‘7 Ocak’ı ‘Büyük Direniş Günü’ olarak adlandırdık’

Belki de Avrupa’da ilk kez böyle bir eylem düzenleneceğini belirten Murat Ceylan, “Fransa’da herhangi bir siyasal duruşu olmayanlar bile eyleme katılacak. Çünkü tüm Fransız çevreleri kendini Evîn Goyî’nin mücadelesine borçlu hissediyor” dedi.

9 Ocak 2013’te Fransa’nın başkenti Paris’te katledilen Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’i anmak ve katliam üzerindeki devlet sırrının ortadan kaldırılmasını talep etmek üzere Paris’te Avrupa geneli miting ve yürüyüş düzenlenecek. Paris’teki miting ve yürüyüşe katılacak olan Kürt kadın aktivist Sultan Öger ve KCDK-E Başkanlık Divanı Sözcüsü Murat Ceylan, 7 Ocak yürüyüş ve mitinginin önemini ANF'ye değerlendirdi.

Sultan Öger: 9 Ocak 2013‘te Birinci Paris Katliamı yaşandı. Malesef ikincisi de yine Fransa’da, Paris şehrinde 23 Aralık 2022 tarihinde Ahmet Kaya Kültür Merkezi’nde yaşandı. Birincisi çokça değerlendirildi; değerlendirilecektir de. Üzerinden 10 yıl geçti. Bu yıl da katliam protestosu, “Devlet sırrını kaldırın! 10 yıllık utanca son verin!” sloganıyla 7 Ocak’ta Paris’te miting ve kitlesel yürüyüş gerçekleştirilecek.

Birinci katliamın zamanlamasını, mesajlarını ve yerini değerlendirecek olursak; 2013 ateşkes süreci vardı. Kürt halkının temiz duygularla Kürt meselesinin çözümüne yaklaştığı bir dönemde yaşandı. Aynı zamanda yeri de Paris gibi tarihi olan bir kent. Ama maalesef böyle bir yerde bu katliam yaşandı. Mesajı da, ‘Evet barış niyetiniz var, Kürt halkının sorununun diyalog ve demokratik yollarla çözmeyi istiyorsunuz ama bizim yaklaşımız da bu şekildedir. Yani katliamdır, Kürtlerin katledilmesidir”. Bu nedenle de kadınlar hedef olarak belirlendi.

KÜRT KADINLAR DAİMA HESAP SORACAK

Kadınları hedef olarak seçmelerinin nedenini de biliyoruz. Kürt kadınlarının mücadelesi hem Kürt ulusunun sorununun çözülmesi hem de ilerici insanlık açısından öncü rolü çok iyi görülüyor ve çok iyi tanınıyor. Bu nedenle kadın öncüleri hedef alıyorlar. Bununla aynı zamanda 23 Aralık 2022’deki katliamın mesajlarını da okuyabiliriz. Yani öyle bir zaman ki Türk devletinin tüm stratejik politikasının yenildiği bir süreçtir. Bu yenilgisini saklayabilmek için, özellikle de bu konseptte tekrar toplanabilmek için bu katliamı planladı. Özellikle Evîn Goyî arkadaşın şahsında kadın öncülüğü, Mîr Perwer şahsında Kürt kültür ve sanatı ve Abdurrahman Kızıl şahsında Kürt yurtseverliği ve toplumsallığı hedeflendi. Avrupa’daki Kürt halkı ve kadın hareketi daimi ve ısrarlı bir tutum gösterdi. Kürt dostları ve kadın örgütlerinin de tutumu netti. Bu çok önemlidir. Devletin, Fransa yöneticilerinin bazı açıklamaları oldu fakat öncelikle şunu söylemek isteriz; birinci katliamın üstü örtüldü. Bu, Kürt halkının inancını kıran bir politika oldu. Çünkü katliamı gerçekleştiren belliydi. MİT tarafından planlandığı, gerçekleştirildiği kayıtlarıyla ortaya çıktı. Aynı şekilde tüm planları açığa çıkarıldı. Ancak Fransa devleti katliam karşısındaki sorumluluğunu yerine getirmedi. İkinci katliam da bu nedenle gerçekleştirildi. Eğer birinci katliam aydınlatılmış olsaydı inanıyorum ki ikinci katliam gerçekleşmeyecekti. Kürt halkı, Kürt kadın hareketi olarak şöyle düşünüyoruz: Eğer ikinci katliamı da birinci katliamda olduğu gibi açıklığa kavuşturmazsanız bu katliamların ortağısınız! Kürt halkı öyle ele alacak ve mücadele konusu yapacaktır.

Buraya gelen Kürtlerin eğer geldikleri ülkelerde can güvenlikleri yoksa burada onların güvenliklerinin sağlanacağı kendi yasalarında belirtiliyor. Eğer Avrupa “ben burada sizin güvenliğinizi sağlamıyorum, sorumluluğunuzu almıyorum” diyorsa bunu açık açık söylemelidir. Hukuksal bir yaklaşım olmalıdır. Madem ki bizi politik bir güç olarak görüyorsanız politik bir şekilde değerlendireceksiniz. Onların güvenliğine dikkat edeceksiniz.

