Şebnem Korur Fincancı'ya 2 yıl 8 ay hapis cezası

TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı'ya 2 yıl 8 ay 15 gün hapis cezası verildi. Fincancı, tahliye edildi.

Türk devletinin Zap, Avaşîn ve Metîna bölgelerine  yönelik kimyasal silah saldırısını değerlendirdiği için “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla tutuklanan Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın yargılandığı davanın 3’üncü duruşması Çağlayan’da bulunan İstanbul 24’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmayı çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi, sanatçı, siyasetçi, insan hakları savunucusu takip etti. Duruşma salonunun küçük olması nedeniyle onlarca kişi kapı ve koridorda kaldı.
Milli Savunma Bakanlığı avukatı, katılma talebinde bulundu. İddia makamı, talebin reddini talep etti. Mahkeme, MSB’nin katılma talebini üçüncü kez reddetti.

Amed Baro Başkanı Nahit Eren, adil yargılamaya dikkat çekti. Eren, “Duruşma salonunun değişmesi talebimizi ısrarla reddediyorsunuz. Ret kararınızda da somut bir gerekçe yok. Hâlâ üç avukatla sınırlıyorsunuz. Bu dosyayı hızlıca bitirmek mi istiyorsunuz? Örgüt faaliyeti çerçevesinde mi karar veriyorsunuz?  İddianame, örgüt propagandası. Biz bir şekilde bu yargılamayı bitirmeliyiz algısı var ortada. Sizin bu duruşmanın uygun fiziki koşullarda yapılmasını sağlamanız gerekiyor. Bir an önce uygun bir salonda yargılama yapılması ve avukat sınırlamasını da kaldırmanız gerekiyor” dedi.

Önceki iki duruşmada da olduğu gibi avukatlar, bu koşullarda adil bir yargılamanın söz konusu olamayacağını belirterek, duruşmanın büyük bir salona taşınması talebini yineledi.

 Avukat Özkan Yücel, “Hukuku bu şekilde eğip bükemezsiniz. Çağlayan adliyesinin önü bugün teslim alınmış durumda. Bu korku niye? Maalesef ki kararlarınızda hukuku göremiyoruz biz. Savunma hakkımızı engelliyorsunuz” dedi.

'KARAR NE OLURSA OLSUN, BİZİ BİR ARAYA GETİREN BU DUYGU ÖNEMLİ'

Fincancı, kendisi ile gösterilen dayanışmadan dolayı mutlu olduğunu söyledi. Fincancı, “Buna tanıklık etmek çok kıymetli. Karar ne olursa olsun, bizi bir araya getiren bu duyguyu, yurttaşlık bilincini, kolektif varoluşu sağlamak önemli. TTB 70 yıl önce tam da bu amaçla ve anayasal güvenceyle kurulmuştur. Bu yıl yasayla kuruluşunun 70’inci yılını kutlayacağız. Bu dava üzerinden yaratılmak istenen korku iklimi, ifade, düşünce ve bilim özgürlüğüne yasak anlamına gelmektedir. Ama nafile! Korkunun ecele faydası yok! Bizim örgütümüz TTB'dir! Bir daha kimyasal silahı kimse ağzına alamıyorsa bu korku ikliminin bir göstergesi” diye konuştu.

 'İNSANLAR ÖLMESİN, DEDİĞİMİZ İÇİN SUÇLUYMUŞUZ!'

Fincancı, “Neymiş bizim suçumuz? Nitelikli, anadilinde ve herkese eşit sağlık hizmeti dediğimiz için. Üç beş dakikada muayene olmaz, bununla sağlığa erişemezsiniz dediğimiz için. İnsanlar ölmesin dediğimiz için. Sağlıkta şiddet, niteliksiz sağlık hizmetine dönüştüren bu projeye karşı çıktığımız için. Ekolojik krize karşı durduğumuz için. Unutmadım ben İkizdere’de öldürülen o kırmızı balığı, onu savunmak için bu memleketteyim ben. Pandemide ekonomi ve siyasetin halkın sağlık hakkının önüne geçtiği için hedefteyiz. Kayyım rektörlere karşı çıktığımız için. Demokrasinin, adaletin olmadığı bir ülkede sağlığın da olmadığını söylediğimiz için hedefteyiz” diye konuştu.
Fincancı, kendilerini bir örgüt bulmaya çalışıldığını, ancak TTB’nin örgütleri olduğunu belirterek, “Her 5 kişiden 4’ü gittikçe daha fazla insanın düşüncelerinden dolayı cezaevine konulduğunu düşünüyor. Yolsuzlukta AB ülkeleri arasında sonuncular arasındaymışız. En yolsuz ülkeymişiz. Yargıda da yolsuzluk olduğunu düşünüyorlar. Hakkınızda böyle şeyler düşünülüyor olması sizi çok rahatsız ediyor olmalı. 8 gün sonra yoldaşım Hrant Dink’in katledilmesi üzerinden 16 yıl geçti. Sevgili arkadaşım Tahir Elçi’nin katledildiği Dört Ayaklı Minare’yi bir daha gidip göremedim ben. Atanmış bakan siyasi cinayet yok demiş. Yok ama bu cinayetleri kimler işliyor" diye belirtti.
Bu durumları araştıranların cezaevine girdiğini belirten Fincancı, “Çünkü biz vatan hainleri olarak lanse ediliyoruz bu ülkede. Bu ülkenin yazgısını birilerinin ellerine teslim edemem. Hiç unutulmasın ki onlar da yargılandılar mahkemelerde. Bizim karşısında durduğumuz şey budur, kötülük kimseye bulaşmasın” dedi. Fincancı, beyanlarını, Fransız şair René Char'ın  "Aykırı davranmak" şiirinin “İnsan kalacağız biz bağışlanmaz pahasına” dedi.
Salondakiler, Fincancı’nın savunmasını alkışladı.

