Bayık: HDP’ye verilen her oy savaşı, faşist diktatörlüğü önleyecektir
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık 1 Kasım’da yapılacak yeniden genel seçimleri değerlendirdi.
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık 1 Kasım’da yapılacak yeniden genel seçimleri değerlendirdi.
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık 1 Kasım’da yapılacak yeniden genel seçimleri değerlendirdi. 7 Haziran seçimlerinde Avrupa’dan gelen oyların önemini değerlendiren Bayık; “1 Kasım seçiminde, 7 Haziran seçimlerinden daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğini’’ söyledi.
7 Haziran seçimlerinde HDP’nin ortaya çıkardığı başarıyı, Kürdistan ve Türkiye halkları, tüm ezilenlerin ve inançların ortak direnişinin başarısı olarak değerlendiren Cemil Bayık, ''bir oy bile çok değerlidir'' dedi.
Kürdistan'da devam eden operasyonları da değerlendiren Bayık, 10 Ekim Ankara katliamının eylemsizlik kararlarını engellemek için yapıldığını belirtti.
Bayık, 1 Kasım seçimlerinin önemini ANF'ye değerlendirdi.
1 Kasım seçimlerinin 7 Haziran seçimlerinden daha önemli bir duruma geldiğini söyleyen Cemil Bayık, bu konuda şu değerlendirmelerde bulundu;
“7 Haziran’da bütün demokrasi güçleri HDP bayrağı altında seçime girdi ve bu seçimde çok önemli başarılar elde etti. Ebetteki, bu başarı Kürdistan’daki Kürt halkının, Türkiye halklarının ve sosyalist güçlerinin, Avrupa’da yaşayan bütün halklarımızın birlikte yürüttükleri direnişle 7 Haziran’daki sonuç elde edildi. Hiç kimse böyle bir sonucun elde edileceğini tahmin etmiyordu. 7 Haziran seçimleriyle HDP’nin kazandığı başarı, Türkiye’de bir zihniyet değişikliğine yol açtı. Yine bununla birlikte Türkiye’de birliğin gerçek temelini attı. Türkiye’de kurulan cumhuriyet, ulus devlet cumhuriyeti biçiminde kurulmuştur. Bu cumhuriyet inkâr ve imha siyasetini esas almış, bunun için asimilasyon, göçertme, katliam ve kültürel soykırımlar geliştirmiştir. Ulus devleti inşa etmek için bütün bunlar geliştirilmişti. Ama Kürt Özgürlük Hareketinin yürüttüğü mücadeleyle, Türkiye’deki sosyalist ve demokratik güçlerin yürüttüğü mücadeleyle bu cumhuriyette tıkanma yaşanmıştır. Bu cumhuriyetin inkâr ve imha siyasetinde yine tıkanma yaşanmıştır. Bu tıkanma 7 Haziran’da, HDP bayrağı altında seçimlere giren bütün demokrasi güçlerince aşılmak istendi. Çünkü ulus devlet sistemi ve onun siyaseti çökmüştü. Buradan yeni bir Türkiye’yi yaratmak gerekiyordu. Bunun öncülüğünü HDP yaptı. Türkiye’deki halklar, kültürler, dinler ve bütün ezilenler bunu HDP’de gördü ve HDP’ye destek verdi. Eğer HDP 7 Haziran’da önemli sonuçlar yaratmış ise, bununla bağını çok iyi görmek gerekiyor. Çünkü HDP yeni bir Türkiye’yi yaratma, bu temelde demokratik ulusu geliştirme, demokratik cumhuriyeti geliştirme, yeni bir yaşamı ve toplumu geliştirmeyi hedef aldı. Bunun karşılığı, 7 Haziran seçimlerinde, HDP’nin ve demokrasi güçlerinin başarısı biçiminde ortaya çaktı. Bu şunu açıkça gösteriyor; Türkiye artık ulus devletten çıkmış ve demokratik ulus yönüne ilerlemeye başlamıştır. Onun için Türkiye bir değişimi yaşamaktadır.”
