Açlık grevi eylemcileri: Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü istiyoruz
AK önünde 28 Eylül’de başlatılan 5 günlük açlık grevi devam ediyor. Eylemde, başta AİHM ve CPT olmak üzere yetkili kurumların sessizliğine dikkat çekildi. Eylemciler Öcalan'ın fiziki özgürlüğünü istediklerini belirtti.
VİYAN KARAHAN
STRASBOURG
Çarşamba, 30 Eylül 2015, 17:35
Avrupa Konseyi önünde, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin kaldırılması ve yine Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanması için başlatılan açlık grevi sürüyor. Eylemciler, Öcalan özgür olmadan çözüm ve barışın mümkün olmayacağına dikkat çekerken, CPT ve Avrupa Konseyi’nin sorumluluklarını yerine getirmelerini istedi.
ANF'ye konuşan eylemciler, talep ve görüşlerini açıkladı...
'ÖCALAN ÖZGÜR OLMADAN BARIŞ MÜMKÜN DEĞİL'
Aynı zamanda 52 günlük süresiz açlık grevi eylemcilerinden Yazar Fuat Kav, amaçlarının hem tecridin son bulması hem de Öcalan’ın fiziki özgürlüğüne kavuşması olduğunu belirtti.
Kav, Öcalan özgür olmadığı sürece Türkiye’nin de demokratikleşmesinin, savaşın bitmesinin, barışın gelmesinin mümkün olmadığını vurguladı.
Ortadoğu’da özgürlüğün ve demokrasinin inşa edilme noktasında herkesin katkı sunması gerektiğini söyleyen Kav, Öcalan’ın bu konudaki rolüne dikkat çekti
5 günlük açlık grevinin ardından Strasbourg’dan Cenevre’ye kadar Ciwanen Azad öncülüğünde bisiklet turunun gerçekleşeceğini aktaran Kav, 9 Ekim’de Brüksel’de Avrupa Parlamentosu etrafında insan zinciri oluşturma temelinde taleplerinin olacağını vurguladı. Kav, "Avrupa’da gerçekleşecek olan eylemlerin ana ekseninde Öcalan’ın özgürlüğü talrbi yatmaktadır" dedi.
'ÖCALAN SAYESİNDE KÜRT KADINI BİRÇOK ALANDA ÖZGÜRLEŞTİ'
Eyleme katılan TJK-E Avrupa temsilcilerinden Emel Gulo, "Öcalan Kürt kadını için özgürlük direnişinin sembolüdür" dedi. Öcalan’a insani, hukuki, siyasi bir şekilde davranılmadığını dile getiren Gulo, 5 Nisan’da bu yana Öcalan’a tecrit uygulandığını ve kendisinden haber alınamadığını vurguladı. Yapılan bu tür keyfi uygulamalar ve haksızlığa karşı açlık grevine girdiklerini belirten Gulo, "Tecrit ve savaşa karşı eylemlerimiz devam edecek" dedi.
Kadına sadece 'köle, erkeğe hizmet edecek kişi, cinsel obje' olarak bakıldığına işaret eden Gulo, PKK direnişiyle beraber var olan köleci yaşamın son buluduğunu, kadının kendi kimliğini tanıma noktasında büyük bir mesafe sağladığını söyledi. Kazanılan başarının Öcalan’ın paradigması ile yaratıldığını vurgulayan Gulo, Öcalan’ın yaratmış olduğu paradigma ile Kürt kadının politik, diplomatik, toplumsal ve birçok alanda özgürleştiğini kaydetti. Özgür toplumunun oluşumunun ancak kadının özgürlüğüyle olacağını da dile getiren Gulo, "Bize öncülük eden, yol gösteren, irade sahibi olmamızı sağlayan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgür olması gerektiğini söylüyoruz. Bunun için tüm kadınlar birlik ve beraberlik içerisinde eylemlere katılmalı" diye konuştu.
'MUHATAP ÖCALAN'DIR'
2012’de gerçekleşen Uzun Yürüyüş'ün katılımcılarından Vedat Kaya, "Rojava Direnişi'nin ruhunda da, özünde Öcalan vardı" diyerek, Öcalan'ın fiziki özgürlüğüne kavuşması gerektiğini söyledi.
Kaya, Öcalan’ı bir birey olarak görenlerin olduğunu, fakat kendilerinin Kürt gerçekliğinde PKK hareketinin çıkışına öncülük eden kişi olarak gördüklerini ifade etti. "Kürt sorununun çözümü isteniliyorsa muhataplarıyla çözülür. Çözüm isteniliyorsa direkt muhatabı olan Öcalan ile konuşulmalıdır. Bunun için burada açlık grevindeyiz" diyen Kaya, eylemle beraber kamuoyunun Avrupa ülkelerine baskı uygulamalarının, tecridin kaldırılmasında önemli rol olacağını kaydetti.
52 günlük süresiz açlık grevi katılımcılarından Roza Rubar, 52 günlük süresiz açlık grevinin ardından verilen sözlerin yerine getirilmediğini dile getirdi. Rubar, "Yaptığımız 52 günlük süresiz açlık grevinin ardından Öcalan ile görüşme yaptıkları yönünde açıklama yapan CPT, görevini yerine getirmedi" eleştirisinde bulundu.
Rubar, Avrupa Konseyi'nin (AK) üzerine düşeni yapmasını ve AİHM kanunlarının uygulanmasını istedi.
'TECRİT TÜM KÜRT HALKINA UYGULANIYOR'
Ciwanen Azad üyelerinden Çekdar Botan, "Önderliğimiz özgürleşinceye kadar radikal eylemlerimize devam edeceğiz" dedi. Botan, Öcalan’a uygulanan tecridin tüm Kürt halkına uygulandığını dile getirdi.
Gençliğe çağrıda bulunan Botan, "Gençliğin halkına ve Önderliğine sahip çıkması gerekmektedir" dedi. Ciwanen Azad’ın başlatmış olduğu ‘’Xwedi Derkeve’’ kampanyasına dikkat çeken Botan, kampanyanın temelinde Avrupa’nın her yerinde seminerlerin gerçekleştirildiğini, açılan çadırlarda Öcalan’ı tanıttıklarını, Kürdistan’da yaşatılan savaş politikalarını anlattıklarını dile getirdi. Botan, yapılan savaş politikalarına ve Öcalan’ın üzerinde uygulanan tecride karşı gençlerin eylemsellik halinde olunması gerektiğini belirtti.
'BARIŞIN ANAHTARI ÖCALAN'IN ELİNDE'
Jinen Ciwanen Azad üyelerinden Ayça Uşak, "Öcalan özgürlüğüne kavuşana kadar eylemlere devam edeceğiz" mesajını verdi. Genç kadınlar olarak bu eylemleri bir görev olarak üstlendiklerini dile getiren Uşak, "Barışın anahtarının Öcalan’ın elinde olduğunu biliyoruz" diye ekledi.