Özgür Gündem ve Azadiya Welat gazetelerinin ortak düzenlediði 20. Musa Anter ve Basın Şehitleri Gazetecilik Ödülleri sahiplerini buldu. Törende konuşan Özgür Gündem Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Aykol, "Bir yıldır kapıyı tutuyorum; ama geçen yılın Aralık ayında bacadan hırsızlar girdi. Aramızdan 44 arkadaşımızı aldılar. Ýçerdeki arkadaşlarımıza selam" dedi.
20. Musa Anter ve Basın Şehitleri Gazetecilik Ödülleri Cegerxwin Kültür Merkezi Tiyatro Salonu'nda düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Özgür Gündem ve Azadiya Welat gazetelerinin ortak düzenlediði ödül töreninde Musa Anter, Gurbetelli Ersöz, Mazlum Erenci ve onlarca basın şehidinin fotoðrafı ile isimlerinin yer aldıðı "Özgür basın şehitleri" yazılı pankart asıldı. Konferans Salonu'nun girişinde de Aram Yayınları tarafından Musa Anter'in kitapları sergilenirken, katledilen özgür basın geleneðinden gelen gazetecilerin fotoðrafları bir standa serilerek, karanfil ve mumlarla süslendi.
Törene, BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, BDP milletvekilleri Emine Ayna, Nursel Aydoðan, Halil Aksoy, Özdal Üçer, DTK Daimi Meclis üyeleri, Prof. Dr. Büşra Ersanlı, Gazeteci Nuray Mert, Gazeteci Ertuðrul Mavioðlu, Özgür Gündem Genel Yayın yönetmenleri Eren Keskin ve Hüseyin Aykol, Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, Hrant Dink'in eşi Rakel Dink, ÝHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoðan, katledilen Özgür Basın çalışanların aileleri, Federal Kürdistan Bölgesi Özgür Yurttaş Hareketi, PÇDK Temsilcisi, Diyarbakır Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Barış Grubu Üyesi Seydi Fırat, Musa Anter'in oðulları Dicle Anter ve Anter Anter, AP eski Parlementeri Feleknas Uca, Toplumsal Bellek Platformu Üyesi Zeynep Altıok, Kürt Yazarlar Derneði, Uluslararası PEN üyeleri, ÝHD, KESK Diyarbakır Şubeler Platformu, Barış Anneleri Ýnisiyatifi üyeleri, MEYA-DER, TUHAD-FED, BDP, ESP, Evrensel, Hayat Tv, özgür basın çalışanları ve yüzlerce kişi katıldı. Yoðun ilginin gösterildiði ödül töreninde salon tıklım tıklım dolarken, birçok kişi ayakta töreni izledi.
Törende, Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ziya Halis, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan ve cezaevinde bulunan özgür basın çalışanlarının mesajları da okundu.
Bir dakikalık saygı duruşuyla başlayan ödül töreninin açılış konuşmasını Kürtçe yapan Azadiya Welat Editörü Çetin Altun, katledilen özgür basın geleneðinden gelen gazetecilerin kalemlerini hiçbir zaman yerde bırakmayacaklarını belirterek, tarihi bir gün yaşadıklarını ve Kürt halkının özgürlüðüne doðru ilerlediðini aktardı. Çetin, birçok arkadaşlarının gerçekleri ortaya çıkardıðı için tutuklandıðını dile getirerek, gerçekleri yazmaktan geri durmayacaklarını kaydetti. Zerdüştlük inancında gerçeklerin açıða çıkmaması için mücadele eden Ehrimanların bulunduðuna işaret eden Altun, 21. yüzyılın Ehrimanlarının ise AKP hükümeti olduðunu kaydetti. Altun, gerçeklerin açıða çıkmaması için AKP'nin bütün gazetecileri tehdit ettiðini ve neredeyse amacına da ulaştıðını belirterek, Kürt basınının bu tehditlere boyun eðmediðini ve hiçbir zaman gerçeði yazmaktan geri durmadıðını, bunun bedelini de baskı, ceza ve tutuklamalarla ödediðini söyledi. Şu an cezaevlerinde 91 gazetecinin bulunduðunu hatırlatan Altun, onurlu tavır ve duruşlarından dolayı kendilerini selamladıklarını ve onların bıraktıðı yerden çalışmalarını sürdürmeyi esas alacaklarını belirtti.
