GÖRÜNTÜLÜ

‘Hewlêr Katliamı tarihte kara bir lekedir’

Hewlêr Katliamı’nda yaşamını yitirenlerin aileleri, 16 Mayıs 1997’de yaşananların tarihte kara bir leke olduğunu ifade ederek kayıpların akıbetlerinin açığa çıkarılmasını istedi.

Hewlêr Katliamı’nda yaşamını yitirenlerin aileleri, 19 yıldır bütün başvurularına hiç bir yanıt alamadıklarını söyleyerek, 16 Mayıs’ta olanların bir katliam olarak tanınmasını, şehit ailelerinden özür dilenmesi ve kayıpların akıbetinin açığa çıkarılmasını istedi.

16 Mayıs 1997’de KDP güçleri PKK’lilere ve yurtseverlere ait evleri ve kurumları eş zamanlı olarak basarak yüz civarında kişiyi insanlık dışı yöntemlerle katletti. Vahşet günlerini anlatan Hewlêr Katliamı mağdurları aileler, aradan geçen 19 yıla rağmen başvurularının yanıtsız kaldığını ve yakınlarının kemiklerinin dahi kendilerine teslim edilmediğini söyledi.

KDP’nin vahşetini kınayan aileler, KDP’nin Türk devletiyle bugün ortak yürüttüğü siyasetin Hewlêr katliamı kadar kendilerine acı verdiğini belirterek, “Suçlular iktidarda olduğu için Katliamı aydınlatmıyorlar. Hewlêr Katliamı, yüz karası bir insanlık suçudur. KDP, gerilla alanlarının bombalanmasına göz yumarak, Türk askerini Güney Kürdistan’a getirerek ve Rojava’ya ambargo uygulayarak aynı suçu işlemeye devam ediyor” dedi.

16 Mayıs Katliamında yaşamını yitiren İbrahim Erdoğan’ın(Serbest Gabari) eşi Selamet Erdoğan, Üzeyir  İlhan’ın (Mahmut Afarof) kızı Leyla Arzu İlhan ve Aso İbrahim Mehmet Emin’in (Pale Slemani) babası ve aynı zamanda PKK Güney Kürdistan Şehit Aileleri Komitesi Meclis üyesi İbrahim Mehmet Emin, Hewlêr Katliamı’nın 19’uncu yıldönümünde ajansımıza konuştu.

SELAMET ERDOĞAN: ‘KATLİAMI YAPANLAR İKTİDARDA OLANLARDIR’

Selamet Erdoğan: Eşim İbrahim Erdoğan(Serbest Gabari), 16 Mayıs 1997’de Hewlêr’de kaybettirilen ve akıbeti hala belli olmayan yüzü aşkın kişiden birisidir. Serbest ile birlikte onlarca kişi katledildi, birçok kişi kaybettirildi ve hala akıbetleri belli değil. Yine bir 16 Mayıs’ı, aradığımız yanıtı maalesef yine alamamanın üzüntüsüyle karşılıyoruz. Aradan geçen 19 yıl boyunca birçok defa Enfal Aileleri Ve Şehitler Bakanlığı’na başvurduk. Şu ana kadar da Hewler katliamını ne bir katliam olarak adlandırıyorlar ne de bu kişiler için ‘şehit düştüler’ diyorlar. ‘Brakuji (kardeş kavgası) şehitleri üzerinde duruyoruz’ diyorlar, ‘taleplerin üzerinde duruyoruz’ diyorlar ama şu ana kadar da ne Şehitler Bakanlığı, ne hükümet ne de ilgili kurumlar hiç bir adım atmış değil. Bu, bizim için büyük bir acıdır.

‘HASTANEDEKİ YARALILAR PANZERLERE BAĞLANIP SOKAKLARDA SÜRÜKLENDİ’

Kürt tarihinde hem Kürtler arası savaşta hem de düşmanlarla savaşta çok kayıp veren bir halkız. Ancak Hewlêr Katliamı’nın bir benzeri yoktur. Savaşta kayıplar olur ama bu katliam böyle bir şey değildir. Katledilen insanlar şehirlerde halkımıza hizmet eden insanlardı. Bazıları hastaydı bazıları yaralıydı, tedavi için Hewlêr’e gitmişlerdi. Örneğin benim eşimin Hewlêr’de bir işi yoktu. Hastaydı ve biz mülteciydik, kampta doktor olmadığı için Hewlêr’e tedaviye gitmişti. Arkadaşı İsmail Kıyas da öyle. Yüzü aşkın kişinin akıbeti böyle oldu. Ameliyatta olan insanlarımız, kolu ya da ayağı olmayan yaralılar hastaneden çıkarılıp panzerlere bağlanarak sokaklarda sürüklendi. Kirli bir savaş yürütüldü. Bunun insanlık tarihinde az örneği vardır. Bu katliamı hiç bir zaman unutamayız. Bu, failler için büyük bir utançtır. İlgili Güney Kürdistanlı bakanlıklar, parlamento, ‘insan hakları ve hukuk var’ diyen kurumlar için bir utançtır. Onurlu ve haysiyetli olsunlar. Bize şehit oldular desinler yeterlidir. Şehitlerimizle gurur duyuyoruz, mücadeleleriyle onurluyuz. Ancak akrabalarımızın kemiklerini istiyoruz. Bir mezarları olsun istiyoruz.

