Ülke genelinde sokaklara dökülen öğrenciler bazı yerlerde kamu kurumlarını bloke etti.

Başkent Beyrut’ta Eğitim Bakanlığı önünde toplanan eylemciler, bir yürüyüş düzenledi. Büyük bir Lübnan bayrağı açan eylemciler, okul okul gezerek diğer öğrencileri de harekete katılmaya çağırdı.

Kuzeyde yer alan ülkenin ikinci büyük kenti Trablus’ta da protestolar durmuyor. Çok sayıda eylemci İletişim Bakanlığı büroları önünde bir araya gelerek, memurların girişini engellemeye çalıştı.

Kıyı kentlerinde de kamu kuruluşlarını bloke etmeye çalışan eylemciler Hizbullah’ın kaleleri olarak değerlendirilen Şiilerin yoğunlukta olduğu Nebatiye ve Baalbek’te de sokaklara çıktı.

Güneydeki büyük kent Saida’da araç plakaları veren kurum önünde bir araya gelen öğrenciler, kapıların açılmasını engellemeye çalıştı.

İFLAS ETMİŞ BİR SİSTEM

Protesto hareketi, bu Perşembe günü dördüncü haftasına girdi. Protesto eylemleri 17 Ekim’de başladı. 1980’li yılların iç savaşının mirası olan yolsuz ve tıkanmış siyasi sistem eylemcilerin hedefinde yer alıyor. Mezhepsel partiler adam kayırma ile kangrenleşmiş, devlet dünyanın en fazla kamu borcu olan üçüncü ülkesi haline gelmiş, su ve elektrik gibi temel hizmetleri dahi sunamıyor. Ülke ekonomisi resesyonda, işsizlik kökleşmiş, Lübnan parası çöküşün eşiğinde.

ÇÖZÜM OLMAZSA NÜFUSUN YARISI YOKSULLAŞACAK

Halk ayaklanması sonucunda Başbakan Saad Hariri ve hükümeti istifa etse de günlük işleri yürütmeye devam ediyor. Çarşamba günü bir açıklama yapan Dünya Bankası, en acil aşamanın tüm Lübnanlıların taleplerine uygun bir hükümetin hızlar kurulması olduğunu belirtti. Dünya Bankası’na göre çıkmazı devam etmesi halinde nüfusun yarısı yoksulluk girdabına girecek ve işsizlik güçlü bir şekilde artacak. Aynı organizasyona göre Lübnanlıların üçte biri zaten yoksulluk sınırının altında yaşıyor.