Kürdistan’da partilerin ortaklığı özgürlüğü yakınlaştıracaktır

Bakurê Kürdistan’da gerçekleşecek bir ulusal demokratik birlik tüm Kürdistan’daki ulusal birlik ve ortak mücadeleye önemli bir zemin olacaktır. Bu açıdan yerel seçimlerde de olsa ortaklaşmayı sağlayan herkesi kutluyoruz.

Demokratik Bölgeler Partisi(DBP) Kürdistan’da örgütlenmiş partilerle birlikte yerel seçimlere HDP çatısı içinde girme kararı aldılar. Böylece bir türlü gerçekleşemeyen bu bir araya geliş gerçekleşmiş oldu. Demokratik Bölgeler Partisi dışındaki partilerin ciddi bir toplumsal tabanı olmasa da Kürdistan’daki farklı görüşteki partilerin bir araya gelmesi toplum açısından moral verici etki yapmaktadır. Çünkü bir araya gelememe soykırımcı devlet tarafından çok yönlü kullanılmaktadır. Bu durum sanki Kürtlerin çoğunluğu kendi kimliğiyle özgür ve demokratik yaşam istemiyormuş gibi bir algı yaratmasına fırsat veriyordu. Böylece soykırımcı sömürgeci sistem Kürt inkarcılığına ve Kürtlerin taleplerini reddetmesine meşruiyet kazandırmaya çalışıyordu. Yerel seçimde HDP çatısı altında seçime girilmesi AKP politikalarına karşı tüm Kürtlerin tutumu olarak görülecektir. Özellikle kayyumlara karşı bir tutum olmaktadır. Kayyumlar sadece HDP ve DBP’ye değil, yerelliğe ve Kürt kimliğine karşı bir saldırı olmuştur. Kürdistan’da farklı ideolojik, politik yaklaşımlar olsa da atanan kayyumlarla Kürdistani olana saldırılmıştır. Seçime HDP çatısı altında girilmesi tüm bu partilerin yerelliğe sahip çıkması anlamına gelmektedir.

HDP Türkiye’de demokratik güçleri, farklı toplumsal kesimleri bir araya getirmede önemli bir başarı elde etmişti. Bu politika ve oluşan tüm Türkiye’ye seslenme kimliği HDP’nin seçim başarısında önemli rol oynamıştı. HDP’nin birçok demokratik siyasi gücü ve toplumsal kesimi çatısı altında toplaması Türkiye’nin demokratikleşmesi açısından büyük bir kazanımdır. Türkiye’nin demokratikleşmesi ile Kürdistan’ın özgürleşmesi iç içe geçtiğinden HDP’nin bu başarısı Kürdistan’ın özgürleşmesi açısından da büyük bir kazanım olmaktadır.

HDP, DBP üzerinden şimdi de Kürdistan’daki parti ve siyasi güçleri yerel seçimde bir araya getirmiştir. Bu da önemli bir gelişmedir. Faşizme karşı ortak mücadele olmazsa olmaz kabilindendir. Kürdistan’da ise daha fazla zorunludur. Çünkü bu faşizm aynı zamanda Kürt soykırımcısıdır. Şu anda MHP’nin bu iktidarın temel ittifakı, ideolojik ve politik doğrultusunu belirleyen parti olması AKP iktidarına karşı Kürtlerin nasıl bir tutum alması gerektiğini ortaya koymaktadır. MHP’nin temel ittifakı olduğu bu iktidara karşı tutum almamak Kürtler için intihar olur. MHP’nin nasıl bir parti olduğunu tüm Kürtler biliyor. MHP bu iktidara kayıtsız ve şartsız destek veriyorsa, parti çıkarı için değil devlet çıkarı için AKP’ye destek veriyoruz, diyorlarsa; MHP gibi Kürt düşmanı bir siyasi hareket olan Vatan Partisi de bu iktidarın diğer bir ortağıysa o zaman kendine Kürt diyen her bireyin düşünmesi ve tutumunu ona göre alması gerekir. Bu iktidara bugün tutum almayan Kürt siyasi güçlerini tarih yargılayacaktır. Çünkü AKP’ye karşı mücadele etmemeyi ne halkımız, ne de tarih karşısında hiçbir biçimde açıklayamazlar. Bu açıdan Kürdistan’da örgütlenmiş partilerin HDP çatısı altında yerel seçime girmeleri MHP’nin içinde olduğu Cumhur ittifakına karşı tutum almaları anlamına gelmektedir. Bu açıdan Kürtler için hayırlı olan bu karar en başta da bu partiler için çok hayırlı olmuştur.

