Doğan Hatun: Yeniden bir inşa süreci başlatacağız

DEM Parti Amed Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkan adaylarında Doğan Hatun, "Toplumun bir bütünüyle tekrardan kazanımlarımızı elde edip yeniden inşa sürecini başlatacağız”dedi.

31 Mart yerel seçimlerine kısa bir zaman kala Kurdistan kentlerinde DEM Partinin belediye eşbaşkan adaylarının çalışmaları hızlandı.

Amed Büyükşehir Belediyesi 2016'dan bu yana kayyumlar tarafından yönetiliyor. Yüzde 55 oyla seçilen Gültan Kışanak ve Fırat Anlı'nın yerine 1 Kasım 2016'da, yüzde 63 oyla seçilen Hülya Alaökmen Uyanık ve Selçuk Mızraklı'nın yerine ise 19 Ağustos 2019'da kayyum atandı. Kışanak 8, Mızraklı 5 yıldır hapiste.


Yıllardır kayyum yönetimindeki Amed'de kadın, gençlik, eğitim ve kültür-sanat kurumları kapatıldı. Açığa çıkan usulsüzlükler ve yolsuzluklar nedeniyle kayyum yönetimindeki belediyelere operasyonlar da düzenlendi. Belediyelere ait taşınmazlar tek tek satılırken, kayyum belediyelerinin borçları ise milyarlarca TL'ye ulaştı.

Amed Büyükşehir Belediyesi için yapılan halk oylamasında DEM Parti Eşbaşkan adayları Serra Bucak ile Doğan Hatun seçildi. Adaylardan Doğan Hatun, Amed'in Pasûr (Kulp) ilçesinde doğdu. Maden mühendisliği eğitimi aldı. 2016-2023 yılları arasında Maden Mühendisleri Odası eşbaşkanlığı görevini yürüttü. Bu süreçte, Amed'de bulunan karayolları arazisindeki yeşil alanın yapılaşmaya açılması ile ilgili yaptığı basın açıklaması nedeniyle TCK 301 maddesi uyarınca 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandı. Ancak, Hatun bu dava sonucunda beraat etti. Hatun, aynı zamanda 2018-2022 yılları arasında TMMOB Amed İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Sekreterliği yaptı. Emek ve Demokrasi Platformu dönem sözcülüğü, Amed Kent Koruma ve Dayanışma Platformu Kurulu üyeliği gibi çeşitli sivil toplum örgütlerinde de aktif rol aldı.

Kayyum sürecinde çok ciddi tahribatların oluştuğu ve yolsuzluğun had safhaya ulaştığı kentte Amed Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkan adaylardan Doğan Hatun ile seçim sürecindeki çalışmaları ve seçimden sonra hayata geçirecekleri projelerine dair konuştuk.

KENT TAHRİBATINI GÖRÜNCE SORUMLULUK ALMA İSTEĞİ DOĞDU

Kayyumların kentte yarattığı tahribata dikkat çeken Hatun, "Kentin bir bileşeniyseniz kentte dair sorumluluk hissedersiniz. Bir sorun ve sıkıntı yaşarsanız toplumun bir daha bu sıkıntı ve sorunu yaşamaması için bir arayış içine girmek zorunda kalırsınız. Son 8 yıllık kayyum sürecinde biraz böyle değerlendiriyorum. Kentte dair kayyumların işlediği suçları, tahribatları, halk ait bütçelerin halka harcamadıklarını gördüğümüzden dolayı sorumluluk alma isteği doğdu. Sivil toplum örgütlerinde çalışırken kayyumların hangi tahribatları yarattığını iyi bir şekilde gözlemledik. Bunları kamuoyuna duyurduk ve rapor haline getirdik. Büyük tahribatı görünce 30 yıl önce yapılan köy yakmalı duygu depreşti ve bir sorumluk alma hissiyatı oluştu. Sorunlara dair yeniden bir çözüm arayış ve yeniden inşa sürecinde hızlı ve pratik olma inancı vardı. Hep birilerine eleştiri yapmak, hep birilerine neden yapmıyorsun demekten ziyade inisiyatif alıp bildiğimiz ve tespit ettiğimiz sorunlara dair çözüm önerilerimizi uygulamak istedik"  şeklinde konuştu.

SÖYLEYECEK ÇOK SÖZÜMÜZ VAR

Kayyumların yarattığı yolsuzluk ve talan politikasına karşı mücadele etmek gerektiğini ifade eden Hatun, şunları aktardı: "Kentte dair işlenen suçlar, kent kırımları, yoksul kesimleri kentsel dönüşüm projeleriyle bertaraf etmeleri, kentte ait önemli yeşil alanlarını imara açmaları gibi birçok konuda dair hep mücadele ettik. Kayyumların yaptığı yanlışlara karşı mücadele ettiğimizden dolayı yargılandık, susturulmak istendik. Bizler bu kenttin değerini korumaya çalıştık. Kayyumların yaptığı bu kadar yolsuzluğu, hırsızlığı, talanı ve irade gaspını görüp inisiyatif almamak bence bireyin kendisine dair işlediği suçlarda bir tanesidir. Bu sorumluluk aynı zamanda bizim çıkış noktamızdır. Eşbaşkan adayı olmamızın temelinde irademizi geri almak vardır. Bu kentte yapacak çok şeyimiz var. Bu kentte dair söyleyecek çok sözümüz, uygulayacağımız projelerimiz var. Dil, kültür ve sanat alanında üreteceğimiz çok projelerimiz var. Nereye aday olduğumuzu biliyoruz, bu kenti çok iyi tanıyoruz. Kenttin politik konumunu, Ortadoğu’daki yansımalarının ne olduğunu, Türkiye’deki ve uluslararası yansımasının ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu yansımaları bilip bu kentte sahip çıkmamak sorumsuz bireye dönüştürür insanı. Kürt halkı başta olmak üzere dezavantajlı halkların sesi olmak istiyoruz. Toprağa yabancılaşan, doğayı katleden bir sisteme karşı savaş açmamak ciddi bir sorundur. Savaşmak sadece silahla olan bir durum değildir, kendi doğanı savunmakta bir savaştır. Senin doğanı, kültürünü, tarihini yok etmeye çalışıp seni kimliksizleştirip, seni kendine yabancılaştırarak bütün renkleri yerle bir eden tekçi bir zihniyete karşı ses çıkarmak en büyük mücadele aracıdır. Bizlerde bu mücadele aracına talip olduk."

