‘Kaza Değil Cinayet’ izleyiciyle buluştu

Fatih Pınar’ın iş cinayetlerine dikkat çekmek amacıyla çektiği ilk uzun metraj belgesel filmi ‘Kaza Değil Cinayet’, izleyiciyle ilk buluşmasını yaptı.

‘Kaza Değil Cinayet’ belgeselinin yönetmeni Fatih Pınar, “Ailelerin sürekli vurguladığı bir cümle var: ‘Biz zaten bir canımızı kaybettik bari bundan sonra başkaları iş cinayetlerinde canını kaybetmesin.’ Bu düğümün yarattığı yutkunamama duygusunu izleyiciye geçirmeye ve ailelerin mücadelesiyle empati kurulmasını sağlamaya çalıştım” dedi.

Gazeteci ve yönetmen Fatih Pınar, iş cinayetlerine dikkat çekmek amacıyla çektiği ilk uzun metraj belgesel filmi ‘Kaza Değil Cinayet’in ilk gösterimini Şişli’de bulunan Cemil Candaş Kültür Merkezi’nde izleyici ile buluşturdu. Gösterimde yaşamını yitiren işçilerin aileleri ve çok sayıda kişi hazır bulundu. Film 2008’den buyana işçi ölümlerinin azalması için mücadele veren Adalet Arayan İşçi Aileleri İnisiyatifi’nin basın açıklamaları ve diğer çalışmalarından kesitler veriyor. Her aile bir işçi davasını temsil ediyor.

AJİTASYON DEĞİL GERÇEK VAR

Sorularımızı yanıtlayan yönetmen Pınar, filmi hazırlarken çoğu zaman kendisini görüntülerin karşısında ağlarken bulduğunu söyledi. Pınar, “Amacımız ailelerin sesini duyurabilmekti ama bir duyguyu da vermek önemliydi” diyerek, sözlerine şöyle devam etti: “Asla manipülasyon, ajitasyon, propaganda söz konusu değil ama orada Barış Kıyak’ın annesi ile röportaj yaparken, o kadının iç yakan ağlaması da olmalıydı, çünkü kadın bunu yaşıyor. ‘Çok özledim’ diyor mesela. Bu o kadar ağır bir şey ki! Ya da Kozlu’daki anne, ‘Çocuğumu fındıklığa gömdüm’ diyor ve onların dilinden konuşmak gerekiyor. ‘Öyle hissediyorum ki oğlum bana anne hakkımı ara diyor’ diye anlatıyor. Bu vicdana vakıf insanlar ve bunun mücadelesini veriyorlar. O yüzden adalet bir zaruret. Su gibi olmazsa olmaz evrensel bir duygu ve bu insanlar, o yaslarıyla birlikte bundan sonra işçilerin hayatlarını kaybetmemek için mücadele veriyor.”

BELLEK OLUŞTURUYORUZ

Adalet Arayan Destek Gurubu gönüllülerinden Eylem Can da 2012 işçi ölümlerine dikkat çekmek için kitaplar hazırladıklarını aktararak, “İşçilerle ilgili kimse bir şey okumuyor ve dolayısıyla ölmüş işçilerle ilgili hiç kimse bir şey okumak istemiyor” dedi. Can, Kaza Değil Cinayet belgeselinin fragmanının bile sosyal medyada yayılmasının kendileri için önemli olduğunu söyledi. Çok sayıda kişinin işçi ölümlerinden haberdar olmadığını ifade eden Can, “Bu filmi izleyen insanların kulaklarına kar suyu kaçırabilirsek, çalıştıkları ortamda onların da ölmelerini, iş cinayetine kurban gitmelerini engellemiş olacağız belki de. Umarım bu film iş cinayetleri hakkında duyarlılığın önünü açar ve başka işlere de vesile olur. Bir bellek oluşturmaya çalışıyoruz aslında ve bunlar da bu bellek çalışmamızın araçları olacaktır” şeklinde konuştu.

BU FİLM BENİ ÇOK ETKİLEDİ

Filmi izleyenler arasında Esenyurt Hastanesi’ne 31 Ekim 2013’de tabela tamiri için giden ve yaşamını yitiren Eren Eroğlu’nun babası Erdinç Eroğlu da vardı. İzlerken gözyaşlarına hakim olamadığını söyleyen Eroğlu, ”6 yıldır adalet mücadelemiz devam ediyor. Bu film beni çok etkiledi. İçinde biraz insan sevgisi, vicdanı olan biri seyrettiğinde gerçekten de iş cinayetlerine dair bir şeyler hissedip kendisini bizim mücadelemize yakın hissedecektir. Çok güzel bir belgesel olmuş. Emek verenlerin ellerine sağlık” dedi.

ÖNLEYİCİ CEZA ÇIKMADI

Avukat Murat Deha Boduroğulu ise şunları söyledi: “Türkiye’deki haksızlıklara yönelik sansürlerin önüne geçmek için belgesellerin yapılmasını önemli buluyorum. Milliyetçilikten, vatanseverlikten söz eden politikacıların ilk yapmaları gereken şey, iş cinayetlerinin önlenmesi için çalışmak. Türkiye’de her yıl 2 bine yakın insan yaşamını yitiyor. Bunun büyük kısmı, iş verenlerin önlem almaması, denetlemelerin yapılmaması ve mahkemelerin de önleyici cezalar vermemesinden kaynaklı. Yıllardır takip ettiğimiz davalarda tek bir önleyici ceza çıkmadı. Savaş varmış gibi insan ölüyor ekmeğini kazanırken. İş Sağlığı ve Yasası diye bir yasa var ve hiçbir şekilde uygulanmıyor.”