KÜRTÇE BÝRÝNCÝLÝK ÖDÜLÜ ROJAVADAKÝ ÖZGÜR BASIN ÇALIŞANLARINA ADANDI
Daha sonra Kürtçe haber dalında birinciliðe layık görülen DÝHA editörü Abdurrahman Gök'ün "Li Almanyayê bajarekî Êzîdiya: Celle" (Almanya'da bir Êzîdî şehrî: Celle) haberi nedeniyle ödülü verildi. Gök, ödülünü Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in elinde aldı. Kısa bir konuşma yapan Baydemir, geçen yıl da ödülü Gök'e verdiðini hatırlatarak Kürtler özgür olmadıðı müddetçe Ortadoðu'da yaşayan halkların da özgür olamayacaðını söyledi. Ardından Kürtçe konuşan Gök ise, Suriye'de yaşayan Kürtlerin özgürlüðüne doðru yürüdüðünü belirterek, "Orada da özgür basın geleneði örnek alınarak bir özgür basın yaratılmaya çalışılıyor. Kürt mücadelesinin 30 yıl önce attıðı özgürlük tohumları ve Apê Musa'nın ektiði özgür basın tohumları bugün Kürtlerin yaşadıðı her yerde ürün veriyor. En son Batı Kürdistan'daki halk özgürlüðüne doðru yol alınca orada da bir özgür basın geleneði oluşturulmaya çalışıldı ve her geçen gün biraz daha görünür hal alıyor. Bu nedenle orada bütün sıkıntılara raðmen özgür basın geleneði yaratmaya çalışan ve Suriye'deki durumu en gerçekçi ve yalın haliyle kamuoyuna duyuran gazeteci arkadaşlarıma bu ödülü adıyorum" dedi.
Kürtçe özel juri ödülü ise JINHA'da çalışan gazeteciler Zehra Doðan ve Hazal Peker'in "Li Rojava welat emanetê jinên kurd in" haberine verildi. JÝNHA çalışanları ödüllerini tutuklu gazeteci Şafak Çelen'in annesi Sevgi Çelen ile katledilen Ferhat Tepe'nin annesi Zübeyde Tepe'nin elinden aldı. Doðan'ın Kürtçe, Peker'in ise Türkçe yaptıðı konuşmada ödülü özgürlük mücadelesinde yaşamını yitiren gazetecilere adadıklarını ifade etti.
Türkçe haber dalında ise Baðımsız Ýletişim Aðı (BÝA) muhabiri Işıl Cinmen'e Jüri Özel Ödülü verildi. Işıl Cinmen, "Ýki tarafıyla Kürt sorunu" haberiyle ödüle layık görüldü. Cinmen'e ödülünü Gazeteci Nuray Mert verdi. Tören sırasında konuşan Mert, Türkiye'de Kürt mücadelesinde büyük bedellerin verildiðini aktararak, "Benim çevremden gelenler çok korkak ve çok iktidar tutkunu. Böyle olunca azıcık vicdanının sesine uyan, haksızlıklara karşı susmayan birisi çok öne çıkıyor. Bu inanın çok mahcup edici bir şey oluyor. Çok cılız da olsa sesimizi çıkarmaya devam edeceðiz" dedi.
Mert'in konuşmasının ardından özgür basın geleneði, basın şehitlerini ve cezaevinde bulunan gazetecilerin anlatıldıðı sinevizyon gösterimi yapıldı. Sinevizyon gösterimi sırasında duygulu anlar yaşandı.
AYKOL: KAPIYI TUTARKEN BACADAN GÝREN HIRSIZLAR 44 ARKADAŞIMIZI ARAMIZDAN ÇALDI
Ardından tören karikatür dalında ödül alanların açıklanması ve ödüllerinin verilmesiyle devam etti. Karikatür jürisi, birincilik ödülünü Tekirdað 1 Nolu F Tipi Cezaevi'nde bulunan Haydar Bayar'a layık gördü. Bayar'ın yerine Azadi Editörü Soner Çiçek ödülü Özgür Gündem Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Alkol'un elinden aldı. Ardından konuşan Aykol, ihtiyaç olduðu sürece burada olacaðını belirterek, "Geçen yıl buraya gelenler hatırlayacaklardır. Bizde çalışanlar, başka kurumlara gidiyorlar, belediye başkanı oluyorlar, milletvekili oluyorlar ve hep bizden gidiyor insanlar demiştim. Bundan sonra dedim ki kapıyı tutacaðım kimseyi göndermeyeceðim. Bir yıldır kapıyı tutuyorum; ama geçen yılın Aralık ayında bacadan hırsızlar girdi. Aramızdan 44 arkadaşımızı aldılar. Ýçerdeki arkadaşlarımıza selam" dedi.