Fransa yetkilileri de bu katliamı planlayanın Türk devleti olduğunu bilmelidir. Kürt halkı, kadınları bu mücadeleyi sürdürecek. Hukuksal ve siyasal olarak o dosyanın üzerinin örtülmesine izin vermeyecek. Bu nedenle bilsinler ki Kürt kadınları daima hesap soracaktır. Bu nedenle 7 Ocak 2023’te, Paris merkezinde gerçekleştirilen bu katliamların aydınlatılması için, Türk devletinden hesap sorulması için kadınlar ve Kürt halkı olarak yürüyüş ve miting düzenleyeceğiz. Güçlü bir katılımın olacağına inanıyoruz. Fransız kadın kurumları, platformları, yine Jin Jiyan Azadî Platformu, tüm muhalif politik ve toplumsal güçler ve Kürt dostlarının güçlü bir katılım sağlayacağına inanıyoruz.

BÜYÜK DİRENİŞ GÜNÜ

Murat Ceylan: Başta şunu söylemek istiyorum. Kürt halkının düşmanları 2022’de Lozan zihniyetiyle, işgalcilik zihniyetiyle ve Kürt halkını yok etme ve statüsüz bırakma yaklaşımıyla Kürt halkına saldırdılar. Biz bu katilleri ve ortaklarını, bu Lozan zihniyetini kınıyoruz.  Paris’te tekrar gerçekleşen saldırı, 9 Ocak saldırısının devamıdır. Eğer 9 Ocak yargılansaydı… Açığa çıksın demiyoruz çünkü zaten açıktı. Türk devleti bütün kurumlarıyla devlet olarak bu saldırıyı kabul etti. Ancak Fransa devleti Türk devletinin yargılanması konusunda hiçbir adım atmadı. 10 yıl boyunca dedik ki eğer 9 Ocak katliamının failleri yargılanmazsa, hesabı sorulmazsa yeni katliamlara yol açacaktır. Yine Paris’te üç arkadaş şahsında 2013’teki gibi Kürt halkı olarak katledildik.

Buna karşılık halkımızın tutumunu, duruşunu kutlamak istiyorum. Gerçekten de halkımız saldırının hemen başladığı gün, 23 Aralık günü kutlu bir duruş sergiledi. Kürt halkının düşmanları karşısında kutsal bir duruş, başı dik bir tutum, Komutan Evîn Goyî ruhuyla tutumunu gösterdi. Ve aynı zamanda 23 Aralık günü Fransa devletine de bir mesaj verdiler. Fransa devletine halkımız tek kelimeyle ifade edersem dedi ki Lozan niyetine artık yeter! Öylesi bir tutum sergilediler, kutsal bir duruştu.

Halkımız 9 Ocak 2013’te 200 binden fazla insan burada toplandı. Demokratik eylemlerini Avrupa demokrasisine uygun ve değerlerini Fransız devriminden alan Fransa demokrasisine uygun bir tutum geliştirdi. Ancak Fransa devleti ikinci katliamın sebebi olunca halkımız da yine demokratik çerçevede ve serhildan ve direniş ruhuyla Paris sokaklarında yükseltti. Halkımızın kitlesel katılımı ve şehitlerimizi sahiplenmesi oldu.

EVÎN GOYÎ’NİN MÜCADELESİNE BORÇLU HİSSEDENLER KATILACAK

Şimdi bizim direniş günü olarak adlandırdığımız 7 Ocak gününde, belki de ilk defa Avrupa’da böylesi bir eylem düzenleyeceğiz. O günü, büyük direniş günü olarak adlandırdık. Bunlar ne anlama geliyor? Şehitlerin merasim gününde, o günü şehitlerimizin amaçlarını, onur borcu olarak görüyoruz. 7 Ocak günü de ant içmek için bir araya geliyoruz. O andımız da şehitlerimizin intikamının daimi olacağı üzerinedir. Yani biz 7 Ocak’ta Paris sokaklarında Lozan zihniyetine artık yeter diyeceğiz. İşgalciliğe artık yeter diyeceğiz. Şehitlerin amaçları sözümüzdür diyeceğiz, onur borcumuzdur. Şehitlerimizin intikamı da daimi sözümüzdür. Sadece Avrupa’daki Kürdistanlılar değil, yüzlerce Fransız ve Avrupalı dost kurumumuz, içlerinde sivil kurumlar, seçilmiş bireyler, sendikalar, feminist güçler, Fransa’daki tüm siyasi partiler o gün bizimle olacak. Fransa’da herhangi bir siyasal duruşu olmayanlar bile eyleme katılacak. Çünkü tüm Fransız çevreleri kendini Evîn Goyî’nin mücadelesine borçlu hissediyor, kendini özgürlük mücadelesine borçlu görüyor. Rêber Apo’nun felsefesine sempati ile yaklaşıyor. Ve tüm Fransız halkı, Fransız devletinin başta yaydığı hikayeye inanmıyor. Buna karşı da Fransız kamuoyu 7 Ocak’taki eyleme katılacaktır. İnanıyorum ki halkımız tepkisini en üst düzeyde gösterecektir. Biz de halkımıza diyoruz ki, bugün gelin; dost düşman herkes görsün ki şehitlere onur borcumuz olduğunu gösterelim. Gelin şehitlerin intikamını daimi sözümüz yapalım.