Yakınları devlet tarafından kaybedilen ve katledilenler adalet arayışlarına devam etti. "Faili meçhul" cinayetlerde devletin rolü olduğuna dikkat çekilen eylemlerde, Kürtletin özgürlük mücadelesine saldıran devletin yüzleşme sürecine girmesi istendi.
AMED
İHD ve kayıp yakınlarının "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 335’incisi Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde düzenlendi. Kayıp fotoğrafları ve Vedat Aydın’ın fotoğraflarının taşındığı eyleme, İHD Amed Şubesi yönetici ve üyeleri, Barış Anneleri Meclisi üyeleri, HDP Amed İl Örgütü yöneticileri ile kayıp yakınları katıldı. Eylemde, 1991 yılında Amed'de, devlet odaklı kontra birlikleri tarafından evinden alınarak kaçırılan ve katledilen HEP Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın anılarak, katillerinin bulunup yargılanması talep edildi.
'FAİLLERİ DEVLET KORUYOR'
Oturma eyleminde Kürtçe bir konuşma yapan İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Amed Şubesi Başkanı Raci Bilici, eylemlerinin 335. haftasına ulaştığını hatırlatarak, faillerin belli olduğunu ama buna rağmen devlet tarafından korunduğuna dikkat çekti. Faillerin yanı sıra zorla kaybetme ve katletme vakalarında dönemin siyasi ve bürokratik sorumlularının da, bu sürecin bir parçası olduğunu ifade etti.
Bilici, 1991 yılında zorla kaybedilen ve ardından katledilen HEP Diyarbakır Vedat Aydın’ın halk tarafından sevilen bir kişi olduğuna vurgu yaparak konuşmasını sürdürürken, şunları söyledi: "İnsan hakları mücadelesi açısından da çok değerli bir insandı. Arkadaşımızda, yöneticimizdi. Çok şey öğrendik ondan ve hala öğreniyoruz. İnsan hakları ve insanlık mücadelesi sürdükçe de, kişiliği ve duruşuyla bizim için bir rehberdir. Devlet tarafından, devlet yetkililerinin kararıyla evinden, aramızdan alındı. 10 Temmuz’da da onu Kürtlerin, Kürdistan’ın kalbine defin ettik” diye konuştu. 1990 yılında İHD Genel Merkezi tarafından gerçekleştirilen genel kurulda, Kürtçe bir konuşma yaparak bu alanda devrimci bir yol açtığını ifade eden Bilici, “Zorla kaybedilen ve katledilen bu insanların sorumlusu, muhatabı devlettir. Sorumlular, failler bulunup, yargılanmadıkça yakalarını bırakmayacağız."
'YÜZLEŞMEDİKÇE AFFETMEYECEĞİZ'
Eyleme Aydın’ın oğlu ve kardeşinin de katıldığı görülürken, kardeşi Veysi Aydın da bir konuşma yaptı. '90’lı yıllarda işlenen cinayetlerin sorumluluğunun devlet yetkililerine ait olduğunu ifade eden Aydın, "Bu süreçle ilgili devlet birimleri, yetkilileri suçludur. Dünyada örnekleri var. Halkı için mücadele eden aktif insanlar, katledilmişlerdir. Türkiye’de bu kara örneği, Kürtlerin özgürlük mücadelesine karşı yürütmüştür. Binlerce insanı, göz göre göre katlettiler. Yüzleşmedikçe, özür dilenmedikçe ve adalet sağlanmadıkça affetmeyeceğiz" diye konuştu.
ŞIRNAK
Şırnak'ın Cizre ilçesinde "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" şiarıyla her hafta bir araya gelen Dayıkên Şemiyê, 342'nci eylem için Sanat Sokağı'ndaydı. "Şehitler Albümü" açan ve kaybedilen yakınlarının fotoğraflarını taşıyan kayıp yakınları, bu hafta Adil Ölmez'in hikayesini anlattı. MEYA-DER Cizre Yöneticisi Veysi Durgut, Ölmez'in 1 Nisan 1995 tarihinde gözaltında kaybedildiğini belirterek, zihinsel engelli olan Ölmez'in bütün baskılara rağmen yöresel kıyafetlerini giydiğini ve her yerde Kürt olduğunu söylediğini aktardı. Ölmez'in daha önceden defalarca polis tarafından gözaltına alındığına ve işkenceden geçirildiğine dikkat çeken Durgut, bu süreçte durumu kötüye giden Ölmez'in ağabeyi tarafından Elazığ'da tedaviye götürüldüğünü söyledi.