AKP VE ERDOĞAN, HALKIN İRADESİNE DARBE YAPMIŞTIR
HDP’nin başarısını kabullenemeyen AKP- Erdoğan, 7 Haziran Seçim sonuçlarını hiçe saydığını, Kürt halkına ve Türkiye halklarına karşı savaş açtığını söyleyen KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık şu mesajı verdi:
“Erdoğan-AKP, 7 Haziran seçimlerinin sonuçlarının kabul etmemiş ve reddetmiştir. Parlamento’yu, halkların iradesini reddetmiştir. Bu temelde Türkiye’de bir darbeyi gerçekleştirmiştir. Çünkü 7 Haziran seçimleriyle AKP iktidardan düşmüştür. Erdoğan hayallerini gerçekleştiremez bir sonuç ile karşılaşmıştır. Bunu kabul edememişlerdir. Onun için iktidar da düşün AKP, iktidar da kalmak için bu darbeyi gerçekleştirmiştir. Bu darbeye dayanarak iktidarda kalmayı hesaplamıştır. İktidarda kalabilmek için de savaşa başvurmuştur. Hem de kuralsız bir savaşa başvurmuştur. Bütün iktidar ve devlet olanaklarını kullanarak, Önder APO’yu, Kürt Özgürlük Hareketini ve demokratik siyaseti hedefleyerek darbelemek istemiş, demokratik siyaseti ve güçlerini, buna güç veren bütün çevreleri ezerek, etkisizleştirerek iktidarını korumaya çalışmaktadır. Şu açıkça görülmektedir; Kürt halkıyla Türk halkının birleşmesini haz etmemişlerdir. Türkiye’deki bütün halkların, kültürlerin, dinlerin kendi kimlikleriyle ortaya çıkmasını, birlikteliğini kabul etmemişlerdir. Yine Türkiye sosyalist hareketinin ve onun öncülüğündeki demokrasi güçlerinin gelişmesini, güçlenmesini haz etmemişlerdir. Onun için Kürtlerin, Önder APO’nun, PKK’nin ve HDP’nin şahsında bütün demokrasi güçlerine, sol güçlere, ezilenlere ve yeni yaşam mücadelesi içerisinde olanlara karşı büyük bir savaş açmışlardır. Bu savaşla iradeyi kırma ve de teslim alıp kendi iktidarlarını savaşla, zorla, baskıyla, hileyle ve her türlü entrikayla korumayı esas almışlardır. Kürdistan’da Kürt Özgürlük Hareketi ve Kürt halkı gelişen bu faşist diktatörlüğe karşı demokrasi mücadelesini yürüttüğünü, bunun sadece Kürdistan’da demokrasiyi ve özgürlüğü korumak değil, aynı zamanda bütün Türkiye’de demokrasiyi ve demokrasi güçlerini ve onun değerlerini koruma mücadelesidir”
AKP FAŞİZMİNE KARŞI KÜRTLERİN DEMOKRATİK ÖZERKLİK İNŞASI
Erdoğan- AKP ve Türk devleti, bütün olanakları kullanarak, bütün savaş kurallarını bir tarafa iterek, Kürt halkına, bütün sosyalist ve demokrasi güçlerine amansız bir savaş dayattığını ve bu savaşa karşı Kürtler Demokratik Özerklikle cevap verdiğini söyleyen Cemil Bayık, konuşmasının devamında şunları değerlendir;
“AKP-Erdoğan, öyle bir savaş geliştirmiştir ki; mezarlıklara kadar bunu vardırmıştır. Hitler faşizmi bile mezarlıkları hedef almamıştır. Mezarlıkları hedef almak demek, bütün Kürtlere ait ne varsa yok etmeyi ifade etmektedir. Buna karşı Kürtlerin büyük direnişi ortaya çıkmıştır. Varto’da, Silvan’da, Cizre’de, Silopi’de, Gever’de, Nusaybin’de Sur’da ve daha birçok yerde kahramanca direnişler ortaya çıkmıştır. Bu direnişlerde birçok sivil katledilmiştir. Yine YDG-H’nın değerli militanları katledilmiştir. Dağlarda HPG’nin değerli özgürlük savaşçıları katledilmiştir. Coğrafya yakılıp yıkılmıştır, mezarlar tahrip edilmiştir. Evler yakılıp yıkılmıştır. Kürdistan’a ve Kürtlüğe ait ne varsa hepsi yok edilmek istenmiştir. Türkiye’de buna karşı giderek sosyalistlerin ve demokrasi güçlerinin barış arayışları ortaya çıkmıştır. En son 10 Ekim’de Ankara’da büyük barış mitingi yapılmak istenmiştir, bu mitingde büyük bir katliam yapılmıştır. Bu münasebetle 10 Ekim Ankara’daki katliamının bütün şehitlerini saygıyla anıyorum. Onların amaçlarını, istemlerini gerçekleştireceğimize dair bir kere daha söz veriyorum. Yaralılara da acil şifalar diliyorum.
ANKARA KATLİAMININ AMACI EYLEMSİZLİK KARARINI ENGELLEMEKTİ
Yoğun saldırıların olmasına rağmen, çağrılara dayanarak eylemsizlik kararını aldıklarını ifade eden Cemil Bayık, şunları söyledi;
“Yurt dışından, Türkiye’de çeşitli güçler, halklar ve demokrasi güçleri bize çağrıda bulundular. Bu çağrılarla bizim eylemsizlik kararı almamızı istediler. Biz bu çağrılara dayanarak böyle bir kararı aldık ve uyguladık. Bu karar ilan edildiği gün, Ankara katliamını gerçekleştirdiler. Yine bu karardan hemen sonra askeri ve siyasi operasyonları arttırdılar. Birçok tutuklama, katliam girişiminde bulundular. Bununla eylemsizlik kararımızı ortadan kardırmamıza yol açmak istediler. Bütün çevrelerin bunu iyi görmesi gerekiyor. Aldığımız karara hepsi sahiplik yapmalılar, çağrılarına sahiplik yapmalıdırlar. Eylemsizlik kararına Türkiye’nin uyması için büyük çaba göstermelidir.