HİZMET YOK, TALAN VE TANT VAR

Kayyum politikaları nedeniyle Amed halkının özgür iradeleriyle yaşayamaz hale geldiğini vurgulayan Hatun, "Kayyumları doğru tahlil etmek gerekiyor. 2016'da kayyumlar atandığından savaş ve darbe argümanlarının yoğun olduğu bir süreç yaşıyorduk. Bir korku sindirme politikasıyla birlikte Türkiye’deki iç siyasetin yüzde doksanı güvenlikçi politikalar yürütülüyordu. Ciddi bir kaos süreci olduğundan dolayı atanan ilk kayyumlara karşı insanlar nasıl bir karşılık vereceğini şaşırdı. Kayyumun gelmesiyle birlikte hizmet getireceğiz diyenler bu halka hizmet etmediler. Bırakın bir hizmet üretmeyi bozulmuş bir kaldırımı bile yapamaz durumlar. Kayyumlar hizmet için değil toplumu sindirmek için buradalar. Kayyumlar geldiklerinde dil, kültür, sanat, kadın politikaları, kadın kurumları, çocuklar ve gençler üzerine düşmanca bir politika izleyip bütün kurumları kapattılar. Onların yanıldığını çok önemli bir nokta var, belediyelere el koymakla bu iş biteceğini sandılar. Aksine toplum kendine farklı argümanlar bulup yok edilmek istenen alanlarda bir bütün olarak çalışmalarını hızlandırdı. En büyük ve en çok topluma tahribat veren politika gençlerin uyuşturucu bataklığına sürüklenmesidir. Belediyenin bütün hizmetleri bilinçli olarak aksadı. Kayyumlar belediyenin bütün kaynaklarını başta kendilerine sonra AKP’li bürokratlara ve yandaşlarına aktarıp talan ettiler. Geriye topluma yeni çeteler oluşturmak, uyuşturucu pazarlarına kurmak ve toplumun ahlaki düzeyini aşındırmaktan başka hiç bir politika üretmediler. Kenttin yapısını değiştirdiler. Biliyorsunuz TÜİK'in son iki yıllık verilerine baktığımızda Amed 81 ilin en mutsuz kenti. Mutsuz olmasının sebebi kayyumların burada yürürlükleri politikalardan dolayıdır. Gençlerin hiçbir yaşam, istihdam ve sosyal alanı yok. Bunların tek yaptığı şey toplumda üretim yapabilecek gençlerin yönünü Avrupa’ya teşvik ettirip gönderebilmek. Bizim en kıymetli ve okuyan gençlerimiz işsiz kalıyor. Kayyum süreçlerinde yoksullukla mücadele yok, istihdam alanı üretmiyorlar. Kayyumların hırsızlık, rant ve talan politikası dışında hiç bir politikası yok" diye belirtti.

HALKIMIZLA BİRLİKTE YENİDEN İNŞA SÜRECİ BAŞLATACAĞIZ

Göreve geldikten sonra kentte yeniden bir inşa süreci başlatacaklarını belirten Hatun, "Toplumun bir bütünüyle tekrardan kazanımlarımızı elde edip yeniden inşa sürecini başlatacağız. Bu inşa sürecinde halkımızla birlikte kendi zengin toprağımızı ve sularımızla bereketli alanlara yaratacağız. Bu topraklar bereketli topraklar. Kendi öz gücümüz ve topraklarımızla yeniden yaşamı inşa etmek çok zor olmayacaktır. Bizler toplumun öz gücüyle kendi toprağını ve suyunu işleyecek bir aracı olarak teşvik edici bir mekanizma kuracağız. Kendi kooperatiflerin kurum ekonomilerinin yaratabilecek dengeler kurmalıyız. Biz göreve geldiğimizde istihdamı yarayacak araçların bilincini oluşturacağız. Bunları yaparken bilim ve tekniği esas alacağız. Kentimizin en küçük sorunlarından tutun en büyük sorunları çözmek için çalışacağız. İnsanlarımıza zulüm ettirecek ve psikolojik tahribat yaratabilecek her sorunu çözmek gibi bir derdimiz var bizim. Bu kent için önemli projelerimiz var.  Özelikle bu kenttin kanayan bir yarası olana tramvay projemiz var. Osman Baydemir döneminde projesi çizilip bakanlık tarafından engellenen ve bütün toplumun istediği bu projeyi gerçekleştirmek istiyoruz. Üç yerel yönetim sürecimizde de bu projeye önem verdik ama maalesef kayyumlar atandığı için proje gerçekleşmedi. Kentimizin ciddi anlamda 25 yıllık bir mastır planına ihtiyacı var ve kent kontrolsüz bir şekilde büyüyor. Kontrolsüz büyüyen kentler psikolojik ve sosyolojik sorunlar yaratır. Bu sorunları alanında uzman kişilerle birlikte çalışıp çözeceğiz. Belediye iki milyon insana hizmet etmek için vardır, biz parti olarak bunu esas alıyoruz. Bu kent kadim bir kent bu kentte sahip çıkacağız" ifadelerine yer verdi.