KCDK-E: Yarın Berlin'de buluşalım, sessizliğe son verelim!

KCDK-E, Avrupa'nın açlık grevleri ve tecrit karşısındaki sessizliğine son verilmesi için yarın Berlin'de düzenlenecek mitinge güçlü katılım çağrısı yaptı.

KCDK-E, yarın Berlin'de düzenlenecek eyleme ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük tecride karşı açlık grevlerinin büyüyerek devam ettiğine dikkat çekilen açıklamada, "Artık kritik aşamayı da geçen, sağlıkları ve yaşamları tehlike sinyalleri veren, açlık grevi direnişçileri, tecrit kalkmadan geri adım atmayacaklarını ve direnişlerine ölüm pahasına devam edeceklerini her fırsatta açıklıyorlar" denildi.

'EVRENSEL HUKUKU ÇİĞNEYEN İNSANLIK DIŞI UYGULAMA'

Açıklamada şu ifadelere yer verildi: 

"Uluslararası komplocu güçlerin, AKP-MHP faşist diktatörlüğünün eliyle Önderllik üzerindeki mutlak tecrit artık bütün toplum üzerinde bir tecride dönüşmüştür. Türkiye ve Kürdistan'daki halklara, inançlara, kadınlara, sol-sosyalist, demokrat, aydın, liberal, laik, seküler yaşamdan yana olan kesimler, emekçiler, muhalif olan herkes üzerinde bir kara faşizm uygulamaktadır. 31 Mart yerel seçimler öncesinde, başta Kürtlerin iradesi olan yerel yönetimlerine ve kendinden olmayan herkese baskı ve zor kullanarak adeta bütün ülkeyi tecrit politikaları ile rehin almış durumdadır. Önderliğin, 'benimle birlikte bütün toplum tecrit altındadır' sözü AKP-MHP faşist diktatörlüğünün katliamcı, asimilasyoncu, tekçi ve soykırımcı politikalarını net bir biçimde ifade ediyor. Bütün bunlar karşısında Avrupa devletlerinin ve kurumlarının sessizliği, Avrupa Konseyi'nin ve CPT'nin görevlerini yapmaması, AKP-MHP faşizmini cesaretlendirdiği gibi suç ortağı da yapıyor. Uluslararası komplocu devletlerle birlikte, Türkiye üzerinde yaptırım gücü olan Almanya da tecridin kalkması için T.C üzerinde hiçbir yaptırım uygulamamaktadır. 

1999 yılından bu yana İmralı tecrit sisteminde rehin tutulan  Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, hiçbir evrensel hukuk normları işletilmediği ve uluslararası hukukun çiğnendiği ve tek kişilik bir insanlık dışı uygulama ile karşı karşıya kalmıştır.  

'CPT'NİN ADIM ATMASI İÇİN HER ŞEY VAR'

Dünyanın dört bir yanında oluşan kamuoyu, Leyla Güven ve Nasır Yağız başta olmak üzere tüm açlık grevcilerinin yaşamlarından endişe duyduklarını ve tecridin kalkması taleplerinin insani ve vicdani bir talep olduğunu birçok alanda belirtiyorlar. Son zamanlarda başta Belçika-Brüksel temyiz mahkemesinin Kürt siyasetçilerin yargılanması 'PKK terör örgütü değildir' biçiminde aldıkları olumlu karar ve hemen akabinde AP Parlamentosu'nda Türkiye ile ilgili müzakerelerin askıya alınması kararı dahi, CPT ve Konseyin tecridi kaldırmaya dönük adımlar atması için yeterli nedenlerdir. AKP-MHP faşizminin insan hakları, demokrasi, düşünce özgürlüğü, inançlara ve kadınlara yönelik baskıcı despot politikalarının sonucudur bu kararlar."

EYLEME ÇAĞRI

KCDK-E, açıklamasının sonunda şu çağrıyı yaptı:

"Avrupa kurumlarının ve hükümetlerinin açlık grevleri ve tecrit karşısındaki suskunluğu ve sessizliğine son vermesi için, açlık grevcilerinin yaşaması için, faşizme ve tecride karşı her gün ve her yerde alanlarda olunduğu gibi, Tecride Karşı Yaşam Platformu'nun düzenlediği, 15 Mart'taki Berlin Brandenburger Tor Meydanı'ndaki eyleme güçlü katılalım."