AKP’nin Türkiye’deki ittifakı MHP ve Ergenekoncularken, Kürdistan’da ise Hüda-Par bu ittifak içindedir. Hüda-Par içinden çıktığı geleneğin 1990’lı yıllardaki tutumu ve rolünü şimdi de başka bir biçimde sürdürmektedir. Yerel seçimlere katılmayacaklarını açıklamaları bu anlama gelmektedir. Zaten bu parti devletin göz yummasıyla Kürdistan’da örgütlenmektedir. Devlet 1999’da Kürt Halk Önderine yapılan uluslararası komplodan sonra Özgürlük Hareketinin tasfiye olacağını düşünerek bunların üzerine gitmişti. Ancak 2004 yılında Kürt Özgürlük Hareketi gerilla hamlesi başlatınca yine bunların önü açıldı. Şu anda eskisi gibi silahlı kontra bir tutum içinde olmasa da politikaları ve Kürt Özgürlük Hareketine yönelik düşmanca yaklaşımları onları AKP’nin Kürdistan’da yürüttüğü politikaların parçası yapmaktadır. Nitekim oyları esas olarak Kürdistan’ın belirli yerlerinde yoğunlaştığı halde seçimlere girmemesi de bunu ifade etmektedir. Eğer AKP’nin Kürdistan ve Türkiye’deki politikalarına karşı tutum alıp mücadele etselerdi kendileri açısından yeni dönem başlatacaklardı. Ancak Doğu Perinçek’in Vatan Partisi gibi Hüda-Par da AKP’nin Kürt Özgürlük Hareketine ve demokrasi güçlerine düşmanlığını kendi önlerini açacağını düşünmektedir.

AKP-MHP iktidarının Kürdistan’da uyguladığı zulüm Kürtlerin ezici çoğunluğunda büyük bir öfke uyandırmaktadır. Kürdistan’daki diğer partilerin HDP çatısı altında seçime girmeleri halkın bu öfkesinin politik duruşta ifadesi olmaktadır. Çünkü AKP-MHP iktidarının yaptıkları siyasi düşüncesi ne olursa olsun tüm Kürtlerde büyük bir öfke ortaya çıkarmıştır. Devletin Kürdistan’daki baskısını çok yakından görmektedirler. Mecliste Kürt ve Kürdistan kavramlarına tahammül edilmediğini, Kürt illeri ve Kürdistan diyenlerin meclisten atılmak istendiğini biliyorlar. Kürt ve Kürdistan’a ait her şeyin kökünü kazımaya çalışıldığını görüyorlar. Sadece TRT6 gibi bir TV’yi Kürt düşmanlığının örtüsü olarak kullanıyorlar. Aslında AKP iktidarının ve Tayyip Erdoğan’ın politikaları, söylemleri ve uygulamaları Kürtleri daha fazla bilinçlendirmiştir. Bu iyi bir öğrenme yöntemi değildir, ancak Kürtlerin özgür ve demokratik yaşama kavuşması açısından AKP iktidarının politikaları ve uygulamaları doğru politika ve mücadele yönteminin ne olması gerektiğini açıklığıyla ortaya koymaktadır. AKP Kürtler üzerinde soykırımcı sömürgeciliğin yeniden tesis edilmesi için kullanılan bir özel savaş partisidir.

