Ortadoğu’da gıda ve su kıtlığı riski ‘çok yüksek’

Küresel çevre örgütü Greenpeace, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da su ve gıda kıtlığı riskinin “çok yüksek” olduğu uyarısında bulundu.

Mısır’daki iklim zirvesi COP27’nin açılışına birkaç gün kalırken, Greenpeace Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın iklim değişikliklerinin etkileri karşısında “son derece savunmasız” olduğunu belirtti.

Eylül ayında yayınlanan ve çok sayıda aktörün katıldığı bir araştırmaya göre, Ortadoğu dünya ortalamasından neredeyse iki kat daha hızlı ısınıyor. Bu durum Ortadoğu’da yaşayan 400 milyonu aşkın nüfusu aşırı sıcak hava dalgaları, uzun süreli kuraklıklar ve deniz seviyesinin yükselmesi tehlikesi ile karşı karşıya bırakacak.

Greenpeace yayınladığı raporda “Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesi iklim değişikliklerinin etkileri karşısında son derece savunmasız” dedi.

Bu bölgelerde su ve gıda kıtlığı riskinin “çok yüksek” olduğunu belirten Greenpeace, tarım ve insan sağlığı üzerinde bunun negatif etkilerinin olacağını vurguladı.

Bu yeni araştırma bölgenin 1980'lerden bu yana her on yılda 0,4 santigrat derece hızlandırılmış bir oranda ısındığını doğruluyor.

Araştırmaya göre bu durum "küresel ortalamanın neredeyse iki katı"na denk geliyor. Araştırmanın odaklandığı altı ülke şöyle: Lübnan, Cezayir, Mısır, Tunus, Fas ve Birleşik Devletler Arap Emirlikleri.

Rapor çiftçiler ve en yoksul insanların yüksek sıcaklıklar, suyun nadirleşmeşi ve aşırı meteorolojik olaylara “özellikle açık” olduğunu belirtiyor.

Ortadoğu ve Kuzey Afrika geniş bir şekilde ithal gıda maddelerine bağımlı durumda.  Kuraklık ve su kıtlığı durumunda bu bağımlılık daha da artacak.

Greenpeace bazı bölgelerde hava sıcaklıklarının 56 dereceyi aşabileceği uyarısında bulunurken, en fazla kirleten zengin ülkelerin kirlettikleri ölçüde ödeme yapma ilkesini uygulamayı reddettiği tepkisinde bulunuyor.

Bölgenin petrol üreticisi ülkeleri olan Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri karbon nötrlüğüne ulaşmak ve alternatif enerjilere daha fazla yatırım yapmak sözü veriyor ancak çoğu gözlemci bu taahhütlerin yerine getirileceğine kuşku ile bakıyor.