Herkes şunu çok iyi bilmelidir; hem Kürdistan’da hem de Ankara’da yapılan katliamların içinde Osmanlı Ocaklarının parmağı vardır. Bunların DAİŞ ile ilişkileri biliniyor. AKP’nin bunlarla ilişkileri biliniyor. Bunlar birlikte bir cephedirler. Erdoğan, devlet olanaklarını kullanarak bu Osmanlı Ocakları denen faşist güruhu eğitmeye çalışıyor. Alperen Ocaklarından ve çeşitli güçlerden MİT bünyesinde devşirmeler oldu. Şimdi de bunlar eğitiliyor, hem de silahlı eğitiliyor. Bunlar daha sonra ki günler için hazırlanıyor. Çünkü Erdoğan yaptıklarıyla seçimleri kazanamayacağını çok iyi biliyor. Kaybedeceğini biliyor. Onun için daha ciddi bir savaşa hazırlanıyor. Bunu bilerek herkesin sandıklara gitmesi gerekiyor”.
AVRUPA’DA VERİLECEK HER OY, FAŞİST DİKTATÖRLÜĞÜN SONUNU HIZLANDIRACAKTIR
7 Haziran seçimlerinde Avrupa’dan çıkan oyların önemli bir sonuç yarattığını ve 1 Kasım seçimlerinde de aynı ruhla, 7 Haziran’dan daha büyük bir sonucu yaratmak için olağanüstü çaba gösterilmesi gerektiğini söyleyen Bayık, şu çağrıda bulundu:
‘’Avrupa’daki bütün halklarımıza, kültürlere ve dinlere çağrıda bulunmak istiyorum. 1 Kasım seçimleri 7 Haziran seçimlerine göre daha da önem kazandı. Erdoğan ve yandaşları 7 Haziran seçimlerinin sonuçlarını ortadan kaldırmak istiyor. Bütün Kürt halkının, yine diğer halkların, ezilenlerin, kültür ve dinlerin, kadın ve gençliğin bunu görerek daha büyük bir bilinçle örgütlenme ve mücadele ile 1 Kasım seçimlerinde daha güçlü başarmaları gerekiyor. Bunun için neleri varsa ayaklandırmaları gerekiyor. Bir oy dahi önemlidir. Hiç kimse, biz 7 Haziran seçiminde çalıştık, önemli sonuçlar elde ettik ama savaşın önünü alamadık, dememelidir. Eğer bugün faşist diktatörlüğe karşı çok şiddetli bir mücadele yürütülüyorsa, bu 7 Haziran seçimlerinin yarattığı sonuçla mümkün olmuştur. Onun için buna dayanarak, bunu da koruyarak, bunu aşan bir tarzda 1 Kasım seçimlerinde daha önemli sonuçlar yaratmak gerekiyor. Bu savaşı önler, 7 Haziran seçimlerinin sonuçlarını korur. Bu birlikteliği ve kardeşliği yaratır. Bu yeni Türkiye’yi, demokratik Türkiye’yi ortaya çıkartır. Bu demokratik özerkliği geliştirir, başarıya götürür. Bu Önder APO’yu özgürleştirir. Bu Türkiye’nin demokratik ulus temelinde yeniden şekillenmesine yol açar. Onun için Avrupa’da yaşayan bütün halklarımıza, ezilenlere, kadına, gençliğe, Asurilere, Kürtlere, Türklere, Türkmenlere, Çerkezlere, Araplara kısaca herkese çağrım, zaman kaybetmeden, daha zaman var demeden herkesin sandıklara koşmasıdır, oyunu kullanmasıdır. Bu özgürleşmeyi, demokratikleşmeyi geliştirecektir. 1 Kasım seçimleri 7 Haziran’dan daha önemli bir değer kazanmıştır. Bu temelde Avrupa’da yaşayan bütün halklarımızın, kültür ve dinlerin ve dostlarımızın faşist diktatörlüğe karşı yürüttükleri demokrasi mücadelesinde bu seçimleri de çok iyi değerlendireceklerini, Erdoğan’a ve şürekâsına büyük bir tokat vuracaklarını düşünüyorum ve buna inanıyorum. Herkesin bu bilinçle seçimlere gitmesi, herkesi götürmesi gerekiyor. Hem de zamanında oy kullanmaları gerekiyor, zamanı geçirmemeleri gerekiyor. Ben halklarımızın bu inanç ve bilinçle, şehitlerin amaçlarını gerçekleştirmek için sandıklara gidip oy kullanacaklarını düşünüyorum. Herkese bu temelde selam, sevgi ve başarı dileklerimi iletiyorum”.