BM’de DAİŞ konferansı: Uluslararası güçler sorumluluk almalı

BM’de düzenlenen DAİŞ konulu konferansta söz alan alanında uzman akademisyenler, uluslararası güçleri DAİŞ çetelerinin yargılanması noktasında sorumluluk almaya çağırdı.

9 Eylül’de Cenevre Birleşmiş Milletler (BM) Ofisinde başlayan BM İnsan Hakları Konseyi 42. İnsan Hakları Oturumları, ülkelerde yaşanan insan hakları ihlalleri üzerine yapılan tartışmalarla devam ediyor. Oturumlara paralel olarak BM Cenevre ofisinde sivil toplum kuruluşları da belli konulardan konferans ve paneller gerçekleştiriyor.

Halklar Arasında Dayanışma ve Irkçılık Karşı Hareket (MRAP) ve Cenevre Uluslararası İnsancıl Hukuk ve İnsan Hakları Akademisi (Geneva Academy) tarafından QSD denetiminde Kuzey-Doğu Suriye topraklarında tutulan DAİŞ üyeleri ve ailelerinin durumuna ilişkin bir konferans düzenlendi.

Konferansa konuşmacı olarak Cenevre Üniversitesi Uluslararası Hukuk Profesörü ve Geneva Academy Genel Direktörü Marco Sassoli, BM Yargısız İnfaz ve Keyfi Gözaltılar özel raportörü Agnes Calamard ve Kuzey-Doğu Suriye (Rojava) Fransa Temsilcisi Xalit İsa katıldı.

SASSOLI: ROJAVA’NIN STATÜSÜNÜN TANINMAMASI BİR ENGEL

Geneva Academy Genel Direktörü Marco Sassoli, Kuzey-Doğu Suriye’deki DAİŞ üyelerinin ve ailelerinin durumunun hukuksal bir sorun olduğu kadar insancıl hukukun konusu olduğunu söyleyerek konuşmasına başladı. DAİŞ çetelerinin yargılanması noktasında hukuksal boşlukların olduğunu dile getiren Sassoli, “Rojava’nın statüsünün uluslararası alanda kabul edilmemesi burada bir mahkemenin kurulmasını zorluyor. Ne yazık ki uluslararası hukuk, ulus devletler üzerine inşa edilmiş. Burada uluslararası bir mahkeme kurulması için Suriye rejiminin buna izin vermesi gerekir” şeklinde konuştu.

‘ULUSLARARASI GÜÇLER İSTERSE HUKUKSAL BOŞLUKLAR GİDERİLEBİLİR’

Sadece askeri olarak tanınan bir bölgede uluslararası bir mahkemenin kurulmasının zorluklarından bahseden Sassoli, “Cenevre Sözleşmesi, savaş suçları kapsamında askeri bir grup denetiminde uluslararası bir mahkeme kurmasını öngörüyor ama burada da hukuksal boşluklar var. Uluslararası güçler eğer nasıl bir yargılama da fikir birliği oluşturursa bu hukuksal boşluklar giderilebilir. Önemli olan bu insanları bir terörist grup olarak değil de bir savaş suçlusu olarak yargılamak” dedi.

“Batılı devletler ulusal yasalarını kullanarak, evrensel hukuk çerçevesinde ortak bir mahkeme kurup kendi vatandaşı olan DAİŞ üyelerini yargılayabilir” diyen Sassoli, “Bu şekilde Kuzey-Doğu Suriye’de bir mahkeme kurulması tartışılabilir ama burada da Suriye’nin rejiminin onayı olması gerekir. Eğer batılı güçler isterlerse bu mahkemeyi herhangi bir batı ülkesinde örneğin İsviçre’de Cenevre’de de kurabilir, ama uluslararası hukuk suçun işlendiği yeri esas aldığı için bunun önünde de bir engel var” diye ekledi.

XALIT İSA: O TOPRAKLARA GÜL GÖTÜRMEK İÇİN GİTMEDİLER!

Sassoli’nin ardından söz alan Kuzey-Doğu Suriye (Rojava) Fransa Temsilcisi Xalıt İsa ise DAİŞ eşlerinin suçsuz olduğu gibi tartışmaları eleştirerek konuşmasına başladı. İsa, “Evet bazıları arasında bir ayrım yapılabilir ama unutmayalım ki bu kadınlar o topraklara gül götürmek için gitmediler. Biz kimseye baştan suçlu gözüyle bakmıyoruz bizim de yasalarımız var bu temelde bir hukuksal bir süreç işliyor. Her şeyden önce Kürtlerin DAİŞ’e karşı büyük bir mücadele verdiğini kimse unutmamalı. Biz bu savaşta binlerce gencimizi, kadınımızı, çocuklarımız kaybettik” dedi.

‘SORUMLULUK ALMALILAR’

Uluslararası güçlerin DAİŞ çetelerini yargılamak için üzerine düşen sorumluluğu hala yapmaktan kaçınmasını eleştiren İsa, “Uluslararası yasalar da terörist tanımını veya savaş suçu tanımını çok açıktır. Bu temelde bizlerde batılı güçlere bu suça karışan kendi insanlarını nasıl yargılanması gerektiği noktasında bize yardımcı olmasını istiyoruz. Bu insanların başka bir yere transfer edilerek orada yargılanması tartışılıyor bu kabul edilemez. Bu insanlar o topraklarda suç işledi, o topraklarda yargılanmalı. Biz birçok devletle görüşerek kendi vatandaşlarını almasını istedik ama bugüne kadar bundan kaçındılar. O zaman bizde diyoruz ki bu topraklarda uluslararası bir mahkeme kurarak birlikte yargılayalım” şeklinde konuştu.

‘ULUSLARARASI BİR MAHKEMENİN KURULMASI İMKANSIZ DEĞİL’

Bölgede uluslararası bir mahkemenin kurulmasının söylendiği kadar imkânsız olmadığını söyleyen İsa, BM Güvenlik Konseyi’nin ve uluslararası güçlerin istemesi doğrultusunda bir mahkemenin kurulabileceğinin altını çizdi. “Önceliğimiz DAİŞ çetelerinin suç işlediği topraklarda yargılanmasıdır” diyen İsa, bu noktada uluslararası güçleri ve kurumları bu noktada sorumluluk almaya çağırdı. İsa son olarak, “Kimse unutmasın ki DAİŞ terörüne karşı en büyük mücadeleyi bizler verdik ve vermeye devam ediyoruz. QSD, DAİŞ’e karşı kurulan koalisyonun en büyük parçasıdır ve her noktada söz söyleme hakkına sahiptir” diye ekledi.

BM RAPORTÖRÜ: MAĞDURLARIN TALEBİ DİKKATE ALINMALIDIR

Konferansa video-konferans yöntemiyle katılan BM Yargısız İnfaz ve Keyfi Gözaltılar özel raportörü Agnes Callamard ise DAİŞ üyelerinin yargılanmasının doğru temelde yapılması ve mağdurların taleplerinin dikkate alınması şeklinde yapılması gerektiğini söyledi. Collamard, “Uluslararası toplum ve kurumlar bu noktada üzerine düşen sorumluluktan kaçmamalı. Yargılama her nasıl olursa olsun temel olan bu terörün mağdurları arasında bir ayrım yapılmadan gerçekleşmesi olmalıdır. Yargılama bütün mağdurları taleplerini dikkate alacak şekilde yapılmalı” dedi.

Konferans yapılan sunumların ardından geçilen soru-cevapların ardından son buldu.