Ağabeyinin 3 ay sonra Ölmez'i almak için gittiğini, ancak yetkililer tarafından kardeşinin hastaneden ayrıldığının söylendiğini dile getiren Durgut, "Mustafa Ölmez Cizre'ye döndüğünde kardeşini sordu. Yurttaşlardan ve esnaflardan kardeşini soran Ölmez, esnaftan kardeşinin bir Toros'a zorla bindirilip götürüldüğünü öğrendi" dedi. O tarihten beri Ölmez'den haber alınmadığını kaydeden Durgut, Ölmez'in bulunmasını ve faillerin yargılanmasını istedi.
Eylemde, HDP Şırnak Milletvekili Ferhat Encü'nün askerler tarafından darp edilmesi de kınandı.
YÜKSEKOVA
Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde Cumartesi Anneleri ve kayıp yakınları Sanat Sokağı'nda 67'nci haftada bir araya geldi. Eylemde, 11 Temmuz 1994 tarihinde Esendere beldesine bağlı Kasran köyünde askerlerce katledilen Mahir Düşünmez ve Mehmet Işık'ın failleri soruldu.
İHD Yüksekova Temsilcisi Muhyettin Önal 24 yıl önce katledilen DEP eski Amed İl Başkanı Vedat Aydın’ı anarak konuşmasına başladı. Önal, Kürdistan'daki katliamların devlet adına ve devletin silahlarıyla yapıldığına dikkat çekti.
TECRİT PROTESTO EDİLDİ
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecrite de değinen Önal, "Sürecin selameti için bir an önce hem yakınları hem HDP heyeti İmralı Adası'na gitmeli ve Sayın Öcalan’la görüşmeler yapılmalıdır. Tecridin hiç kimseye bir faydası yoktur" dedi.
Rojava'da yaşananları da hatırlatan Önal, duyarlı kesimlerden fitre ve zekatlarını Rojava halkına vermeleri çağrısında bulundu.
IŞIK VE DÜŞÜNMEZ'İN HİKAYELERİ
Işık ve Düşünmez'in hikayelerini Mehmet Işık'ın torunu Bahar Doğan anlattı. Düşünmez'in 23 yaşında iken Esendere'de hayatını kaybeden akrabalarının başsağlığına gittiğini ve yanına da halasının oğlu Mehmet Işık'ı aldığını belirten Doğan, Düşünmez ve Işık'ın Kasran köyüne varmadan yol kontrolü yapan JİTEM tarafından durdurulduğunu aktardı.
JİTEM elemanlarının Düşünmez ve Işık'ı araçtan indirip yolda kurdukları elektrik düzeneği ile işkenceye tabi tuttuklarını söyleyen Doğan, ikisinin de hastaneneye kaldırılırken hayatını kaybettiğini belirtti.
Askerlerin köylüleri aradığını ve köylülere Düşünmez ile Işık'ın trafik kazası geçirdiğini söylediğini vurgulayan Doğan, "Köylüler hemen olayın yaşandığı yere gittiler. Ancak askeriye geçmelerine izin vermez. O esnada bir Kürt asker annemlere ikisinin de elektrik verilerek öldürüldüğünü, ortada bir trafik kazası olmadığını söyledi" dedi.
Olaydan iki gün sonra Kamil başcavuş isimli bir askerin köye gelerek ailelerini tehdit ettiğini söyleyen Doğan, "Aradan yılar geçtikten sonra ailemin kendi çabaları ile yaptığı araştırma sonucu Yeşil lakaplı Mahmut Yıldırım ve Yüksekova çetesi tarafından dedem ve Mahir Düşünmez'in öldürüldüğü öğrenildi. Failleri hakkında hiçbir hiçbir soruşturma yapılmadı. Biz davamızın takipçisi olacağız" dedi.