Sezai Temelli: Adalet Bakanlığı'yla görüşmeler devam edecek

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile yapılan görüşmeyi değerlendiren DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, genel havanın olumlu olduğunu ve görüşmelerin devam edeceğini belirtti.

Gülistan Kılıç Koçyiğit, Sezai Temelli ve Öztürk Türkdoğan’dan oluşan DEM Parti heyeti, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmenin ardından heyet adına açıklama yapan DEM Parti Grup Başkanvekili Gülsitan Kılıç Koçyiğit, görüşmede öncelikli olarak Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın koşullarının iletildiğini ifade ederken, ayrıca hasta tutsaklar, idare gözlem kurulunun yapısı ve yargı paketine dair geniş bir görüşme olduğunu aktardı.

Görüşmeyi değerlendiren DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, bu görüşmelerin devam edeceğini dile getirirken, genel havanın olumlu olduğunu söyledi.

‘ABDULLAH ÖCALAN’IN KOŞULLARINI İLETTİK’

DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, Adalet Bakanı ile yapılan görüşmenin olumlu geçtiğini ifade etti. Öncelikli olarak Önder Apo'nun koşullarını ilettiklerini belirten Temelli, şunları aktardı: 

“Görüşme her şeyden önce olumlu geçti ve önemli bir görüşmeydi. Tabii ki bütün meseleleri bir görüşmede halletmenin mümkün olamayacağını biliyoruz. Sonrasında da görüşmeler olacak. Ama önceliklerimiz vardı. Bu öncelikleri bir an önce aktarmak istiyorduk, çünkü bir yargı paketi hazırlığı var. Yargı paketinin bu meseleleri dikkate almasını istiyorduk. Dolayısıyla da iyi bir görüşme oldu.

Ama bizim için değişmez gündem, tabii ki Sayın Öcalan'ın yaşam ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi. Hele hele siyasete bu kadar güçlü müdahalesiyle ve tarihin akışını değiştiren tavrıyla, özellikle bu dönemde hala çalışma ve yaşam koşullarının yetersizliği kabul edilebilir bir şey değil. Bu konunun iyileştirilmesi talebimizi dile getirdik.

Kendileri de bize Adalet Bakanlığı'nın bugünkü yasal mevzuat içinde yapabileceklerini dile getirdi. Fakat mevzuatın değişmesinin bakanlığı değil, Meclis’i ilgilendirdiğini ve bu konuda Meclis’in yeni bir yasal düzenleme yapması halinde gereğini yapacaklarını, mevcut yasalardan kaynaklı uygulama sorunları varsa bunları gidereceklerini dile getirdiler.”

YARGI PAKETİNİN YENİDEN ŞEKİLLENECEĞİNİ UMUYORUZ’

DEM Parti dahil birçok çevrenin eleştirdiği yeni yargı paketine ve bunun içeriğine dair olumlu adımların atılıp atılmayacağını sorduğumuz Temelli şunları söyledi: “Bir; hasta tutsaklar, iki; infaz düzenlemesi, üç; idare gözlem kurulları, dört; disiplin cezaları ve Kobanê davası gibi birçok başlığı dile getirdik. Bunları not aldılar. Bu yargı paketinin bu hassasiyetle hazırlanması konusunda ısrarcı olduk. Kendileri de bu konuda çalışma yaptıklarını, kamuoyuna aktarılan kısmın aslında yeterli olmadığını, paketlerin devam edeceğini ve bütün bu sorunlara dair kendilerinin de çalışmaları olduğunu söylediler. Biraz aktardılar ama biz de bunların yeterli olamayacağını söyledik. Bunların toplumun, kamuoyunun beklentisi yönünde düzenlenmesine dair ‘neler yapabiliriz’ sorusu üzerinden tartışmaya çalıştık. Bir de tabii böyle bir siyasi süreçte, yargının bu denli önemli rol oynadığı bir dönemde, daha kararlı ve cesaretli adımlar olmalı. Dikkate alacaklarını ve düzenlemeyi tekrar bu minvalde gözden geçireceklerini söylediler. Bu bizi memnun etti.

Ayrıca 220/6 denen, ‘örgüte üye olmadan örgüt adına suç işleme’ gibi bir düzenlemenin Anayasa Mahkemesi’nden iki defa dönmesine rağmen hâlâ pakette yer alıyor olmasının iyi bir şey olmadığını söyledik. Bunu da tekrar değerlendireceklerini söylediler. Dolayısıyla şimdi yargı paketi hazırlanırken, bugünkü görüşmenin, inanıyoruz ki önemli etkileri olacaktır. Tabii paket Meclis’e geldiğinde, yeniden burada da gerekli temaslarla çalışmalarımıza devam edeceğiz.”

‘ADALETLİ BİR YARGI İHTİYAÇ VAR’

Bu görüşmeler sürerken Selahattin Demirtaş'ın Kürt sorununun müzakere edilmesine ilişkin sözlerine dava açılmasını da değerlendiren Sezai Temelli, ayrıca İmralı’yla bir görüşme daha olup olmayacağını da şöyle yanıtladı:

“Bugün Türkiye bürokrasisinin; yargı bürokrasisiyle, güvenlik bürokrasisiyle, savunma bürokrasisiyle bir bütün olarak siyasetin ve toplumun gündemiyle barışık olması gerekli diye düşünüyorum. Dolayısıyla artık siyasallaşmış bir yargı değil, tamamen adaletli bir yargının ihtiyacını duyuyoruz. Biz bu tür davaların, aslında tıpkı bundan önce olduğu gibi, barış sürecini sabote edici nitelikte olduğunu düşünüyoruz. Dolayısıyla bu bürokratik tavırdan vazgeçilmesi gerekiyor.

İmralı’ya dair bir tarih belirleme süreci olmadı. Çünkü bu konuşmamızın gündemi yargı alanıyla ilgiliydi, düzenlemelere dairdi. O, İmralı heyetimizin yaptığı görüşmelerle biçimleniyor. Dolayısıyla oradaki gelişmeleri İmralı heyetimiz zaten açıklayacaktır.”