Siyasi tutsak İrfan Kılıç, Kandıra 2 Nolu F Tipi Cezaevi'nde 3 Temmuz günü şüpheli bir şekilde hayatını kaybetti. Bingöl’ün Solhan ilçesine kayıtlı Kılıç’ın ilkin tecridi protesto amacıyla yaşamına son verdiği iddia edildi. Ancak ailesine göre, Kılıç korkunç bir şekilde infaz edildi.

Kılıç’ın Belçika’da yaşayan abisi Sebahattin Kılıç, cenazenin verilmemesi, otopsi yapılmaması ve ölümünden iki gün sonra ailesine haber verilmesinin şüpheleri arttırdığını söyledi.

DELİLLERİ KARARTTILAR

ANF’ye konuşan Sebahattin Kılıç, “Tüm delilleri kararttılar, bilgi vermediler” dedi.

Kılıç, “Önce infaz edip, iki gün sonra aileye haber vermeleri şüphe uyandırdı. İlkin cenazeyi göstermediler, daha sonra sadece çene altından yukarısını teşhis amacıyla gösterdiler. Otopsi raporu vermediler, sadece defin raporu sunuldu” diye ekledi.

Kılıç şöyle devam etti: “Ailemiz duyarsız kalmadı, babam cenaze yıkarken, arkadaşları çağırıp bunun infaz olduğunu söyledi. Vücudunda ciddi kırıklar, darp izler vardı, çene altı bir delici cisim ile delinmişti. Açık bir infaz olduğu belli. Yanıklar ayak bölümünden bir yere kadardı, vücut bölgesinde de bir yanık var. Yanarak yapılan bir eylem süsü verilmiş.”

Kardeşinin elektrik verilerek yakıldığından şüphe eden Sebahattin Kılıç, “,Ayak altları patlamış, darp izleri var. Muhtemelen boğuşma sırasında olsa gerek elleri yara izleri ile doluydu. Onu görünce, resmi hukuki işlemleri başlattık” şeklinde konuştu.

Elde ettikleri bilgilere göre İrfan Kılıç’ın koğuşundan çıkartılıp başka bir yerde infaz edildiğini söyleyen ağabey Kılıç, aile bireylerinin siyasi tutsak ile ölümünden bir hafta önce, avukatının ise bir gün gönce görüştüğüne dikkat çekti. Ağabey Kılıç’a göre görüşmelerde şüphe uyandıran herhangi bir durum yoktu.

Sebahattin Kılıç, “İrfan kendi başına fevri karar alan biri değildi” dedi.

“SİYASİ TUTSAKLARI KORUMALIYIZ”

Duyarsız kalamayacaklarını ve bu olayın peşini bırakmayacaklarını söyleyen Kılıç, şöyle noktaladı: “Biz aile olarak, halk olarak, insani olarak peşini bırakmayız. Duyarsız olunamaz buna. Şu anki uğraşımız, başka İrfanların olmaması içindir. Eğer hareket geçilmezse, duyarsız kalınırsa, daha ağırı yaşanır. Şu an İrfan öldü, geri getiremeyiz, en azından zindandaki diğer arkadaşları korumalıyız. Bu hepimize yapılmış bir saldırıdır. Peşini hiçbir şekilde bırakmayacağız. Bir can katletmek, bu kadar acımasızca, onların yanına kalmaması lazım, yarın İrfanlar çoğalır.”