CHP, Fıratın Batısında, şimdilik AKPyle yarışabilecek tek parti. Ama AKPnin alternatifi deðil.
CHP açısından AKPnin sistem içi alternatifi olmak ne demektir? Özetle AKPnin hedeflerine, AKPden farklı bir yolla ulaşacaðını iddia etmek demektir:
AKP önüne koyduðu hedeflere, izlediði neo-liberal, muhafazakar, Ýslamcı-mezhepçi politakalarla ulaşamamıştır. CHP aynı hedeflere hangi yolla ulaşacaðını açıklamalıdır.
AKP önüne koyduðu bölgede güç merkezi olma yoluyla AB üyeliðini elde etme hedefine ulaşamamıştır. Ulaşmak bir yana her geçen gün bu hedeften uzaklaşmaktadır.
AKP önüne koyduðu ABD taşeronluðu ile komşularla sıfır problem program hedefine ulaşamamıştır. Ulaşmak bir yana her geçen gün bu hedeften uzaklaşmaktadır.
AKP önüne koyduðu sürdürülebilir kapitalist ekonomik, sosyal büyüme hedefine neo-liberal yolla ulaşamamıştır. Ulaşmak bir yana, her geçen gün bu hedeften uzaklaşmaktadır.
AKP önüne koyduðu oyalama yöntemiyle Kürt sorununda açılım yaparak devletin bölünmesini önleme hedefine ulaşamamıştır. Ulaşmak bir yana tam tersine bu hedeften yüzseksen derece farklı bir yöne kaymıştır.
AKP önüne koyduðu bütün bu hedeflere ulaşamamış, o nedenle ülkeyi büyük bir ekonomik krizin, iç savaş ve bölünmenin, bölgesel savaşların eşiðine getirmiş; bu durumdan demokratik ve sivil bir anayasa ile çıkmak hedefini terk etmiş ve hızla başkanlık rejimi adı altında, Ýslamcı polis-yargı vesayet rejimine yönelmiştir.
Durum bu.
Sistem içi bir parti, AKPnin yukarda sayılan hedeflerini aynıyla benimser. Buna karşılık, bu hedeflere ulaşma yolu bakımından AKPnin alternatifi bir çizgi izler.
CHP de zaten bu hedefleri benimsiyor. Benimsiyor ama, bu hedeflere ulaşmanın alternatif yolunu ortaya koyamıyor.
Bu hedeflere ulaşmanın sistem içi alternatifi nedir?
Şudur:
AKP, önüne koyduðu AB tam üyeliði, komşularla sıfır problem, sürdürülebilir ekonomik, sosyal büyüme, devletin bütünlüðünü koruma ve Kürt sorununda çözüm, bölgede barış demokratik, sivil anayasa temelinde ileri demokrasi hedeflerine ulaşamaz; bu hedeflere biz ulaşacaðız; AB hedefine, güç merkezi olmak yerine, Ortadoðu Ortak Evinin öncüsü olma yoluyla ve Avrupa sosyal demokratları ve Avrupa soluyla birlikte, onların güçlü desteðini alarak yürüyeceðiz, sosyal AB ortak evini kuracaðız; böylece Avrupalı bütün halklarla birlikte vahşi kapitalist yol yerine sosyal piyasacı devlet yoluyla sosyal adaleti ve sürdürülebilir büyümeyi Türkiye sendikal hareketiyle ve halkımızla birlikte gerçekleştireceðiz; Türkiyede kan dökülmesine biz son vereceðiz, Kürt sorununu müzakereler yoluyla özerklik temelinde biz çözeceðiz; Ýran, Irak ve Suriye Kürdistanındaki Kürt halkının güvenini kazanacaðız; onlarla kuracaðımız kardeşlik ilişkileri içinde, Farslarla, Araplarla, Ermenilerle, Müslüman, Hıristiyan, Yahudi, Alevi, Ezidi tüm halklarla birleşerek bölge barışını biz gerçekleştirecek ve tıpkı AB gibi bir Ortadoðu-Kafkasya Ortak Evini inşa edeceðiz.
Bu anlatılan, AKPnin sistem içi alternatifidir.
CHP böyle bir sistem içi alternatif olabilir mi?
Şu andaki duruma bakılırsa bunun yanına bile yaklaşamaz.
Ýki gün peş peşine iki yazı yazdım. Kılıçdaroðlunun imzaladıðı Sosyalist Enternasyonal bildirisini Başbakanın tahrif etmesine ve yalan söylemesine karşı çıktım. Ne oldu?
Bizim gazetede bu yazılar yayınlanana kadar CHP cenahından Başbakana karşı tek bir ses bile çıkmadı. Bizim yayınımızdan sonradır ki, birisi Milliyette Derya Sazak, diðeri Cumhuriyette Cüneyt Arcayürek tarafından yazılmış iki yazı çıktı. Anlaşıldı ki, CHP tıpkı Başbakanın söylediði gibi çark etti; bildiriyi sahiplenmedi ve Başbakanın iftiralarına bile yanıt vermedi.
Biz bu yazılar çıkmadan böyle olacaðını öngörmüştük. Şöyle demiştik:
Şu ana kadar CHPnin Başbakana karşı gereken yanıtı vermemiş olmasına gelince... Muhtemelen CHPnin ulusalcı damarı, enternasyonalin Kürt sorununu Filistin-Ýsrail sorunuyla özdeşleştiren kararını taşıyamamıştır.
Ertesi gün ise şunu yazmıştık:
Nevar ki, Sosyalist Enternasyonal Başkan Yardımcısı Kılıçdaroðlu Kemalist milliyetçilikten sosyal demokrat reformizme ve enternasyonal dayanışma anlayışına geçmekte tereddüt ediyor. Ýmzaladıðı bildiriyi tahrif eden Başbakan karşısındaki susuşu, CHPyi gerçekçi bir alternatif haline getirme konusunda, devletçi gelenekten kopma zorluðunu yansıtıyor.
Başbakan zırvalamıyor, boş yere yalan söylemiyor. O tehlikeyi görmüştür. Aynı zamanda Kılıçdaroðlunun kendi imzasını savunamayacaðını fark etmiştir. Bindiriyor.
CHP nasıl kurtulur. Ýmzasına sahip çıktıðı zaman...
Ýmzasına sahip çıkamamıştır.
AKPnin sistem içi alternatifinin olmaması, eðer kendiliðinden sistem dışı devrimci alternatife yol açsaydı, bu olan biteni dert etmezdim. Ama işler böyle deðil. Fıratın Batısı hem sistem dışı bir alternatifin yokluðunun acısını çekiyor; ve hem de sistem içi bir alternatif olmadıði için felakete doðru sürükleniyor.
Yeni Bonapartizm ya da gelecek on yılın darbesi için bundan daha elverişli bir gübrelik olabilir mi?