‘HEWLÊR KATLİAMI KÜRTLERİN KARA LEKESİDİR, SORUMLULAR İKTİDARDADIR’

Biz 6 kişiydik, aileden sadece ben kaldım. Ben onurluyum, namusluyum diyen ve kendilerine biz Kürtlerin parlamenteriyiz, bakanıyız diyenler bu olayları aydınlatmalıdır. Hewlêr katliamı, Kürt tarihinde kara bir lekedir. Bu katliamı yapanlar da bugün iktidarda olanlardır. Onun için de olayı aydınlatmıyorlar. Katliamı yapanları, sorumluları, şu ana kadar da bu katliamın aydınlatılmasını engelleyenleri büyük bir kin ve öfkeyle kınıyorum. Onurlu, şerefli ve namuslu olan Kürtleri bu katliamı aydınlatmak için çaba harcamaya çağırıyorum.

LEYLA ARZU İLHAN: ‘KATLİAMI TÜRK DEVLETİYLE KDP YAPTI’

Leyla Arzu İlhan: Babam Üzeyir İlhan(Mahmut Afarof) Hewlêr katliamında kaybettirildi. Babam 19 yıl önce KDP tarafından kaybettirildi. KDP, 1997’de Türklerin de desteğini alarak kirli bir savaş başlattı. Hewlêr katliamı bu temelde yapıldı. Yüzü aşkın suçsuz günahsız insan, hasta ve yaralılar, kültür-sanat çalışması yürüten veya yaralı olan PKK’liler ve sempatizanlar katledildi. Bu katliam Türk devleti ile KDP’nin ortak işidir. Bu katliam Kürtler için yüz karası bir suçtur. Bu olay şu ana kadar da aydınlatılmadı. Bir dava konusu olmadı.

‘BİR DAVA DAHİ AÇILMADI, BÜTÜN BAŞVURULARIMIZ YANITSIZ KALDI’

KDP bu yüz karası tutumunu şu an da sürdürüyor. Türk devletiyle olan ortaklığıyla, Türk askerini Güney Kürdistan’a getirmekle bu suçu bugün de işlemeye devam ediyor.

Bu katliamda kaybettirilenlerin aileleri olarak, ‘onlar şehit düştüler’ diyemiyoruz çünkü akıbetlerini bilemiyoruz. Bazılarını topluca katlettiler, bazılarını işkenceyle katlettiler. Bazıları yıllarca zindanlarda tutuldu ve hala kendilerinden haber yok. Babam için yıllarca bakanlıklara, KDP’ye, hükümete, Güney’deki ilgili uluslararası kuruluşlara başvurdum. Akre cezaevine gittim. Aileler adına üç defa KDP Başkanı Mesut Barzani’ye mektup yazdım. Bütün girişimlerimiz sonuçsuz, yanıtsız kaldı. KDP kara yüzünü deşifre etmiyor çünkü bugün de aynı durumdalar. Ben 19 yıldır babamın akıbetini soruyorum.

Tam olarak kaç kişinin katledildiğini bile bilemiyoruz, bunların nereye gömüldüğü, bir mezarlarının olup olmadığı bile açıklanmıyor. 

‘BUGÜN YAPILANLAR BABAMIN ŞEHİT EDİLMESİ KADAR ACI VERİYOR’

Büyük bir acı yaşadık, bu acımız hala tazedir. Kürtler olarak düşmanla savaşta hergün şehit veriyoruz ancak kardeş olduğumuz, aynı dil ve kültüre sahip olduğumuzdan böylesi bir zulmü, vahşeti görmek kabul edilecek bir şey değil. Bana babamın şehit edilmesi kadar acı gelen, bugün KDP’nin aynı tutumu sürdürmesidir. Gerilla alanlarına yapılan saldırılara sessiz kalıyorlar. Rojava’ya ambargo uyguluyorlar, sınırları kapatıyorlar. Bu durum acımızı daha da büyütüyor. Yıllar önce açılan yaralarımız daha da acıyor. KDP, 19 yıl önce yaptığı vahşeti bugün de devam ettiriyor. Öyle anlaşılıyor ki, eğer gücü olsaydı daha büyük katliamlar yapacaklardı.

