BDP Kadın Meclisleri'nden çocuk istismarına tepki

BDP Kadın Meclisleri'nden çocuk istismarına tepki

BDP Kadın Meclisleri İstanbul Başakşehir'de 7 yaşındaki D.T'nin cinsel istismara uğramasının, Türkiye'de çocuk istismarının korkunç boyutlarını bir kez daha gözler önüne serdiğini belirtti. "bu durum sadece ahlaki yozlaşmayla açıklanamaz" diyen Kadın Meclisleri, istismarın Kürt çocuklarına dönük bir devlet politikası olarak uygulandığına dikkat çekti. 

BDP Kadın Meclisleri, Başakşehir'de BDP yöneticisinin 7 yaşındaki çocuğu D.T'ye cinsel istismara ilişkin yazılı açıklamada bulundu. 

"İstanbul Başakşehir’de 7 yaşındaki D.T isimli bir çocuk cinsel istismara uğramıştır. Bu olay, çocuk istismarının korkunç boyutlarını bir kez daha gözler önüne sermiştir. Türkiye’de çocuk istismarları dünyanın hiçbir yerinde rastlanmayacak derecede hızla artmaktadır. Bu durum sadece ahlaki yozlaşmayla açıklanamaz" denilen açıklamada bunun en önemli nedenlerinden birinin de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın çocuk istismarlarını neredeyse meşru görmesi olduğunu vurgulandı. "Çocukları koruması gereken başlıca kurum olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, bu konuda en geri ve en pasif kurum olma niteliğini devam ettirmektedir" denildi.

Cinsel istismar zanlısının da 15-16 yaşlarında bir çocuk olduğuna işaret eden Kadın Meclisleri, "bu da başka büyük bir soruna daha işaret etmektedir. Uyuşturucu, fuhuş ve çeteleşmeyle ahlaki yozlaşmanın neredeyse dayatıldığı bir toplumda en büyük mağdurların çocuklar olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir" diye belirtti. 

Açıklamada cinsel istismarın Kürt çocuklarına dönük bir devlet politikası olarak uygulandığına işaret edilerek şunlar belirtildi: 

"Bunu gerek Pozantı gibi cezaevlerinde kendi yetkilileri eliyle, gerekse de Kürt toplumunda Kürt’ü Kürt’e kırdırma politikasıyla, devletin Kürtlere yönelik süreli bir kültürel soykırım politikası uyguladığı aşikârdır.   Bu açıdan cinsel istismara uğrayan 7 yaşındaki D.T’nin ilçe yöneticimizin çocuğu olması tesadüf değil, bilinçli ve destekli bir durumdur. Aynı şekilde bunu gerçekleştiren zanlının daha önce de benzer suçlara karıştığı ama hiçbir ceza almadan serbest kalması da bunun kanıtı.

Bizler bu kültürel soykırımı asla kabul etmiyoruz. Çocukların bütün yaşamlarını kirli politikalarına alet edip, cinsel ve fiziksel şiddet yoluyla yaşamlarını katleden tecavüzcü ve katil devlet politikalarına bütün yasal zeminlerde en büyük direnişi sergilemekten vazgeçmeyeceğiz.

Bu davanın takipçisi olacağız. 7 yaşındaki çocuğa cinsel istismarda bulunan bu zanlının ve diğer bütün çocuk istismarcılarının yargılanıp gereken cezayı alması ve devletin bu kirli politikalarına son vermesi için mücadelemiz devam edecektir."