Kürdistan’daki partilerin ittifakı önemli bir badirenin de aşılması anlamına gelmektedir. Kürdistan’ın diğer parçalarındaki bazı parti ve siyasi hareketlerin Türkiye ile ilişkilerine bakarak politik tutum takınma gibi yanlış bir yaklaşım da aşılmıştır. KDP, AKP-MHP iktidarı ile iyi ilişki içinde olunca KDP ile ilişkisi iyi olan ya da etkilerinde olan partiler de AKP iktidarı ve onun faşist şefi ile karşı karşıya gelmemeye dikkat ediyorlardı. Bu da Bakurê Kürdistan’daki siyasi hareketlerin bir araya gelmesinde sorunlar ortaya çıkarıyordu. Ancak AKP ve Tayyip Erdoğan’ın 2017 bağımsızlık referandumu ve Kerkük işgali dönemindeki tutumları bu partilerin AKP iktidarının Kürtlere yaklaşımını iyi görmelerini sağlamıştır. Efrîn işgali, Efrîn’in demografyasının değiştirilmesi; Rojava’ya yönelik tehditler de Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarının Kürt düşmanı politikalarının görülmesinde etkili olmuştur. Kuşkusuz DBP ve HDP de birlik olamamanın Tayyip Erdoğan ve soykırımcı Türk devleti tarafından nasıl kullanıldığını görerek daha uzlaşıcı olmanın gerekli olduğuna inanmışlardır.

Bu bir araya gelişin gerekçeleri ne olursa olsun Kürtler ve demokrasi güçleri için hayırlı bir adım olmuştur. Sadece Kürtler açısından değil tüm Türkiye halkları için hayırlı olmuştur. Kürtler arası birlik Türkiye’nin demokratikleşmesine güç katacaktır. Kürtler artık her yerde Kürtlerin özgürlüğü ile bölge ülkelerinin ve Ortadoğu’nun demokratikleşmesinin iç içe geçtiğini görmektedirler. Çünkü demokratikleşmeyenler şovenist ve baskıcı anlayışlarıyla Kürtleri soykırıma uğratma politikalarında ısrar etmektedirler.

Kürdistan’daki partiler açısından demokratik ilişki ve kültürün gelişmesi de önemlidir. Bir araya geldikçe birbirini daha iyi anlayacaklar, ortak mücadele zeminleri genişleyecektir. Kürdistan gibi soykırımcı sömürgecilik altında olan ülkelerde ulusal demokratik birlik çok önemlidir. Demokratik Türkiye ve Özgür Kürdistan stratejisinde oluşacak bir ulusal demokratik birlik Bakurê Kürdistan’da çok şeyi değiştirecektir. Bu da hem Türkiye genelinde hem de Kürdistan’ın diğer parçalarında etkisini gösterecektir. Bu açıdan Kürdistan’daki ulusal demokratik birliğe sorumlu yaklaşmak gerekir. Kürdistan’daki ulusal demokratik birlik ve mücadeleyi Türkiye’deki demokrasi güçlerinin birliği ve ortak mücadelesinin karşısına koymadan yaklaşmak önemlidir. Çünkü her iki ortaklaşma birbirini güçlendirir. Kürdistan’da yerel seçim için kurulan ortaklık Türkiye’de demokrasi güçlerinin birliğini önemsemeli, bu çerçevede bu ortaklaşmanın kalıcı hale gelmesini sağlamalıdır.

Bakurê Kürdistan Kürdistan’ın en büyük parçasıdır. Buradaki tutum ve mücadele Kürdistan’ın tüm parçalarını fazlasıyla etkilemektedir. Bakurê Kürdistan’da gerçekleşecek bir ulusal demokratik birlik tüm Kürdistan’daki ulusal birlik ve ortak mücadeleye önemli bir zemin olacaktır. Bu açıdan yerel seçimlerde de olsa ortaklaşmayı sağlayan herkesi kutluyoruz. Yerel seçimlerde bu ortaklaşmanın başarısı daha büyük ortaklıkların ve başarıların önünü açacaktır.

Kaynak: Yeni Özgür Politika