 'SAVCILAR SINIRDA NELER OLDUĞUNU NEDEN MERAK ETMİYOR?'

Fincancı’nın beyanları ardından söz alan İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Fincancı’nın tutuklu yargılanmasının hukuksuz olduğunu söyledi. “Üst sınırdan cezalandırması kanuni ilkesini karşılamıyor, anayasa aykırı” diyerek, sözlerini sürdüren Öztürk, “Fincancı hakkındaki suçlamalar, tutukluluk kararı ve üst dereceden ceza talebinin hiçbir hukuki dayanağı yok” dedi. Mahkeme heyetine, “Cumhuriyet savcıları Türkiye’nin sınırında neler olduğunu neden merak etmiyor?” diye soran Öztürk, “İnsan hakları savunucuları araştırma yapılmasına dair çağrı yaptı diye sanık sandalyesine oturtulamaz. Adalet arayan insanları siz yargı yoluyla susturursanız hukuku yok edersiniz, suç toplumu haline getirirsiniz. Son zamanlarda ortaya atılan iddialara bakıldığı zaman durumun ne olduğu zaten anlaşılıyor” diye belirtti.

Avrupa Konseyi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarından örnekler veren Öztürk, “2019'da TMK 7/2'ye yapılan ‘Düşünceyi açıklamak suç oluşturmaz’ eklemesini hatırlatıyoruz. Bu niye uygulanmıyor da Dr. Şebnem Korur Fincancı burada yargılanıyor?” diye sordu. 

 'MAHKEME HEPİMİZE MESAJ VERİYOR!'

Daha sonra söz alan Av. Meriç Eyüboğlu, davanın erkeden bitirilmek istendiğini söyledi. Eyüboğlu, “Hukuka aykırı hususları yaz yaz bitmedi. Adeta bir kara delik var. Ne desek boşa düşüyor. Ya da duvara çarpıp dönüyor” dedi. Eyüboğlu, davanın mahkeme heyeti tarafından erkenden bitirilmek istendiğine dikkat çekti. Pek çok hukuksuz durumu ilettiklerini ancak mahkeme heyetin yanı sıra duruşma savcısının kendilerini dinlemediğini belirten Eyüboğlu, ayrıca savcı hakkında Hakim Savcılar Kurulu’na (HSK) şikayette bulunduklarının bilgisini aktardı. Eyüboğlu, “Savcı, duruşmaya gelmeden mütalaasını hazırlamıştı. Duruşmadaki delilleri tartışmadan, yargılanan kişiyi dinlemeden önceden mütalaa hazırlaması tarafsız olmadığını gösteriyor” diye kaydetti.

 Fincanı’nın, Medya Haber’e bağlanmasının ardından kullandığı ifadelerle birlikte fırtınanın koptuğunu anımsatan Eyüboğlu, “Suç maddesi tutuklamaya yeterli değildir. ‘Propagandadan’ kimse tutuklanmaz. Ancak Şebnem Korur Fincancı isen farklı olur. Bugün ona yönelik linç girişimi TTB ve bu ülkede yaşayan hepimize bir mesajdır” ifadelerini kullandı. Mahkemelerin baskı altında olduğunu ve bağımsız olmadığının altını çizen Eyüpoğlu, 15 Temmuz 2016’da yaşandığı iddia edilen askeri darbe ardından yargı organlarında yer alan pek çok kişinin ihraç edilmesini örnek verdi. Eyüboğlu, “Hakimler vicdanlarına uyarak karar veremiyor” diye konuştu. Eyüboğlu, “Hiç tereddütsüz beraat kararı verilmelidir. Ortada bir suç yok” dedi.

Av. Özkan Yücel, "Hedef tek başına Fincancı değil. Bu ülkedeki toplumsal güçlere parmak salladılar” diye konuştu.

 Mahkeme heyetine de tepki gösteren Yücel, “Sizin bu sessizliğiniz, teslim oluşunuzu gösteriyor. Tutuklamaya devam kararı verirseniz, hukuku yaralamış olursunuz. Ne yapacaksınız çok merak ediyorum. Artık tahliye kararı vermeniz gerekiyor. Yurt dışından ‘yargılanmak’ için birini tutuklu yargılamak hangi mantığa dayanıyor” diye konuştu.

Mahkeme heyeti, duruşmayı bitireceğini belirterek,  Fincancı’ya son sözünü sordu. Tekrardan söz alan Fincancı, anarşist kuramcı Bakunin’in “Hukuk iktidarın fahişesidir” sözlerini işaret ederek, “Baskılar, iktidarın yönlendirmesi ile oluyor. Bu nedenle bu hukuki bir dava değil siyasi bir davadır. TTB yok edilmek isteniyor. Aslında toplumun haklarını arama hakkı ellerinden alınmak isteniyor” diye kaydetti.  Fincancı daha sonra Adnan Yücel’in “Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek” şeklindeki şiirini okudu.

HAPİS CEZASI

Mahkeme, kararını açıklamak üzere duruşmaya bir saat ara verdi.

 Aradan sonra “Örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla 2 yıl 8 ay 15 gün hapis cezası verilen TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı, tahliye edildi.