Aldar Xelil: Türk devleti provokasyon peşinde!
TEVDEM Yürütme Kurulu üyesi Aldar Xelil, Türk devletinin provokasyonlar peşinde olduğunu, Suriye ve Rojava topraklarına müdahale etmeye çalıştığını söyledi.
TEVDEM Yürütme Kurulu üyesi Aldar Xelil, Türk devletinin provokasyonlar peşinde olduğunu, Suriye ve Rojava topraklarına müdahale etmeye çalıştığını söyledi.
Xelil, Suriye coğrafyası içinde yürütülen tüm çalışmaların Suriye halkına ve toplumuna ait olduğunu ifade ederek “buraya yapılan müdahaleler Suriye’ye ve Suriye halkına yapılmış saldırıdır” dedi. Xelil “AKP bu tür müdahalelerde bulunmamalıdır” uyarısında bulundu.
Erdoğan ve AKP’nin Rojava ve Suriye’ye yönelik yaklaşımlarını iç politik malzemesi olarak kullandığını söyleyen Xelil, “Türk devleti anti demokratik yönlerinin kamuoyu tarafından görünmemesi için, başka bir gündem yaratmak amacıyla sanki dış bir düşman varmış gibi dünya ve Türkiye kamuoyunu ikna etmek istiyor” dedi.
Türk devletinin YPG ve Rojava kurumlarına yönelik saldırı ve provokasyonlarla bir zemin yaratmaya çalıştığını iddia eden Xelil, QSD’nin kuruluşu ile bu gerekçenin artık tamamen geçersiz olduğunu ifade etti. QSD’nin Suriye halklarından oluştuğunu ve gelişiminin Türk devletine hizmet etmediği için uluslararası alanda gelişmesinin önünü almak için farklı bir gündem yaratılmak istendiğine vurgu yapan Xelil, Türk devletinin saldırıları ve QSD’nin hamlesini ANF’ye değerlendirdi.
‘TÜRK DEVLETİNİN SURİYE TOPRAKLARINA MÜDAHALE HAKKI YOKTUR’!
“Türkiye’deki 1 Kasım seçim sonrasında AKP bir savaş hükümeti doğrultusunda kendisini hazırlıyor ve buna göre hem Bakur, hem de Rojava Kürdistan’ını hedef almak istiyor” tespitinde bulunan Xelil, Türk devletinin baskı ile Suriye ve Rojava topraklarına müdahale etmeye çalıştığını söyledi.
“Suriye coğrafyası içinde yürütülecek çalışmalar Suriye halkına ve toplumlarına aittir. Buraya yapılan müdahaleler Suriye’ye ve Suriye halkına yapılmış saldırıdır. AKP bu tür müdahalelerde bulunmamalıdır” diyen Xelil, müdahale gerekçesi yapılmaya çalışılan Cerablus konusunda hiçbir plan ve gündemleri bulunmadığını ifade etti. Bu tür bir hamlenin hayata geçirilmesi durumunda dahi Türkiye’nin müdahale hakkı olmadığını anlatan Xelil, müdahaleci yaklaşımların kabul edilemeyeceğini ifade etti.
‘SANAL GÜNDEMLE ANTİ DEMOKRATİK UYGULAMALARINI ÖRTMEK İSTİYORLAR’!
“Erdoğan Türkiye içinde kendi saltanatını sürdürmek için Kürtlerin devrimini bastırmaya ve saldırılarına meşruiyet yaratmak istiyor” diyen Xelil şunları söyledi: “AKP Kuzey Kürdistan’da birçok alanda toplumsal alanda baskı yaptı. Katliamlar gerçekleştirdi. Türk devleti bu anti demokratik yönlerini genel kamuoyu tarafından görünmemesi için yada başka bir gündem yaratmak için her zaman sanki dış bir düşman varmış gibi dünya ve Türkiye kamuoyunu buna ikna etmek istiyor. Sorun yoksa dahi dışarda bir sorunu varmış gibi gösterip kendi sorunlarının üstünü örtmek istiyor. Bu şekilde halkların iradesine ve demokrasiye karşı geliştirdiği baskıları ve yine Kuzey Kürdistan’da geliştirdiği katliamcı politikaların üstünü örtmek istiyor.”
