Av. Cangı: Doğa talan edilecek, insanlar yerlerinden edilecek!

Yeni çıkan, ‘Maden Bölgelerine ve Ruhsatların Taşınmasına Yönelik Yönetmelik’ önümüzdeki dönemde ekolojik felaketlere neden olabilecek düzenlemeler içeriyor.

Uygulamaya geçmesi halinde büyük şirketler, maden olan bölgeleri zapt edecek. Çevre davalarına bakan Avukat Arif Ali Cangı uyarıda bulunarak, “Yönetmelik, maden olan bölgelerde yaşayan insanları ve diğer canlıları yerinden yurdundan edecek, her türlü denetime kapalı, dev maden şirketleri tarafından kapatılan, silahlı özel güvenliği olan bölgeler yaratıyor” dedi.

Resmi Gazetede, 23 mayıs 2018 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından düzenlenen "Maden Bölgelerine ve Ruhsatların Taşınmasına İlişkin Yönetmelik” çevresel felaketlere davetiye çıkartacak nitelikte.

MADEN BÖLGELERİ İLAN EDİLECEK

Yönetmelikle birlikte; Maden İşleri Genel Müdürlüğü'nün teklifi üzerine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanının onayı ile ‘birbirine bitişik ve/veya yakın, kaynak sürekliliği olan maden sahalarında yapılan maden işletme ruhsatları birleştirilerek maden bölgesi ilan edilebilecek’ İlan edilen maden bölgesi içindeki ruhsat sahiplerinin ruhsatlarını birleştirmeleri aksi halde maden sahasının yeniden ihaleye çıkartılması öngörülüyor.

Valilik ve ilgili belediyeden birer kişi, ruhsat sahibi şirketten 2 kişiden oluşacak Maden Bölgesi Komisyonu kurulacak. Bu komisyon madencilik faaliyetlerinin her türlü denetimini yapacak.

Yönetmeliğin uygulamaya geçmesi ile birlikte yaşanabileceklere ilişkin sorularımızı yanıtlayan Avukat Arif Ali Cangı, “Büyük bir çevre felaketine davetiye çıkartılıyor” diye uyardı.

DENETİMSİZ MADENCİLİĞİN ÖNÜ SONUNA KADAR AÇILIYOR

Av. Cangı, bu şekilde bir uygulamanın denetimsiz madencilik faaliyetlerinin önünü açacağına dikkat çekerek, “Yönetmelikle; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, dilediği bölgeyi maden bölgesi ilan edebilecek. Bu bölgelerdeki madencilik faaliyetleri büyük şirketlerde toplanacak, bunların hangi şirketler olacağını tahmin etmek zor değil. Maden şirketinden iki kişi valilik ve belediyeden birer kişiden bir komisyon oluşturulacak. Komisyon; Orman ve Su İşleri, Çevre ve Şehircilik, Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Sağlık Bakanlığı gibi bakanlıkların, belediyelerin ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının epeyce aşınmış da olsa yasalarda yer alan kontrol ve denetim yetkilerini kullanacak. Maden bölgelerindeki köyler, kentler boşaltılacak, özel mülkler kamulaştırılacak, olağan hale getirilen acele kamulaştırmalar yetmiyormuş gibi şimdi de maden bölgesi kamulaştırmaları ile ciddi mülkiyet devirleri yaşanacak. Maden bölgeleri imar planlarına derhal işlenecek, yeni planlar maden bölgelerine göre yapılacak” diye konuştu.

‘SİLAHLI, ÖZEL GÜVENLİKLİ ALANLAR OLUŞTURULABİLİR’

Yönetmelikle birlikte yerin altında maden olan yerlerde yaşayan insanların ve diğer canlıların yerinden yurdundan edileceğine vurgu yapan Av. Cangı, “Her türlü denetime kapalı, dev maden şirketleri tarafından kapatılan, silahlı özel güvenliği olan bölgeler yaratılıyor. İlk aklıma gelen yerler; Yatağan, Kazdağları, Bergama Kozak Yaylası, İzmir Efemçukuru, Erzincan İliç, Fatsa, Soma maden bölgeleri ilan edilebilir” şeklinde konuştu.

‘YÖNETMELİĞE İTİRAZ EDİLMEZSE FELAKETLER KAPIDA’

Yürütülen madencilik faaliyetlerinin ekoloji ve çalışma yaşamı üzerinde yarattığı tehditlere dikkat çeken Av. Cangı, “Yerimizden yurdumuzdan olmamak için, temiz hava, temiz su, temiz toprak ve sağlıklı yaşam için buna sessiz kalmamalıyız. Yönetmelik ekoloji hareketlerinin, ilgili kişi ve kurumların gündemine girmelidir, yargı yolu dahil tüm itiraz yolları kullanılmalıdır. Dava açma süresi 22 Temmuz'da doluyor” diyerek çağrıda bulundu.