma dosyalarla, uydurma mahkemeler kuruldu diyen Aslı Kaya, Bütün bu yaşananlar bir dejavu gibi
Bu anı daha önce yaşamıştım diyorum. Çocukluðumuzda bize yaşattıklarını şimdi bizim çocuklarımıza yaşatmak istiyorlar. Sistem anlayışında hiçbir deðişiklik yok tabi
Ama göremedikleri veya görmek istemedikleri bir şey var ki, Kürtler eski Kürt, Anneler eski anneler deðil! ifadelerini kullandı.
Van F Tipi Cezaevinde tutulan Van Belediye Başkanı Bekir Kayanın eşi Aslı Kayanın mektubu şöyle:
Eşim, Van Belediye Başkanı Bekir Kaya, 7 Haziran tarihinde Vanda KCK adı altında yapılan siyasi soykırım operasyonları kapsamında tutuklanarak cezaevine konuldu. Her Kürdün çokta yabancı olmadıðı bir sabah 04 operasyonu ve Perşembe günü
Bugünün sizde nasıl bir anlamı olduðunu bilmiyorum ama milyonların oyları ile seçilen 36 belediye başkanı için kentlerinde kara gün olarak ilan edilen bir Kara Perşembe günü
Ne tesadüf ki Bekir Kayanın alındıðı gün de tıpkı diðer birçok belediye başkanın alındıðı gün olan Perşembe
Soruşturma dosyalarının başlangıcına dikkat çekiyor avukatlar
Yine ne tesadüf ki, soruşturma tarihi, Bekir Kayanın göreve geldiði tarihe dayanıyor. Sanki daha o gün dosya açılmış, hazırlık yapılmış, yol çizilmiş, tarih belirlenmiş ve günü gelince kullanılmaya hazır bir dosya bırakılmış savcıya
Ne acı ki biz bu puzleyi birleştirmeye çalışırken, iktidarın da bunun ön siyasi hazırlıðını yaptıðını öðreniyoruz.
Tüm bu nedenlerden dolayı Bekir Kaya ifade vermedi. Çünkü yürütülen soruşturmanın taraflı ve siyasi bir soruşturma olduðunu düşünüyordu. Bekir Kayanın burada yaptıðı şey oyunun parçası olmamaktı
Böylesi bir senaryonun ortasında Böyle bir soruşturma ve yargılamaya güvenmiyorum diyerek binlerce Kürt gibi, adalet olduðu söylenen süreç ve taraflı uygulamalar karşısında, adalete inancının olmadıðını gösterdi.
Hukuki bir gerekçe bulamayan savcı, Bekir Kayayı Toplum barışını bozabileceði öngörüsü ile tutuklamaya sevk ediyor. Ýnsan toplumsal barış olsun diye insanları bırakırken, bir kentin belediye başkanı Toplumsal barış bozulur diye içeriye atılıyor
Bir kentin yüzde 60ı yani her üç kişiden ikisi, kendi toplumsal barışlarını bozacak bir belediye başkanı neden seçsinler ki?
Ve söylenecek bir şey kalmıyor geriye. Avukatlar dosyalara bakıp, bir şey söylemiyor. Çünkü KCK dosyalarında süreç başka işliyor. Bir avukatın dışarıda kendimi bir tiyatro sahnesinde hissediyorum nedense, çünkü roller belli, senaryo belli, ne yaparsak yapalım sonuç deðişmiyor, kulaklar ve zihinler kapalı, hukuka, toplumun barışını esasen oluşturan seslere
bu sözleri söylediðine tanık olabiliyorum.
Hırsızların, arsızların elini, kolunu sallayarak dolaştıðı bir ülkede, halk belediyeciliðini Vana getiren bir belediye başkanı içerde. AKP siyaseten bükemediði bileðe kelepçe takıyor. Bekir Kaya, egemen iktidar medyasının; itfaiye olayında montajlanmış görüntülerle göstermeye çalıştıðının aksine, iyi bir eş, iyi bir baba, hepsinin ötesinde vicdanlı bir ÝNSANdır! Tek kelime ile Bekiri anlat? Deseler GÜVEN derim. Tereddütsüz arkanı dönebileceðin, çıkarsız, hesapsız
ÝNSAN!
Uydurma dosyalarla, uydurma mahkemeler kuruldu. Sabahlara kadar psikolojik bir işkenceye maruz kaldık. Egemen iktidar medyası, ifadeler 12 saat sürdü diye geçiyordu, ama biz oradaydık. Verilen veya verilecek bir ifade olmadıðından böyle bir ifade süresi de yok. Zaten gerekte yok
Kimin tutuklanıp, kimin bırakılacaðı önceden belli
Cezaevindeki odaları bile günler öncesinden buraya başkanlar gelecek diye hazırlanmış
Eşim daha evdeyken tutuklanacaðını biliyordu. Gitmeden bana son sözleri Dik dur ve lütfen annelerin yanında aðlama, üzülme, üzme onları ve moral ver oldu. Kendine veya oðluma iyi bak, üzülme deðil de; anneleri üzme
Bütün bu yaşananlar bir dejavu gibi
Bu anı daha önce yaşamıştım diyorum. Çocukluðumuzda bize yaşattıklarını şimdi bizim çocuklarımıza yaşatmak istiyorlar. Sistem anlayışında hiçbir deðişiklik yok tabi
Ama göremedikleri veya görmek istemedikleri bir şey var ki, Kürtler eski Kürt, Anneler eski anneler deðil! Biz kadın olarak, anne olarak, eş olarak, bize dayatılan bu adaletsizliðin, hukuksuzluðun hepsini görüyor ve bunun karşısında onurlu duruşlarıyla oyunlarını boşa çıkaran eşlerimize, daha çok saygı duyuyor, daha çok seviyoruz.
Ýçerde 8 bini aşkın KCKli var. Bunların eşleri, çocukları, anne-babaları, kardeşleri vs
Hepsini sayarsak milyonların hayatları bir kişinin iki dudaðına mahkum ve bunun adını da hukuk devleti, demokrasi diyorlar. Toplumsal barışı böyle mi saðlıyorlar? Kendileri de bunun böyle olmadıðını biliyor ama benim insan olarak anlamadıðım; neden bu ısrar?
Bir kadın, bir anne olarak diyorum ki; hiçbir evlat dini, dili, rengi ne olursa olsun, diðerinden deðersiz deðildir. Hiçbir annenin acısı diðerinden farksız, hiçbir sevgilinin hasreti diðerinden yakıcı deðil
Biz Kürtler de artık, kaderlerimizi birinin aðzından çıkacak sözlere terk etmek istemiyoruz. Kürt olarak bizi yok saymayan ve bunun sözle deðil, hukukla güvence altına alındıðı bir hayat istiyoruz. Bu gerçekleşinceye kadar siyasal zeminde bunun mücadelesini veren, eşlerimizin, çocuklarımızın hep yanında olacaðız
Artık ateş sadece düştüðü yeri yakmıyor. Küçük kıvılcımlar, kocaman bir yangına döndü, yüreklerimizi yakıyor. Ateşi yakan elden umudum yok ama sizden birer damla su bekliyorum. Bu damlalar birleşerek bu yangını söndürebilir ancak
Sevgiler