Van ve Hakkari’de rant odaklı tahribat dehşet verici boyutta

Hakkari ve Van’da yaşanan ekolojik yıkımı yerinde gözlemleyen çevre örgütleri, rant odaklı tahribatın ve çevre kirliliğinin dehşet verici boyutta olduğunu söyledi.

Van Çevre ve Tarih Eserler Koruma Derneği (ÇEVDER) çağrısı ile Türkiye’nin farklı kentlerinden ekoloji örgütleri, bölgedeki ekolojik talana dikkat çekmek amacıyla Van’a geldi. Hakkari ve Van’daki doğa talanını yerinde gözlemleyen ekoloji örgütleri, Van Gölü kıyısında basın açıklaması yaparak duyarlılık çağrısında bulundu.

Açıklamayı, grup adına Doğa için Sanat Derneği üyesi Göksen Ezeltürk okudu.

ENDEMİK TÜRLER VE İNSAN SAĞLIĞI RİSK ALTINDA

Bölgede Hakkari ve Van’da 6 gündür ekolojik sorunların boyutunu yerinde gözlemlemeye çalıştıklarını kaydeden Ezeltürk, “Bölgenizde geçirdiğimiz ve çevreyi incelediğimiz yaklaşık bir hafta boyunca Saros, Kazdağları, İkizköy, İkizdere veya İliç gibi ülkemizin sayısız noktasında karşımıza çıkan rant odaklı tahribatın ve çevre kirliliğinin Hakkari ve Van’da da çok ciddi boyutta olduğunu gördük. Maalesef tespitimize göre, sayısız endemik bitki ve hayvan türleri yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Zap Suyu, Zilan Deresi ve Van Gölü’deki kirlilik nedeniyle bugün ve yakın gelecekte bölgede yaşayan insanların sağlığı da büyük risk altındadır. Özellikle Zap suyunun madenler nedeniyle kirliliği, taş ocaklarının yarattığı toz bulutları, Hakkari’nin çok yakınındaki çöplerin kokusu ve yaydığı zehirli gazlar, tabii bir dünya harikası olan Van Gölü’nün atıklar yüzünden giderek kirlenmesi nedeniyle bazı noktalarında yaydığı koku, bizleri dehşete düşürmüştür” diye belirtti.

KORUMA KANUNU ÇIKARILMALI

Ekolojik temelli ÇED raporları hazırlanmadan yeterli kapasiteye sahip filtreleme ve arıtma sistemleri kurulmadan işletmelerin çalıştırıldığını tespit ettiklerini ifade eden Ezeltürk, “1 milyon 200 bin kişinin yaşadığı Van Gölü havzasındaki plansız yapılaşma, Van Gölü’nü balçığa dönüştürmektedir. Her gün 46.400 m3 yani 4500 kamyon dolusu atığı Van Gölü’ne döküldüğü, Van Gölü’nde yapılan dip çamuru temizliğinin ise balçığın gölün bir noktadan bir noktasına taşınmasından ibaret olduğu, dolayısıyla aslında sadece algı yaratma işlevi taşıdığı, 150 metre derinliğinde 500-600 metre genişliğinde yapılan dip temizliği çalışmasının hem tekniğine hem de amacına hizmet etmediği, büyük bir yatırım yapılmış olan mevcut biyolojik arıtma tesisinin ise çalıştırılmadığı bilgisi bizler için şok edici olmuştur. Çıkan çamurun gölün kenarına dökülmesi, dipte kalmasından daha büyük bir çevre felaketidir. İvedilikle Van Gölü için koruma kanunu çıkarılması ve hayata geçirilmesi gerektiğine inanıyoruz” dedi.

İMZACI KURUMLAR

Açıklamanın altına imza atan kurumlar şunlar: “Doğa için Sanat Derneği (DİSDER), Van Çevre ve Tarih Eserler Koruma Derneği (ÇEVDER), Halkevleri Ekoloji Grubu, Munzur Çevre Derneği, Muğla Çevre Platformu, Hakkari Cilo Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü, Kazdağları İstanbul Dayanışması, Zilan Ekoloji Platformu, Doğu Anadolu Çevre Platformu, Hakkari Dernekler Federasyonu, Türkçep Batı Karadeniz Çevre Platformu, Toplumsal Ekoloji Grubu, Doğubayazıt İş İnsanları Derneği, İklim Adaleti Komisyonu, Yeşil Yaşam İnisiyatifi, Türkçep Çevre Platformu, Burhaniye Çevre Platformu (BURÇEP), Yeşil Sol İklim Çalışma Grubu, Malatya Çevre Platformu ve Deştin Çevre ve Eğitim ve Dayanışma Platformu”