İran-İsrail krizinde yeni perde: Savaş mı tetikleniyor?

Merkezinde İran’ın yer aldığı kriz derinleşiyor. ABD Dışişleri Bakanı'nın Tel-Aviv ziyareti ve Suriye’deki İran üslerine yönelik saldırı ardından İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, İran’ın gizli bir nükleer programı olduğunu iddia etti.

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, arkasındaki dev bir ekranda İran’ın nükleer silahlar konusunda yalan söylediğini kanıtlamaya çalıştı. Netanyahu, Pazartesi günü yoğun ilgiyle izlenen bu açıklamalar sırasında İran’ın “yalan söylediğini kanıtlayan”, 100 binden fazla belge ve 183 CD sundu. İsrail Başbakanı, 2015’te imzalanan nükleer anlaşmanın tehdit oluşturduğunu uzun uzun anlattı.

MOSAD YARIM TON BELGE KAÇIRDI

New York Times gazetesine göre, bu belgeler Mossad’ın bir operasyonu sonucu kaçırıldı. Ocak ayında Mossad’ın İran’ın nükleer arşivlerinin stok edildiği çok gizli bir depoya girerek, yarım ton belgeyi binadan çıkardığı iddia edildi. Adı verilmeyen bir üst düzey İsrailli yetkili, Ocak 2016’da depoyu keşfettiklerini ve binayı o tarihten sonra gözetime aldıklarını belirtti.

POMPEO’NUN ZİYARETİ VE SURİYE’YE SALDIRI

Bu açıklamalar, ABD Dışişleri Bakanı Mark Pompeo’nun hafta sonu Tel-Aviv’e yaptığı ziyaretten sonrasına denk geldi. Suudi Arabistan ve Ürdün’e de ziyarette bulunan Pompeo’nun gündeminde İran’ın nükleer programına ilişkin Beyaz Saray’ın politikası vardı. ABD Başkanı Donald Trump, anlaşmayı bozmak istediğini her fırsatta dile getiriyor. Kararını ise 12 Mayıs’ta açıklaması bekleniyor.

Netanyahu’nun açıklamasından bir kaç saat önce Pazar’ı Pazartesi’ye bağlayan gece Suriye ordusu ve İran Devrim Muhafızları’nın Hama ve Halep’teki üslerine saldırı düzenlendi. Saldırıda onlarca kişi öldü. Saldırıyı üstlenen olmadı ancak tüm işaretler İsrail’i gösteriyor. İsrail 2003 yılından beri Suriye’deki hedeflere yönelik çok sayıda gizli saldırı düzenledi. Operasyonlar son aylarda yoğunlaştı. Aralık 2017’den bu yana dokuz saldırıdan İsrail sorumlu tutuldu. Ancak Pazar günkü saldırı bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.

Le Temps gazetesine konuşan Tel Aviv merkezli Moshe Dayan Ortadoğu Araştırmalar Merkezi’nde İran uzmanı Joel Parker, “İsrail, bu kez İran’ın görmezden gelemeyeceği bir şekilde saldırıda bulundu” dedi. Diğer bir ifadeyle İsrail’in kendisi için tehdit olarak gördüğü silahları imha etmek bir yana, İran’ın Suriye’ye yerleştirdiği askeri üsler etrafındaki gizliliği kırdı.

İSRAİL’İN SURİYE’DEKİ SALDIRISI DEPREME YOL AÇTI

Uzmanlara göre hedefe ulaşıldı. Zira saldırılar, Richter ölçeğine göre 2.6 şiddetinde bir depreme yol açtı. Bu durum, saldırının boyutlarını gösterirken, aynı zamanda hedef alınan yerdeki gizli silahlara işaret ediyor. Bu saldırıdaki stratejik değişimin bir işareti olarak da, yol açtığı zararlar olarak gösteriyor. Parker’a göre İsrail daha önce zararları sınırlı tutmaya çalışırken, bu kez 40’a yakın kişi öldü.

Aynı araştırma merkezinden Brandon Friedman, İsrail’in bu boyutlarda bir saldırı düzenlemesinin nedenini “daralan zamanla” açıkladı. Friedman, “Suriye’ye gönderilen Rus silahları ile birlikte İran’ı uyarma imkanları tehlikeli bir şekilde azalıyor” dedi. ABD ve İsrail'in askeri çatışma ile İran’ın İsrail’e doğru ilerleyişini sınırlandırmak istediği belirtiliyor.

İRAN NE ZAMAN MİSİLLEMEDE BULUNACAK?

Tırmanan bu gerilim bir İsrail-İran savaşına dönüşebilir mi? Bu senaryo uzun zamandır gündemde. Nükleer anlaşmanın bozulması halinde, bir savaş senaryosunun daha büyük bir risk olarak ortaya çıkmasından endişe ediliyor.

Parker’a göre nükleer anlaşa Tahran’ın İsrail’e karşı halen misillemede bulunmamasının nedenlerinden birini oluşturuyor. “İranlıları Avrupa ve ABD ile ticari ilişkilerini geliştirerek durumunu iyileştirdi. İsrail’e saldırı bu anlaşmayı tehlikeye koyabilir.”

Friedman, İran’ın 6 Mayıs Lübnan seçimlerinden önce saldırıya geçmesinin düşük bir ihtimal olduğuna dikkat çekiyor. Gerekçesi ise seçimlere katılan Hizbullah. “İran’ın bu seçim sürecini istikrarsızlaştırmada çıkarı yok.”

ABD: HABERİMİZ VARDI, BELGELER DOĞRU

Netanyahu’nun “kanıt” olarak sunduğu belgelere ilişkin ABD’den gelen açıklamalar da destekleyici nitelikte oldu. Dışişleri Bakanı Mark Pompeo, belgelerin gerçek ve sahici olduğunu belirtti. Pompeo, “Bu belgelerin doğru olmadığını söyleyen insanların olduğunu biliyorum. Bu belgelerin gerçek olduğunu, sahici olduğunu doğrulayabilirim” dedi.

Pompeo, “Bir süreden beridir bu materyallerden haberimiz var ve yaptığımız görüşme sırasında bunu konuştuk” diye ekledi. Çok sayıda yeni belge ve bilgi olduğunu söyleyen Pompeo, “Halen incelemekteyiz, boyutlarını değerlendirmek için çok iş var” dedi. Beyaz Saray'dan ikinci bir açıklama, bir öncekini düzeltmek oldu. İlkin "İran'ın sağlam ve kaçak bir nükleer silah programı var" denilirken, ikinci açıklamada "İran'ın sağlam ve kaçak bir nükleer silah programı vardı" şeklinde düzeltidi. 

ABD NÜKLEER ANLAŞMADAN ÇEKİLECEK Mİ?

ABD Başkanı Donald Trump da, 12 Mayıs’ta beklenen kararından önce bir kez daha nükleer anlaşmayı hedef aldı. Trump, Nisan 2015’teki anlaşmaya “ABD açısından korkunç” şeklinde tepki gösterdi.

İran da ABD’ye paralel olarak son haftalarda uyarılarını arttırdı. İran, nükleer anlaşmanın bozulması halinde yeniden uranyum zenginleştirmeye başlayacakları tehdidinde bulunuyor. İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, Netanyahu’nun açıklamaları ile alay ederek, Trump’ın eski iddiaların tekrarı üzerine atladığını söyledi. İran Atom Enerjisi Örgütü Başkanı Ali Ekber Salehi de “İran blöf yapmıyor. Umarım ki Trump, aklı selim davranır ve anlaşmayı sürdürüyor” dedi.