Diyalog Çalıştayı: Özerk Yönetim modeli tüm Suriye’de hayata geçirilmeli

Kuzey ve Doğu Suriye Din ve İnançlar Meclisi Koordinasyonu, 5 Ocak Pazar günü düzenlediği Diyalog Çalıştayı’nın sonuç bildirgesini açıkladı.

Diyalog Çalıştayı’nın sonuç bildirgesinde bir dizi görüş ve öneri yer aldı. Bildirgede özellikle, “Özerk Yönetim modelinin tüm Suriye coğrafyasında hayata geçmesi, Suriye’deki din ve inançların geleceğinin güvenceye alınması demektir” vurgusu yapıldı. 

Bildirgede şu sonuçlara varıldı:

“-Etnik ve inanca dayalı şiddetin her türlüsü durmalı, Suriye toplumunun bileşenleri arasında inkar ve küçük düşürücü yaklaşımlar reddedilmelidir.

-Kadın, yaşamın ve toplumun temelidir. Toplumun özgürlüğü kadının özgürlüğüne bağlıdır.

-Anayasa, ‘Din Allah için, vatan herkes herkes için’ diyen, İslam’ın demokratik ilkelerini temsil eden Medine Sözleşmesi gibi tüm dinleri ve inançları bir araya getirmelidir.

-Dinler ve Êzidîlik, Zerdeştilik , İsmaililik, Alevilik ve Dürzilik gibi inançlar anayasada tanınmalı, ayin ve vecibeleri yasalarla korunmalıdır.

-Suriye’de azınlık ve çoğunluk ilkesini reddeden, etnik ve ulusal farklılıkları içeren; eğitsel, pedagojik, siyasi ve sosyal dayatmaları reddeden bir anlayışla, Suriye’nin geleceği için ülkenin adı ‘Suriye Cumhuriyeti’ olmalıdır.

-Alevi, Hristiyan ve Êzidîlere yönelik insanlık dışı uygulamaları kınıyoruz. Bu uygulamalar Suriye toplumunun ulus, kardeşlik ve ortak yaşam ilkelerine zarar veriyor.

-Ağustos 2014’te teröristler tarafından Êzidîlere yönelik soykırıma katılanlar yargılanmalı ve hesap sorulmalıdır.

-Baas rejimi ve Türkiye iktidarı, işledikleri savaş suçları nedeniyle uluslararası mahkemelerde yargılanmalıdır. Tüm Suriyeli göçmenlerin yurtlarına güven içinde dönmeleri talep edilmelidir.

-Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi modeli, Suriye devriminde yıllardır bütün din ve inançların hoşgörü, barış ve saygı içinde yaşadığını; inançlar için özgürlük örneği olduğunu ispatlamıştır. Bu nedenle Özerk Yönetim modelinin tüm Suriye coğrafyasında hayata geçmesi, Suriye’deki din ve inançların geleceğinin güvenceye alınması demektir.”