Karikatür dalında Kandıra 2 Nolu F Tipi Cezaevi'nde bulunan Mahmut Ulusan'a da Juri Özel Ödülü verildi. Ulusan'ın ödülünü TUHAD-FED Genel Başkanı Zübeyde Teker aldı. Teker'e ödülü Musa Anter'in oðlu Anter Anter verdi. Karikatür dalında ikinci Juri Özel Ödülü alan Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan Mehmet Boðatekin'in ödülünü ise kardeşi Esmer Boðatekin Özgür Gündem Gazetesi Karikatüristi Halil Ýncesu'nun elinden aldı.
GURBETELLÝ ERSÖZ ÖDÜLÜ ÖZLEM AÐUŞA
Fotoðraf dalında birinciliði ise Roboski fotoðrafı ile Gazeteci Emin Bal aldı. Bal'a ödülü BDP Diyarbakır Ýl Eş Başkanı Zübeyde Zümrüt verdi. Kadın haber ve habercilerine verilen "Gurbetelli Ersöz Özel Ödülü"ne, tutuklu kadın gazeteciler adına, Pozantı'da Kürt çocuklarının maruz kaldıðı tecavüzü ortaya çıkaran Özlem Aðuş layık görüldü. Dicle Haber Ajansı'nda muhabirlik yaptıðı sırada gözaltına alınarak tutuklanan Aðuş, şu an Adana Karataş Kadın Kapalı Cezaevi'nde bulunduðu için ödülünü kardeşi Senem Aðuş aldı. Aðuş ödülü Prof. Büşra Ersanlı'nın elinden aldı. Ersanlı Özlem'i tebrik ettiðini kaydederek, "Gerçeklerle yüzleşmek gerçekten de insanları hapiste de olsa özgürleştiren bir his. Gerçeklerle yüzleşmeyi hiçbir zaman bırakmamamız lazım" dedi. Gençlerin kıymetlerinin biraz daha fazla bilinmesini isteyen Ersanlı, gençlerin ölmemesi için ne gerekiyorsa hep birlikte mücadele edilmesinin en büyük arzuları olduðunu aktardı.
KANIN DURMASI ÝÇÝN NE GEREKÝYORSA YAPILMALI
Onur ödülü ise yıllardır Gündem Gazetesi'nde çalışan Fatma Tandoðan'a (Fatma Ana) verildi. Fatma Ana ödülünü Hrank Dink'in eşi Rakel Dink'in elinden aldı. Yoðun alkış altında sahneye çıkan Dink konukları Kürtçe ve Ermenice selamladı. "Hangi taşı kaldırsan altından acı ve keder çıkıyor" diye konuşan Dink, hiçbir annenin çocuðunu öldürülmesi için doðurmadıðını belirterek, "Ne daðda ne şehirde ne asker ocaðında hiçbirisi öldürülsün istemiyoruz. Bu kanının durması için hep beraber ne gerekiyorsa onu yapmak lazım. Musa Anter gibi kardeşlerimiz sað olsunlar, onlar ölümsüzdür. Onların koyduðu taşların üzerinde yürüyenler de ölümsüzdür. Hepiniz var olun" diye konuştu.
ROBOSKÝ KATLÝAMINI ANI ANINA DÜNYAYA DUYURAN DÝHAYA JÜRÝDEN TAM NOT
Türkçe haber dalında birinciliðe, Roboski'deki katliamı anı anına bütün dünyaya duyuran Dicle Haber Ajansı (DÝHA) layık görüldü. Köylülerin Türk savaş uçakları tarafından öldürüldüðü Roboski haberini herkesten önce abonelerine servis eden DÝHA'nın yaptıðı haberciliðin, tüm jüri üyelerince dünya çapında büyük bir başarı olduðunun altı çizildi. DÝHA'ya verilen ödülü DÝHA editörü Ali Buluş, DTK Koordinasyon Kurulu üyesi ve Van Milletvekili Özdal Üçer'den aldı. Burada kısa bir konuşma yapan Buluş, DÝHA'nın 2002 yılında Kürt basının 100. yılını tamamladıðı bir dönemde kurulduðunu belirterek, "Bir ajans olarak kendini örgütleyen Kürt gazetecileri kurulduðu günden itibaren onlarca baskıya, tutuklamaya maruz kaldı. Şu anda da onlarca arkadaşımız zindanlarda gerçeði haykırmaya devam ediyor. Bu anlamda DÝHA adına bu ödülü alıyoruz. Kürdistan Gazetesi'nden itibaren emeði geçen bütün Kürt gazetecilere bu ödülü adıyoruz" diye konuştu.
Konuşmaların ardından tören Kürt basınında çalışanların çektirdiði hatıra fotoðrafı ile son buldu.