‘ÖLÜMDEN ZOR OLAN, GÖZÜ YOLLARDA OLMAKTIR’

Bütün güney halkımızı ve KDP içerisinde Kürtlük duygusu olanları, bu lanet ve yüz karası olayı, vahşeti açığa çıkarmaya çağırıyorum. Kayıpların akıbetleri belli olsun. Çünkü bir aile için ölümden de zor olanı gözü yollarda bekler olmaktır. Biz 19 yıldır böyle yaşıyoruz.

Yetkililerden ve sorumlulardan talebimiz, 16 Mayıs’ta Hewlêr’de olanların Katliam olarak tanınması, şehit ailelerinden özür dilenmesi ve kayıpların akıbetinin açığa çıkmasıdır.

İBRAHİM MEHMET EMİN: ONLAR KÜRT HALKININ İSİMSİZ KAHRAMANLARIDIR

İbrahim Mehmet Emin(PKK Güney Kürdistan Şehit Aileleri Komitesi Meclis üyesi): 16 Mayıs 1997’de Hewlêr’de katledilen PKK’li Aso İbrahim Mehmet Emin’in(Pale Slemani) babasıyım. PKK Güney Kürdistan Şehit Aileleri Komitesi adına Hewlêr Katliamı’nda KDP güçleri tarafından katledilenlerin ailelerine başsağlığı diliyorum. Onlar Kürt halkının isimsiz kahramanlarıdır.  KDP onları Kürdistan halkına hizmet ettikleri için katletti. Tek suçları buydu. KDP’nin bu siyaseti, Kürt halkının özgürlük mücadelesine asla hizmet etmiyor, bu tutum yalnızca Kürt halkının düşmanlarına hizmet ediyor. Özellikle de Türk devletinin siyasetine hizmet ediyor. 

‘HEWLÊR KATLİAMI İLE ROJAVA KARŞITLIĞI AYNI DÜŞMANLIĞIN ÜRÜNÜDÜR’

Maalesef Kürdistan’da bazı Kürt partileri asla Kürt halkının çıkarlarının düşünmüyorlar. Yalnızca kendi çıkarlarını düşünüp halkın kanı üzerinden iktidarlarını yaşatıyorlar. Rojava Kürdistanı’nda gelişen devrime ilişkin olarak KDP’nin takındığı tutum, Hewlêr katliamını neden gerçekleştirdiğinin ispatıdır aslında. Rojava halkının ilan ettiği federasyona karşı takındıkları tutum düşmancadır. Türk devletinin takındığı tutum ile KDP’nin tutumu arasında hiçbir fark yoktur. Tabii ki bu böyle olmamalıdır. Rojava’da ilan edilen federasyonun Kürt halkının özgürlüğüne kavuşması için çok önemli bir adım olduğu unutulmamalıdır. Bugün görüyoruz ki Sêmalka sınır kapısı kapatılarak oradaki halkımıza siyasi bir mesaj verilmek isteniyor. Kendisini en eski Kürt partisi ilan eden bir gücün düşman cephesinde değil, Kürt halkının özgürlük ve demokrasi cephesinde yer alması gerekiyor.

‘HEWLÊR’DE KATLEDİLENLERİN YOLDAŞLARI HEWLÊR’İ DAİŞ’TEN KORUDU’

Eleştirilmesi ve kınanması gereken bir başka konu da KDP tarafından Türk askerlerinin Güney Kürdistan’a getirilmesidir. DAİŞ ile savaş adı altında getirilen ve daha öncesinde de bölgede bulunan Türk askerlerinin tek amacı PKK ile savaşmaktır. Başka hiçbir amaçları yoktur. DAİŞ çeteleri Hêwler’in kapısına dayandığında Kürdistan’ı ve halkımızı savunan PKK gerillalarıydı. Türk askerleri değildi.

‘KDP HALA BRAKUJİ SİYASETİ YÜRÜTÜYOR’

KDP Türk askerlerini Güney Kürdistan’a getirmekle PKK’ye yeni darbeler vurmanın planları içerisinde olduğunu ortaya koymuştur. Bunun başka bir açıklaması yoktur. 16 Mayıs 1997 Hewlêr katliamını aydınlatmamasının nedeni de budur. Kardeşler arası savaşta ısrarın bir sonucudur. KDP derhal bu tutum ve zihniyetten vazgeçip 16 Mayıs katliamında katledilenlerin ailelerinden özür dileyip, cenazelerini teslim etmelidir. Kürt halkına düşman olup düşmanlara hizmet etmekle bir yere varılmaz. 

...