‘TÜRK DEVLETİ PROVOKATİF ORTAM YARATIYOR!
Xelil Türkiye’nin Grê Spî çevresi ve Kobanê’ye yakın birçok noktada sürekli YPG’ye ve Rojava’nın birçok kurumlarına saldırılar yaptığını belirterek bu provokasyonların boşa çıkarıldığını anlattı. Türkiye’nin bu provokasyonlarla bir müdahale zemini yaratmak istediğini söyleyen Xelil, “Şimdi kendilerine yeni bir müdahale zemini yaratmak için bu tür oyunlara başvuruyorlar. Bu müdahalelerle kendilerine zemin yaratmak ve içerde geliştirdikleri anti demokratik politikaların zemin yaratmak ve olumsuz havayı bastırmak ve gizlemeye çalışıyorlar” dedi.
‘TÜRK DEVLETİ HER AÇIDAN ROJAVA’DA KARIŞIKLIK YARATMAK İSTİYOR!
DAİŞ çeteleri Rojava’da her darbe aldığında veya DAİŞ’e karşı bir hamle geliştiğinde, Türk devlet yetkilileri ve özellikle Erdoğan’ın yeni bir gündem oluşturduğuna dikkat çeten Xelil, “Grê Spî özgürleştiği zamanında ve öncesinde de Kızwan dağı özgürleştiğinde her zaman Türk devleti ve yetkilileri bir gündem yaratıyordu” dedi. Xelil, “Şimdi de, yardım ettikleri DAİŞ bir daralma içerisinde ve adım adım gerilediklerini görüyorlar. Bunun içinde başka bir gündem yaratmak istiyorlar. Hatta DAİŞ’in yenilgiye uğradığını ve kırıldığını görürlerse pratik bazı adımları atmaları da uzak değildir. Bu saldırgan ve provokatif politikalar birbirine bağlı bir konsept şeklinde gelişiyor. Hatta bugün bile Rojava’da Anadil adı altında yapılan eylemler ve ENKS gibi kurumları kışkırtmak kendilerinin istediği gibi karışıklık yaratmak istiyorlar. Her açıdan Türkler Rojava’nın içlerine girerek karışıklık yaratmak istiyor.”
‘HALK QSD’YE SAHİP ÇIKARAK TÜRK DEVLETİNE CEVAP VERİYOR!
Demokratik Suriye Güçleri (QSD)’nin yöredeki tüm halklar ve etnik yapılardan oluştuğunu ve Suriye’nin demokratik yapısının en güçlü yapısı olduğunu ifade eden Xelil, devamla şunları söyledi: “QSD Suriye’de yaşayan Kürt, Arap, Süryani-Asuri ve Türkmenler gibi halkların demokratik birlikteliğinden oluşuyor. Bu güçler birlikte demokratik bir Suriye gücünü oluştururlarken Türklerin çıkarlarına göre şekillenmiyorlar. Türk devleti bunlardan rahatsızdırlar. Kendilerine YPG Kürtlerindir gerekçesini yaratıyorlardı. Bu şekilde dünya kamuoyunu yanına alarak Rojava’nın etrafını sarıp çembere almak istiyordu. Ancak QSD kuruluşunu ilan edip hamle yapınca saldırı gerekçesi de kalmadı. Bundan dolayı QSD’nin gelişiminin önünü almak isteyeceklerdir. Uluslararası alandaki ilişkilerinin gelişmesinin önünü almak isteyecekler. Uluslararası alanda desteklenen ve DAIŞ çetelerine karşı başarılı hamle yürüten QSD’nin çok fazla gelişmesini ve aktif olmasını istemiyorlar.”