Demir: Cenazem de çıksa şirkete toprağımı vermeyeceğim!

Akbelen Ormanı’nda Limak-İçtaş ortaklığında doğa katliamı sürerken, nöbet alanının yanı başındaki arazisi işgal edilen köylü Güleren Demir, “Burası bizim ekmek kapımız. Cenazem de çıksa şirkete toprağımı vermeyeceğim” dedi.

Muğla’nın Milas ilçesinde bulunan Akbelen Ormanı’nda kömür madeni sahasını genişletmek için Limak-İçtaş ortaklığının jandarma koruması altında yaptığı doğa katliamı hız kesmeden sürüyor. Muğla Valisi Orhan Tavlı’nın, “Ağaç kesiminin sona erdiği” açıklamasına rağmen ağaç budama adı altında katliamın sürdüğü ormanda, köylülerin arazileri korsanvari bir biçimde işgal ve talan ediliyor. ANF’ye konuşan işgal edilen arazi sahiplerinden Güleren Demir, Limak Holding ve İçtaş Holding ortak iştiraki YK Enerji Şirketi’nin haber vermeden arazisini işgal ettiğine dikkat çekti.

‘ARAZİME İZİN ALMADAN GİRDİLER’

Ormanı korumak için 4 yıldır direnen Demir, şirket tarafından talan edilen 28 dönümlük arazisinin eşinin babasından yadigar (miras) kaldığını belirtti. Şirketin tapulu arazilerine izin almadan girdiğine işaret eden Demir, “Bize haber vermeden jandarma tarafından sarılan arazimize iş makineleriyle girdiler. Defalarca topraklarımızdan çekilmelerini istedik ama dinleyen olmadı. Şu an 4 gün olacak, hâlâ toprağı kazıyorlar” dedi.

‘BİZİ HEM TOPRAKLARIMIZDAN HEM EKMEĞİMİZDEN ETMEYE ÇALIŞIYORLAR’

Şirket tarafından işgal edilen arazilerinde yıllarca ekim yaptıklarını anlatan Demir, “Biz bu arazide buğdaydan arpaya kadar her şeyi ekiyorduk. Bizim ekmek kapımızdı. Karnımızı buradan doyuruyorduk. Bizi hem topraklarımızdan hem ekmeğimizden etmeye çalışıyorlar. Zeytin ağaçlarımızı zaten yok ettiler. Hiçbir şeyimiz kalmadı, biz nereye gideceğiz? Ben gelin olarak buraya geldiğimde henüz 18 yaşındaydım ve hayatım bu tarlaları ekip biçmekle geçti. Burada benim emeğim, her şeyim var” diye konuştu.

‘AİLE İLİŞKİLERİ DE PARAMPARÇA OLDU’

Şirket bu bölgeye geldiğinden beri hayatlarının altüst olduğunu vurgulayan Demir, doğalarını katlettikleri gibi aile ilişkilerini de paramparça ettiklerini belirtti. Bugün aile içinde ikiye ayrıldıklarına dikkat çeken Demir durumu, “Biz burada ağaçlarımızı, ormanımızı korumak için mücadele ederken, eşimin kardeşi bizzat bu kıyımı yapan şirketin termik santralinde çalışıyor” diye özetledi. Şu an kayınbiraderinin kendi babasından geri kalan araziyi talan eden ekiplerin içinde yer aldığına işaret eden Demir, “Bu yüzden çok kavga ettik kendisiyle ama dinlemedi. Arazi babasından kalmış, burada ekim yapılıyormuş, hiç dinlemedi. Beni ilgilendirmez dedi açıkçası ve hiç çekinmeden şu anda toprağın talan edilmesine bizzat ortak oluyor” dedi.

‘MUHTAR TEHDİDİYLE ARAZİLERİNİ SATANLAR PİŞMAN OLDU’

Köylüler bu yıkıma karşı birlik olmadıkça daha çok şey kaybedeceklerini vurgulayan Demir, son pişmanlığın da fayda etmeyeceğini söyledi. Arazisini satan birçok köylünün bugün başını vurup pişman olduğunu ifade eden Demir, “Biz o zaman söylemiştik, dinlemediler. Bizzat Yeniköy Termik Santrali’nde çalışan muhtar Muhsin Bilge’nin tehditlerine boyun eğdiler. Daha sonra pişman oldular ama iş işten geçmişti” şeklinde konuştu.

‘TOPRAĞIMI VERMEYECEĞİM!’

Bu mülksüzleştirmeye asla izin vermeyeceklerinin altını çizen Demir, “Cenazem de çıksa şirkete toprağımı vermeyeceğim. Burada benim torunlarımın da hakkı var. Onları nefessiz bırakmayacağım, bir karış toprağımı onlara vermeyeceğim. Bizi buradan atmak istiyorlar ama hiçbir yere gitmeyeceğiz, sonuna kadar mücadele edeceğiz” vurgusunda bulundu.