Katliamcının ölümcül hafızası

Serêkaniyê’nin her evinde her sokağında her mahallesinde karış karış kahramanlarının direniş izleri var ve hala canlıdır. Her evin duvarlarında hala Kürt genç kız ve erkeklerinin şiirleri, çatışma izleri ve nefesleri saklıdır.

Türk faşizmi 9 Ekim’de Kuzey Doğu Suriye topraklarına işgal saldırılarını başlattı. Belirlenen tarih manidarın ötesinde katliamcıların ölümcül hafızalarının seçimiydi. Tarihin, Latin Amerika’nın ‘kaybettiğinde değil, vazgeçtiğinde yenilirsin’ diyen büyük devrimcisi Che’nin şehadet yıldönümü ve dünya halklarının Önderliğine karşı gerçekleştirilen komplonun başlangıcına işaret etmesi, işgalin özetiydi.  

‘Barış pınarı’ olarak adlandırılan işgal, barış içinde yaşayan halklara zulüm ve ateş yağdırıyor. Tıpkı ‘Zeytin Dalı’ adıyla Efrîn’de gerçekleştirilen katliamlar gibi… Zeytin dalı Efrîn’in tüm zeytinlerini talan etti, tarihi yerlerini hunharca yakıp yıktı, binlerce insanı yerinden yurdundan etti, kaçırdı, işkencelerden geçirdi. Barış pınarı ise kan ve revan akıtıyor. Oysa buradaki halklar tam dokuz yıldır eşitlik ve özgürlük içinde mutlu mesut yaşıyorlardı. Girê Spî’de, Serêkaniyê’de halkların omuz omuza savaştıkları ve demokratik sistemlerini kurdukları şehirler.

KADİM KÜLTÜR

Serêkaniyê; Waşukani, Aşukani, Kaniye Xezalan olarak da adlandırılıyor. Uygarlığın beşiği olarak görülen Mezopotamya’nın ilk kentleri arasında yer alıyor. MÖ.6 bin ile 5 bin-300 yılları arasında Yukarı Mezopotamya’da gelişen Til Xelef kültürüne beşiklik ediyor. Tarım köy devrimi olarak ifade edilen Til Xelef neolitik devrim ve birinci kadın devriminin sağlandığı kadim bir mekan. Hava tanrısı Hadad ile tanrıça Şala’nın yeri. Ayrıca Mitanilere başkentlik etmiş, Asurlulara maddi ve manevi zenginlik sunmuş bir uygarlık.

Batıda Girê Spî, doğuda Dirbêsiye ve güneyde Til Temir kentlerine, kuzeyde ise 100 km boyunca Türkiye’nin Ceylanpınar ilçesine komşu. Kürtlerin, Arapların Süryanilerin, Çeçenlerin Türkmenlerin, Ermeniler ve Êzidî Kürtlerin bir arada yaşadıkları bir şehir. 24 Haziran 1974 tarihinde Baas Partisi Arap kemerini devreye koyduğunda Serêkaniyê ismi Resulayn olarak değiştiriliyor.

VAHŞETTEN ÖZGÜRLÜĞE

Serêkaniyê 19 Temmuz 2012’de Rojava Devrimi’nin ilanı ardından Efrîn’le birlikte Türkiye destekli çetelerin saldırdığı ilk Rojava şehirlerinden. O zamanda çeteler Türkiye sınırından geçerek Serêkaniyê saldırdılar. Türk devletinin Rojava’nın, Cizre Kantonu ile Kobanê Kantonu’nu birbirine bağlayan stratejik kenti üzerindeki plan ve saldırıları bitmez. Türk destekli DAİŞ çeteleri 2014-2015 yıllarında da Serêkaniyê köylerine birçok saldırı gerçekleştirir. DAİŞ’in 31 Mayıs 2014 tarihinde gerçekleştirdiği Tililiye katliamı ve 11 Mart 2015’de Til Xenzir köyüne yaptığı saldırılar, tarihin vahşet sayfalarına geçmiştir. Bu vahşi saldırılarda halkı katleden DAİŞ çeteleri YPG-YPJ güçlerinin direnişiyle karşılaşır. Yüzlerce şehit verilerek şehir özgürleştirilir. Tek imanları ganimet ve vahşet saçmak olan bu çeteler saldırdıklarında Qadis Hagop isimli Ermeni kilisesi ve hemen yanındaki Süryani kilisesini yağmalar. Ermenilerin Süryanilerin tekrar ibadet yerlerine dönmelerini ve huzur içinde yaşamalarını YPG ve YPJ güçleri sağlar.

ŞERVANO

Dolayısıyla DAİŞ çetelerinin reisi El Erdoğan’ın sürüleşmiş toplumu iyice aptallaştırmak için bas bas bağırarak söylediği koca yalanlara kendisi ve güruhu dışında kimse inanmıyor. Bu kentler zaten huzurluydu. Boydan boya tarımın yapıldığı, uçsuz bucaksız pamuk tarlalarının içinden güneşin kıpkızıl battığı, sabahları ise buğday başaklarına vurduğu bereket diyarlarıydı. Serêkaniyê’nin her evinde her sokağında her mahallesinde karış karış kahramanlarının direniş izleri var ve hala canlıdır. Her evin duvarlarında hala Kürt genç kız ve erkeklerinin şiirleri, çatışma izleri ve nefesleri saklıdır. O duvarlardaki izlerden sızan güneşi, dolunayı içine çeken halkların tanklardan toplardan korkmayacağı sekiz gündür ortadadır. Sınırın diğer tarafında kan kusan çeteler tüm dünyaya rezil u rüsva oldular. Reisleri dünyadan merhamet dilenmekte. Bakanları terörist dediklerine dünyanın bu denli hayran kalmasına akıl sır erdirememektedir. Kazanan bombaları yağdıranlar, kılıç ve baltayla nara atanlar, ayağınıza taş değmesin diyenler olmayacaktır. Asla ve asla. Asit yağmurları altında ölümü hiçe sayarak gülenler, koşanlar, türkü söyleyenler, dünyaya hakikati bildirenler olacaktır. Şervano Normandiya’ya gitmese de şimdiden dünyayı kendine hayran bırakmıştır.