Asker ve polis Etmanik köyünde saldırdı

Asker ve polis Etmanik köyünde saldırdı

Suruç’ta günlerdir sınırda direniş nöbeti tutan binlerce kişiye Etmanik köyünde insan zinciri oluştururken polis ve asker tazyikli su ve gaz bombalarıyla saldırdı. DAİŞ de saldırının bulunduğu alana havan topu attı. Saldırının olduğu Etmanik’te konuşan Mardin Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Ahmet Türk, Kobanê’nin destan yaptığını kaydederek, “Türkiye’nin sessizliğini tarih asla kabul etmez” dedi.

DAİŞ çetelerinin saldırılarına karşı büyük bir direniş sergileyen Kobanê için günlerdir sınır hattında nöbet tutan binlerce kişi Etmanik köyünde yürüyüş yapmak istedi. Ancak polis ve askerin sert saldırısıyla karşılaştı. Tazyikli su ve gaz bombalarıyla saldıran polis ve asker ilk saldırısını Küçük (Aşağı) Etmanik köyünde bulunan kitleye yaptı. Küçük Etmanik’e saldırıyı Büyük (Yukarı) Etmanik’te gören kitle, Küçük Etmanik’e doğru yürüyüşe geçerken polis ve askerin saldırısıyla karşılaştı. Hem Küçük hem de Büyük Etmanik’e yapılan saldırıda çok sayda gaz bombası kullanıldı. Saldırıya gençler taşlarla karşılık verdi. Asker ve gençler arasındaki çatışma Etmanik-Suruç arasında devam ediyor. Saldırıda gözaltıların olduğu bildirildi.

DAİŞ YİNE HAVAN ATTI

Asker ve polisin saldırısı esnasında DAİŞ çeteleri yine Suruç taraflarına havan topu attı. Havan topu, asker ve kitle arasında gerginliğin devam ettiği Etmanik-Suruç arasında boş bir alana düştü. Havan topu patlamasından yaralanan olmadı. DAİŞ çetelerinin havan topu saldırısı gittikçe Suruç ilçe merkezine yaklaşırken, Türkiye’nin saldırıları karşılıksız bırakması ve sessiz kalması dikkat çekti.

HDP VE DBP ETMANİK’TE

Polis ve asker saldırısı öncesi Küçük Etmanik’te DBP Eşbaşkan Kamuran Yüksek, HDP’li milletvekilleri Demir Çelik, Hüsamettin Zenderlioğlu, Hasip Kaplan, İbrahim Binici ile Mardin Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Ahmet Türk, Siirt Belediyesi Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan ve Amed Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Osman Baydemir’in de içinde olduğu bir heyet açıklama yaptı.

KOBANÊ DESTAN YAZIYOR

Heyet adına ilk açıklamayı yapan Ahmet Türk, günlerdir DAİŞ çetelerine karşı direnen YPG’li savaşçıları ve sınırda nöbet tutan halkın direnişini selamladı. Türk, şöyle devam etti: “15 gündür tarihe altın harflerle kazılan destansı Kobanê direnişine şahitlik ediyoruz. Bu direniş Kürt halkının geldiği noktanın anlaşılması açısından çok önemlidir. Kuzey Kürdistan ile Rojava Kürdistan halkının yüreğinin birleştiği bir dönemden geçiyoruz. Bütün dünya Ortadoğu ve Mezopotamya’da Kürtsüz demokrasi ve barışın olmayacağını bilmelidir. Eğer bu coğrafyada barış ve demokrasinin hâkim olmasını istiyorsanız Kürtlerin bu destansı özgürlük mücadelesini görmezden gelemezsiniz. Günlerdir sınırları direnen Kuzey Kürdistan halkı yapay sınırları ortadan kaldırdığı için kendilerini kutluyorum. Kürtler geleceklerini özgür bir şekilde belirleyecek ve sınırları anlamsızlaştıracaktır.”

‘TÜRKİYE’NİN SESSİZLİĞİNİ TARİH ASLA KABUL ETMEZ' 

Türkiye’nin DAİŞ saldırılarına sessiz kalmasına tepki gösteren Türk, “Tüm insanlığı tehdit eden DAİŞ çetelerinin katliamlarına Türkiye’nin sessiz kalmasını tarih asla kabul etmeyecektir. Bu tutum Türkiye’nin kara bir sayfası olarak tarihteki yerini alacaktır. Halklarımızın arasında hiçbir sorun yoktur. Halkaları ayrıştıran bölge devletlerinin politikalarıdır. Ama çok iyi bilinmelidir ki, halkımız kendi kaderini, kendi özgür iradesine dayalı olarak belirleyecektir. Buna ne DAİŞ çeteleri ne de başka bir güç engel olabilir” şeklinde konuştu.

‘TÜRKİYE’NİN DAİŞ İLE DERİN BİR İLİŞKİLERİ VAR’

Türkiye’nin DAİŞ çeteleleriyle derin ilişkiler içinde olduğunun altını çizen Türk, Türkiye’nin saldırılarına sessiz kalmasının başka bir açıklamasının olmadığını dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bugün eğer hem sınırın bu yakası da direnen halkımız hem de devletin kardeşlerim dediği halkın üstüne havan topları düşüyorsa ve üstelik kendi topraklarım dediği yerelere bile bobalanmasına seyirci kalıyorsa bu durum Türkiye’nin DAİŞ çeteleriyle çok derin ilişkileri olduğunu gösteriyor. Halkımızın iradesi ve YPG ile YPJ’nin direnişi bu kirli politikalara geçit vermeyecektir. Eğer Ortadoğu halklarının özgür bir geleceğe kavuşmasını istiyorsanız? Eğer Kürt sorunun demokratik yöntemlerle çözüme kavuşmasını istiyorsanız? DAİŞ çetelerinin saldırılarına derhal karşılık vermeli ve bu suskunluğa bir son vermelisiniz. Bakın yarın çok geç olabilir, halkın güvenini sarsarsanız kapanması imkansız bir uçurumun açılmasına neden olursunuz. Bir taraftan Kürt sorununu çözeceğim diyeceksiniz ama öte taraftan Kürtlerin geleceğini karartmak için her türlü oyunun içinde yer alacaksınız. Ortadoğu’da önemli bir aktör olan Kürtler bölge devletlerinin içinde olduğu oyunun farkındadır ve bu oyunları asla unutmayacaktır. Eğer Kürt halkının haklı özgürlük mücadelesini boğmaya çalışırsanız inanın siz altıda kalacaksınız.”

‘TÜRKİYE TERCİHİNİ DAİŞ’TEN YANA YAPTI’

Türk’ün ardından konuşan Amed Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Osman Baydemir ise, Türkiye’nin tercihini barbar DAİŞ çetelerinden yana yaptığını kaydederek, Türkiye’nin Rojava politikalarını Roboski katliamına benzetti ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin Ortadoğu ve Rojava politikası adeta Roboski politikasıdır. Türkiye’nin Roboski politikası asıl ki Kürt halkının duygularında etki yarattıysa Ankara’nın DAİŞ ve Rojava politikası da aynı etkiyi yaratmıştır ve yaratmaya devam ediyor. Bir yandan insanlık düşmanı barbar DAİŞ diğer yandan halkların onurunu ve insani değerlerin savunucusu olan Rojava arasında tercih yapmanın vakti gelmiştir. Hatta geçmiştir. Barbarlıktan medet uman ve onlardan yana tercih yapanların yapacağı tek bir şey kalmıştır. O da halkının özgürlük mücadelesi için direnen Kobanêlilere destek vermektir.”