Suriye Savunma Bakanlığı, Alevilerin katledilmesi olayıyla doğrudan bağlantılı çıktı

Reuters haber ajansı, Suriye'deki Alevi katliamı sırasında Savunma Bakanlığı sözcüsü Hasan Abdul Ghani’nin Telegram üzerinden katliamı koordine ettiği yönünde kanıtlara ulaştı.

ALEVİ KATLİAMI

Reuters tarafından pazartesi günü yayımlanan kapsamlı bir araştırma raporunda, Suriye’nin Lazkiye ve Tartus kırsalında mart ayında meydana gelen ve üç gün süren katliamlarda yaklaşık bin 500 Alevi sivilin öldürüldüğü, onlarcasının da kayıp olduğu ortaya kondu.

Rapora göre, bu saldırılar HTŞ yönetimindeki Suriye Savunma Bakanlığı’na bağlı en az 12 silahlı grup tarafından düzenlendi. Bu grupların çoğunluğu, cinayetler, kaçırmalar ve cinsel saldırılar da dahil olmak üzere insan hakları ihlalleri nedeniyle yıllardır uluslararası yaptırımlar altında bulunuyor.

Reuters’ın elde ettiği uydu görüntüleri, saha tanıklıkları ve resmî belgelere dayanan rapora göre, katliamlar en az kırk ayrı yerleşim noktasında yaşandı.

SAVUNMA BAKANLIĞI DOĞRUDAN BAĞLANTILI

Rapor, Suriye kıyılarındaki katliamlar sırasında askeri karar alma zincirinin, Savunma Bakanlığı içindeki yöneticiler—özellikle de bakanlık sözcüsü Hasan Abdul Ghani’nin—doğrudan müdahalesine işaret edildi. Hasan Abdul Ghani’nin Telegram üzerinden yürütülen operasyonları koordine ettiği ve sahadaki saldırıları doğrudan yönettiği tespit edildi.

Rapor, Ghani’nin özellikle Jableh’te yaşanan saldırılara dair paylaşımlara "Allah sizi mükafatlandırsın" şeklinde yanıt verdiğini de belirtiyor.

Reuters’ın, Sultan Süleyman Şah Tugayı (Amşat olarak da bilinir) komutanı Mohammed al-Jassim (Abu Amsha) da dahil olmak üzere subaylarla yaptığı görüşmelere göre, Savunma Bakanlığı, sahili bölümlere ayırdı ve saldırı alanı, Genel Güvenlik güçleri, 400. Tümen (yabancı savaşçılardan oluştuğu belirtilen seçkin bir birlik) ile Osman Tugayı'nı kapsıyordu. Bu güçler, yaklaşık 900 kişinin katledildiği on farklı noktaya konuşlandırıldı.

Ayrıca, Sultan Süleyman Şah Tugayı (El-Amşat) ve Hamza Tümeni (El-Hamzat) gibi Ankara destekli grupların sekiz ayrı bölgede faaliyet göstererek yaklaşık 700 kişiyi öldürdüğü bildirildi.

Saldırıya, İslam Ordusu, Hür Adamlar Ordusu ve İzzet Ordusu gibi aşırılıkçı gruplar da katıldı; bu gruplar dört ayrı bölgede eylemler gerçekleştirerek yaklaşık 350 kişiyi katletti.

Bunun yanı sıra, Türkistan İslam Partisi ile Özbek ve Çeçen savaşçıları da saldırılara dahil oldu. Bazıları Arza ve Baniyas bölgelerinde bulunurken, bu olaylarda yaklaşık 500 kişi katledildi.

SAHADA HANGİ GRUPLAR VARDI?

Reuters’ın görüştüğü 40'tan fazla savaşçı, komutan ve güvenlik görevlisi, ayrıca 200’den fazla mağdur yakını ve hükümetin atadığı arabulucular; sahil bölgesinin sektörel olarak bölündüğünü ve operasyonların buna göre planlandığını aktardı.

