Êlih ve Amed'de ekonomik çöküş protesto edildi

KESK Amed Şubeler Platformu ve Êlih Emek ve Demokrasi Platformu üyeleri, ekonomik çöküşü protesto etti.

Êlih Emek ve Demokrasi Platformu, ekonomik çöküşe ilişkin Yılmaz Güney Park'ında açıklama yaptı. Açıklamaya platform bileşenleri,  görevi gasp edilen Belediye Eşbaşkanı Songül Korkmaz, HDP, DBP, DEVA Partisi il yöneticileri ve çok sayıda kamu çalışanı katıldı. “Tükeniyoruz, rakamlar yalan yoksulluk gerçek, sefalet ücretine teslim olmayacağız”  pankartının açıldığı eylemde, Petrol-İş Êlih Şube Başkanı Veysel Kartal konuştu.

Kamu emekçileri, özel sektör işçileri ve emeklilerin, iktidar ve TÜİK’in girdap ile emekçilerin karın tokluğu dahi denilmeyecek bir sefalet ücreti ile yaşamaya mahkum edildiğini kaydeden Kartal, “Her yeni güne yeni bir zam haberiyle uyanıyoruz. Artık dayanacak gücümüz kalmadı” dedi.

En küçüğünden en yaşlısına, işsizinden çalışanına, öğrencisinden esnafına kadar tüm halkın TÜİK rakamlarının yalan, yoksulluğun gerçek olduğunu bizzat yaşayarak gördüğünü kaydeden Kartal, “İşte bu yüzdendir ki, her gün şapkadan tavşan çıkarırcasına açıkladıkları ‘müjdelere’  rağmen ücretler, alım gücü eridikçe erimektedir. Yıllardır emeği ile geçim mücadelesi veren bizler gittikçe artan hayat pahalılığını iliklerimize kadar yaşamaya devam ediyoruz” diye konuştu.

'ONURLU YAŞAMI İNŞA EDECEĞİZ'

İktidarın sermayeden yana politikalarının ağır sonuçlarını yaşayan tüm kesimlerle birlikte mücadele ederek insan onuruna yaraşır bir yaşamı inşa edeceklerini dile getiren Kartal, şunları söyledi:  “Batman Emek güçleri olarak, en temel talebimiz olan insanca yaşamaya yetecek yoksulluk sınırı üzerinde ücret talebine sahip çıkmak için tüm kesimleri omuz omuza vermeye çağırıyoruz.”

 Açıklama, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” ile “Zam zulüm sefalet nerde, burada adalet” sloganlarıyla son buldu.


AMED
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Amed Şubeler Platformu, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı enflasyon verilerini ve maaş zamlarını kurumun hizmet binası önünde protesto etti. “Sefalet zammını kabul etmiyoruz” pankartının açıldığı eylemde, sık sık, “Hükümet zammını al, başına çal”, “ Ranta değil, emekçiye bütçe”, sloganları atıldı. Basın açıklamasını KESK Dönem Sözcüsü Mehmet Uluğ okudu.

İktidar, TÜİK ve yandaş konfederasyonun yarattığı girdap ile emekçilerin sefalet ücretiyle yaşamaya çalıştığını ifade eden Uluğ, “Yandaş konfederasyon enflasyon altındaki oranların altına imza atıyor, TÜİK her altı ayda bir iktidarın ekonomi politikalarına uygun oranlar açıklayarak, gerçek enflasyonu gizliyor ve iktidar TÜİK verilerine göre enflasyon farkını vererek lütfedercesine artış oranı açıklıyor. Her zaman altını çizdiğimiz üzere, enflasyona göre maaş zammı ‘sıfır zam’ demektir. Sahte rakamlardan ibaret TÜİK verilerine göre maaş zammı ise reel gelirimizin erimesi, yoksulluğumuzun artmasıdır” dedi.
Uluğ, 3 Ocak’ta enflasyon rakamları açıklandığını hatırlatarak, “TÜİK’e göre enflasyon, aylık yüzde 1.18, altı aylık yüzde 15.4, yıllık yüzde 64.27 olmuştur. Yine TÜİK verilerine göre emekçilerin ve halkın temel harcama kalemi olan gıdada resmi enflasyon yıllık yüzde 77.87’ye, kira-konut enflasyonu ise yüzde 79.83’e ulaşmıştır. İktidar, büyük bir gürültüyle kamu emekçilerinin ve emeklilerin 2023 Ocak maaşlarının yüzde 25 artırılacağını açıkladı. Büyük tepki üzerine 24 saat geçmeden artış yüzde 30 olarak revize edildi. Sanki yüzde 25’i söyleyen muhalefetmiş gibi kendileri çalıp kendileri oynadı. İbretlik bir iktidar ve yandaş sendikacılık ile karşı karşıyayız. 6 buçuk milyon kamu emekçisi ve emekli, yandaş konfederasyonların ve iktidarın sahte enflasyon rakamlarını bir kuruş aşmayan TİS mutabakatlarının bedelini, yıllardır ödemeye devam etmektedir” diye konuştu.

 Uluğ, yaşanan kayıpların bir nebze de olsa azaltılması için tüm emekçilerin maaşlarına en az devletin harç ve vergilere yaptığı yüzde 122 oranı kadar zam yapılmasına önemine değinerek, taleplerini şöyle sıraladı:
*“İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret için en düşük kamu emekçisinin maaşına eş yardımı, çocuk yardımı, kira yardımı, ulaşım yardımı gibi sosyal ödemelerde yapılacak artışlarla yoksulluk sınırı üzerine çıkarılmasını,
*Tüm vergi yükünü ücretlilerin omuzlarına yıkan, her yıl daha da büyüyen gelir vergisi adaletsizliğine derhal son verilmesini,
*Gelir vergisi birinci dilim oranının yüzde 15’ten yüzde 10’a düşürülerek yoksulluk sınırına kadar olan maaşların-ücretlerin birinci vergi diliminde sabitlenmesini talep ediyoruz.”