Avrupa'daki Kürdistan Demokratik Toplulukları Kongresi (KCDK-E) açıklaması şöyle:

"130 yılı aşkın bir süredir 1 Mayıs, dünyanın dört bir yanındaki işçilerin, ezilenlerin sömürüye, baskıya ve devlet şiddetine karşı ayaklandığı gündür.

1 Mayıs ezilenlerin özgür bir toplum umudunu, sömürüye, ırkçılığa ve savaşa karşı mücadeleyi temsil eder.

1 Mayıs'ı Ortadoğu ve dünyada büyük küresel çalkantıların yaşandığı bir süreçte kutluyoruz. Kapitalist güçler sömürüsünü arttırıyor, rekabetlerini yoğunlaştırıyor. Otoriter rejimler ve neo-sömürgeci çıkarlar halkların yaşamını tehdit etmeye devam ediyor. Kapitalist modernite yalnızca milyonlarca insanın çalışma ve yaşam koşullarına değil, aynı zamanda doğaya, insanlık tarihine ve geleceğine de saldırıyor.

1 Mayıs, sömürüye karşı sosyalizm savaşında ezilenler karşı duruşunu temsil ediyor. İnsanlık sömürüyü ancak demokratik toplum için ısrarlı mücadele etme kararlılığı gösterebilirse durdurabilir. Demokratik toplum için mücadele verilmezse militarizm, milliyetçilik, sefalet ve savaşlar dünyayı yaşanmaz hale getirecektir.

Bu nedenle Rêber Apo’nun Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı krizler ve savaşların yaşandığı dünyada tüm halklar için umut olmaktadır. Rêber Apo’nun 27 Şubat 2025’te yaptığı çağrı bu nedenle tarihi bir öneme sahiptir. İmralı hapishanesinde 26 yıldan fazla bir süre ağır bir tecrit altında kalmasına rağmen, Türkiye'de ve tüm bölgede barış, demokrasi ve özgürlük çağrısında bulunarak umut olmuştur. Rêber Apo, özgür, demokratik bir toplum için yol açmaya, tüm farklılıkların, dinlerin ve cinsiyetlerin haklarını garanti altına almaya, savaş ve baskı politikalarına son vermeye çağırmıştır.

Kürt sorunu, on yıllardır Türkiye'deki tüm çatışmaların çözülmemiş sorunların anahtar rolünü oynamaktadır. Gerçek barışın demokratikleşmeyle mümkün olabileceği, demokratikleşmenin yalnızca Kürtler için değil, aynı zamanda tüm emekçiler, sendikalar, kadın hareketleri ve azınlıklara özgür bir toplum içinde demokratik haklarını kullanmalarına fırsatlar sağlayacaktır.

Türkiye'deki demokratik değişimin tüm bölge üzerinde büyük bir etkisi olacaktır. Kapitalist savaşlara dünya çapında giderek daha fazla yatırım yapılırken, milyonlarca insan bu silahlanmanın ve savaşın ekonomik bedelini ödemektedir. Türk devleti de savaşa yıllardır aktardığı bütçeyle sınırlarının ötesinde Kürtlere zulüm etmektedir. Bölgesel güç olmak için savaşa ve işgale emekçilerin alın terini ve vergilerini heba etmektedir.

Özgür ve demokratik bir toplum inşa etmek ancak ısrarlı bir mücadeleyle mümkündür. Birleşik mücadele etrafında, sömürü, savaş ve baskının olmadığı bir dünya için birlikte yan yana durmak biz emekçilerin, kadınların ve enternasyonalistlerin temel görevidir.

1 Mayıs demokratik bir toplum için verdiğimiz mücadelemizi dünyaya sesimizi duyurduğumuz gündür. 1 Mayıs vesilesiyle Kürdistan, Suriye, Irak ve dünyadaki tüm savaşların sona ermesi için mücadele alanlarında doldurarak barışı haykıralım.

Avrupa, Avusturalya ve Kanada’da gerçekleştirilecek 1 Mayıs etkinliklerinde halklar önderi Rêber Apo’nun fiziki özgürlüğünün sağlanması için seferber olalım.

Ekolojik, kadın özgürlükçü bir yaşam ve demokratik toplumu inşa etmek için haydi 1 Mayıs’a! Yaşasın uluslararası dayanışma!"