Katliama katıldığı iddia edilen gruplar arasında şunlar öne çıktı:

Genel Güvenlik Servisi,

400. Tümen (eski HTŞ elit gücü),

Osman Tugayı,

Sultan Süleyman Şah Tugayı (Amşat),

Hamza Tümeni (El-Hamzat),

İslam Ordusu,

Hür Adamlar Ordusu,

İzzet Ordusu,

Türkistan İslam Partisi, Özbek ve Çeçen savaşçılar.

Bu grupların bazıları, Türkiye tarafından desteklenen çeteler olarak bilinirken, bazıları da aşırılık yanlısı yabancı çetelerden oluşuyor. Rapor, bu grupların 10'dan fazla bölgede yaklaşık bin 500 Alevi’nin ölümüne neden olduğunu ortaya koyuyor.

KALBİ ÇIKARILDI

Reuters'ın raporunda katledilenlerle ilgili bilgiler de yer alıyor:

“Lazkiye kırsalındaki Rasafa köyünde yaşayan 25 yaşındaki Süleyman Reşid Saad, 8 Mart öğleden sonra vahşice katledildi. Çeteler, Saad’ın kalbini çıkararak göğsünün üzerine yerleştirdi. Ardından, Saad’ın cep telefonunu kullanarak babasını aradılar ve cesedin bir berber dükkanının yakınında olduğunu, gelip almasını söyledi.”

Reuters’a konuşan baba Reşid Saad, “Göğsü tamamen açıktı. Kalbi çıkarılmış ve üzerine konmuştu,” dedi. Bu vahşet, soruşturmanın ortaya koyduğu mezhepsel şiddetin boyutunu açıkça gözler önüne seriyor. Aynı gün bölgede katliamlar sürüyordu.

EL YAZISIYLA YAZILMIŞ ÖLÜM LİSTELERİ

Rapor, Saad’ın ölümünün, 7-9 Mart tarihlerinde Suriye'nin Akdeniz kıyısındaki Alevi köylerinde yaşanan sistematik saldırıların bir parçası olduğunu belirtiyor. Süleyman Reşid Saad, kuzenleri, komşuları ve en az altı çocuğun da bulunduğu, 60 kişilik el yazısıyla hazırlanmış bir ölüm listesinde 56. sıradaydı.

Katledilenlerin adları daha sonra, köy büyükleri tarafından el yazısıyla kaleme alınan ölü listelerine geçti. Birkaç kurtulan, yakınlarının bedenlerinin parçalanarak öldürüldüğünü ifade etti.

ALEVİLERİ AŞAĞILAMA VE İŞKENCE

Reuters’ın incelediği birçok videoda, çetelerin Alevi sivilleri aşağılayarak sürünmeye ve köpek gibi havlamaya zorladığı görülüyor. Bazı görüntülerde ise savaş alanlarında çekilmiş kanlı ceset yığınları yer alıyor. Bu videoların birçoğunun bizzat saldırganlar tarafından çekildiği belirtiliyor.

'SÜNNİ MİSİN, ALEVİ Mİ?'

Reuters’ın görüşme yaptığı 200’ü aşkın tanık ve kurtulan, çetelerin köylere girdiklerinde insanlara ilk olarak “Sünni misin yoksa Alevi mi?” sorusunu sorduklarını anlattı. Kimliği Alevi olarak tespit edilenler ise infaz edildi.

Raporda, bu mezhepsel sorgulamanın sistematik hale geldiği ve saldırıların devam ettiğine dair yeni bulguların da elde edildiği belirtiliyor.

ŞAM YÖNETİMİ SESSİZ

Raporda, Suriye Savunma Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı Ofisi ve Genel Güvenlik Servisi’nin ise, Reuters’ın soruşturma bulgularına ilişkin gönderdiği ayrıntılı sorulara yanıt vermediğine dikkat çekiliyor.

Öte yandan, Sultan Süleyman Şah Tugayı'nın komutanı Muhammed el-Casem (Abu Amsha) Reuters’a verdiği demeçte, birliklerinin Lazkiye ve Ceble’ye girmediğini ve iddiaların asılsız olduğunu savundu, fakat rapor aksini söylüyor.