GÖRÜNTÜLÜ

İsviçre’nin 6 merkezinde soykırım saldırıları protesto edildi

İsviçre'nin altı kentinde eş zamanlı düzenlenen protestolarda, PKK’nin barış çağrılarına rağmen Türk devlet saldırılarının sürdürülmesine tepki gösterildi, uluslararası kamuoyuna acil müdahale çağrısı yapıldı.

MEDYA SAVUNMA ALANLARINA SALDIRILAR

HPG Basın İrtibat Merkezi'nin, Türk ordusunun ağır silahlar, kimyasal gazlar ve gelişmiş savaş teknolojisiyle Kürt gerilla alanlarına yönelik saldırılarını yoğunlaştırdığı açıklaması ve İsviçre Demokratik Kürt Konseyi ile İsviçre Kürt Kadınlar Birliği’nin (YJK-S) çağrısı ardından Solothurn, Cenevre, Lozan, Basel, Winterthur ve Bern kentlerinde eş zamanlı protestolar düzenlendi.

SOLOTHURN'DA SALDIRILAR PROTESTO EDİLDİ

Solothurn’da, merkez tren istasyonu önünde toplanan kitle, Türk devletinin Medya Savunma Alanları’na ve Maxmur Kampı’na yönelik saldırılarını protesto etti.

Solothurn Demokratik Kürt Toplum Merkezi Eşbaşkanı (DKTM) Mazlum Kızıldağ ve YJK-S temsilcisi Ruken Demir, yaptıkları açıklamalarda saldırıların yalnızca Kürt halkını değil, barış umudunu da hedef aldığını belirtti.

Ruken Demir, “Önder Apo’nun barış çağrısına rağmen Türk devleti savaş politikalarını tırmandırmıştır. Bu saldırılar demokratik çözüm iradesine yönelmiş bir tehdittir” dedi.

CENEVRE’DE ‘SAVAŞ SUÇLARINA SESSİZ KALMAYIN’ ÇAĞRISI

Cenevre’de Mont Blanc Meydanı’nda düzenlenen eylemde bir dakikalık saygı duruşunun ardından konuşan DTKM Eşbaşkanı Osman Tekin, “AKP iktidarı, gerillayı tasfiye etmek için her türlü yasa dışı yöntemi kullanıyor. Bu bir savaş suçudur. Sessizlik, bu suçlara ortaklıktır,” diyerek uluslararası toplumu göreve çağırdı.

WINTERTHUR'DA ATEŞKESE RAĞMEN SALDIRILAR TEPKİ TOPLADI

Winterthur’daki eylemde konuşan DTKM temsilcisi Kamber Çalgan, “Önder Apo’nun PKK’nin feshi ve demokratik çözüm yönündeki yaklaşımına rağmen, Türk devleti ağır silahlar ve kimyasal silahlarla saldırılarını sürdürmektedir. Kürt halkı savaştan kaçınır; ancak onurlu barış için mücadelesinden vazgeçmeyecektir” ifadelerini kullandı.

LOZAN’DA İSVİÇRELİ SİYASETÇİDEN SERT TEPKİ

Lozan’daki eyleme katılan İsviçre İşçi Partisi (POP) Başkanı Julien Schwab, Türkiye’nin saldırı politikalarını sert sözlerle eleştirdi.
Schwab, “PKK, Abdullah Öcalan’ın barış çağrısına yanıt vererek silah bırakmaya hazır olduğunu belirtmişken, Erdoğan yönetimi bu süreci istismar ederek hava saldırılarını artırmıştır. Bu açık bir ihanettir” dedi.
Schwab ayrıca İsviçre hükümetine çağrıda bulunarak şu talepleri sıraladı:

  • NATO ile askeri iş birliğini sonlandırın,
  • Kürt sorununda arabuluculuk girişimlerini destekleyin,
  • Türkiye'nin savaş suçlarına karşı net tutum alın,
  • Baskılardan kaçan Kürt mültecileri koruyun ve iltica başvurularını kabul edin.

DTKM Eşbaşkanı Musa İtah, Julien Schwab’ın ardından yaptığı konuşmada, Türk devleti ile Kürt özgürlük hareketi arasında müzakere süreci yürütülmesine rağmen, Türkiye’nin Medya Savunma Alanları’na yönelik kimyasal ve yasaklı silahlar kullanarak operasyonlar düzenlediğini ifade etti. 50 yıldır süren çatışmalarda Türk devletinin savaş suçu teşkil eden yöntemlere başvurduğunu belirten İtah, Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla PKK’nin silahlı mücadeleyi sonlandırdığını ve ateşkes ilan ettiğini hatırlattı. Ancak buna rağmen Türk devletinin barış ortamını fırsata çevirerek katliam planladığını söyledi. Tüm halklara ve dost güçlere bu saldırılara karşı birlikte mücadele çağrısında bulundu ve meclisi hukuki adımlar atmaya davet etti.

BASEL'DE SAVAŞ SUÇLARINA KARŞI ULUSLARARASI TEPKİ ÇAĞRISI

Basel’de düzenlenen basın açıklamasında, Türk ordusunun Zap ve Metîna bölgelerinde yasaklı silahlar kullandığı belirtildi. Açıklamada, bu saldırıların savaş suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ifade edildi.

Eylemciler, “Bu sistem, savaşla ayakta kalmaya çalışıyor. Sessiz kalmayacağız. Kürt halkının iradesine saygı gösterilmelidir,” mesajını verdi.
Almanca okunan basın metniyle uluslararası insan hakları kuruluşlarına çağrı yapıldı.

BERN’DE ‘ATEŞKESA RAĞMEN SAVAŞ POLİTİKASI’ TEPKİSİ

İsviçre’nin başkenti Bern’de Bahnhof meydanı’nda düzenlenen eylemde, AKP-MHP iktidarının barış çağrılarına yanıt vermediği vurgulandı.

Demokratik Kürt Toplum Merkezi Eşbaşkanları Saadet Kuran ve Osman Ünal, yaptıkları konuşmalarda Türk devletinin savaş politikalarını sürdürmesinin kabul edilemez olduğunu dile getirdi.

Osman Ünal, “PKK, Abdullah Öcalan’ın iradesiyle silahlı mücadeleyi sonlandırdığını ilan etti. Ancak Türk devleti bu süreci fırsat bilerek yeni operasyonlara girişmiştir” dedi. , Uluslararası kamuoyunun Kürt halkına dönük saldırıların farkında olduğuna işaret eden Ünal, “Eğer bu saldırılar devam ederse, gerilla güçlerinin de belirttiği gibi, meşru savunma hakkı temelinde daha güçlü bir karşılık verilecektir” ifadelerini kullandı.

Saadet Kuran ise, ““Eğer gerçekten bir barış sürecinden söz ediliyorsa, bu sürecin ruhuna uygun davranılmalıdır. Gerilla alanlarına yönelik saldırılar barışla bağdaşmaz. Kürt halkı direnişi her koşulda sürdürecektir” ifadelerini kullandı.

Eylemde, sık sık “Bijî berxwedana gerîla”, “Türk ordusu Kürdistan’dan defol” ve “Bê Serok jiyan nabe” sloganları atıldı.