Efrînli kardeşler: Yaşananlar Öcalan’ı teyit etti

Efrînli kardeşler Fewzi ve İsmet Qeretepe, Öcalan ile tanışan ve defalarca görüşenlerden. Öcalan’ın o zamanlar söylediği ‘3. Dünya Savaşı Ortadoğu’da yaşanacak’ gibi sözlerini bugün anlamaya başladıklarını söylüyorlar.

Fewzi ve İsmet Qeretepe, Efrînli iki kardeş. Kürt ve Kürtlüğe gönül vermiş, tüm direnişlerin parçası olmuş; 1970 - 80’lere kadar Kürtlük adına yola çıkan bir çok parti ya da grupta yer almışlar. Daha sonra PKK ile tanışmışlar. Hayatlarının bundan sonrası da hep mücadele ve direnişle geçen kardeşler, aynı zamanda Kürt Halk Önderi Abudullah Öcalan’ı da tanıma şansı bulmuşlar.

Türk solundan bir kişinin aracılığıyla 1982’de PKK’yi tanıdığını söyleyen Fewzi Qeretepe, şöyle anlatıyor: “Sizin tarafta bir parti var, kimdirler, ne yapıyorlarlar, diye sordum. ‘Onlar Apoculardır’ dedi. 1983’te tanımak için çabalarım oldu. Daha sonraları arkadaşları gördük, tanıdık. Arkadaşları tanıdıktan sonra çalışmaların içine girdik. Bir süre sonra arkadaşlar bizi Önderlik ile tanıştırmak istedi. İlk defa görmek bizim içinde büyük bir heyecandı. Halep’e bir eve gittik. Sonra Önderlik geldi. Hepimizi tek tek selamladı. Kürtlerin durumu, nasıl yapılması gerektiği üzerine uzunca konuştu. Bir sorum üzerine Önderliğin şu sözlerini unutmuyorum; ‘Biz bir Afrikalıyı getirip Kürt yapamayacağımıza göre biz mecburuz, yapacağız. Biz yapmazsak kim yapacak? Düşman tepesinde durmuş gün gün onu yerin dibine çekiyor, adeta boğmuş. Büyük düşünün, küçük düşünmeyin. Siz büyük düşündükçe küçük şeyler kendiliğinden olur.’

BUGÜN GERÇEKLEŞEN TESPİTİ

Ben altı defa resmi olarak yanına gittim. Bir kere de ziyaret amaçlı. Şu tespitini, bugünkü gerçeklerden sonra anlayabiliyoruz; birinci ve ikinci dünya savaşları Avrupa’da oldu ama 3. Dünya Savaşı Ortadoğu’da olacak. Bu savaşta Kürtler terazi görevi görecek. O zaman Kürtlerin yanında yer alan devlet en güçlü devlet olacak… Önderlik tahlil yaparken aynı zamanda sonucunu da ortaya koyuyordu. 1991’deki bir toplantıda aynen şöyle demişti; ileride Kürtlere büyük saldıracaklar. Peki kim başaracak? Sabırlı ve direnen başaracak. Onlar bizim savaşçılar kadar güçlü ve iradeli değiller. Orduları o kadar başarılı değil ama bizim içimizdeki hainler onlara destek veriyor. Onların önüne geçip üzerimize salıyorlar…

BU SAVAŞTA BİZ KAZANACAĞIZ

Bir çok konuşmasında şunu dile getiriyordu; biz Türkiye’den çıktık, parti kurduk. Ortadoğu’ya geldik ordu kurduk ve şimdi devlet olacağız. Biz dünyada yerimizi almak zorundayız… Bir defasında şöyle demişti; ben sizi yüreğime aldım. Aslında sizi bu yürekten çıkartmak istedim ama Önderlik bizi bırakıp gitti, diyecektiniz. Benim düşmanım İsa’nın düşmanından daha büyüktür. İsa sadece Roma’ya karşı savaşıyordu ama ben tüm dünyaya karşı savaşıyorum. Bu savaşta biz kazanacağız. Düşman bizden tek kelime fayda görmeyecektir…  

HEM BİÇİM HEM CEVHER

Önderlik iki çizgiyi, iki rengi birlikte ilerletiyor. Birinde şekil oluştururken, diğerinde de daha derine, cevhere iniyor. Yani Önderlik hem şekli, hem de cevheri oluşturuyor. Tufanda 33 gün diya adlandırdığı Rusya sürecinde Önderlik, ‘benim buradaki her bir günüm, Ortadoğu’da kaldığım 20 yıllık mücadeledir’ demişti.

BİZİ HALA KORUYAN ÖNDERLİKTİR

Biz bugün buradayız, Önderlik bir adada dört duvar içinde. Bizi burada koruyan Önderliktir. Bir çok insan bunun farkında bile değil. Önderlik, özgürdür. Siyasette, herşeyde özgürdür. Bu gün bile her şeye yön veren Önderliktir. Kürtler, bugün Kürtler Ortadoğu’da denge rolünü oynuyorsa bunu Önderlik sağladı. Yani biz hala Önderliğin başına belayız. Önderlik bize yolu düzeltiyor, açıyor ve bize sadece ilerleyin, diyor. Bizler yerlerimizde oturmuşuz.

BİZDEN ÖZÜR DİLEYECEKLER

Kürt özgürlük mücadelesinde 1987’de aktif yer almaya başlayan İsmet Qeretepe ise şunları paylaşıyor: “Önderliğin yanına 1991’deki Newroz’da gittim. İlk defa Halep’te gördüm. Ondan sonra üç kez daha gittim yanına. İleride Kürtlerin denge rolünü oynayacağı konusundaki tespitini anlayamıyordum. Kendisiyle ilgili söylediği ve sonra gerçekleşen şeyleri anlamakta zorlanıyorduk. Mesela ‘ben nereye gidersem ateşten bir top olacam ve hiç kimse bu ateşe sahip çıkmak istemeyecektir. Kimse bana kapısını açmayacaktır’ sözlerini komplo döneminde yaşadık. Bir kadının sorusu üzerine şu sözleri hala aklımdadır; Bir gün gelecek Amerika Kürtlerden özür dileyecek…