İZLENİM

Ölüm yok, döngü var

Dilpak, gözleri yıldız gibi parlayan bir savaşçı. Ülkesini savunurken şehit oldu...Ve birkaç gün önce Efrîn’e bir müjde verildi. Dilpak’ın annesi doğum yapmıştı, dünyaya küçük bir erkek çocuğu getirmişti. Çocuğun kulağına Dilpak diye fısıldadı.

On yıl önce İran’ın batısında yer alan ve Irak’a sınır olan Kirmanşan Eyaleti kırsalında yani Hewreman dağlarında yaşlı bir dede tanımıştım. O, benim devrimci hayatımın en büyük ve güzel öğretmenlerindendi. Ben ona “Bozork Derviş Baba” (büyük derviş baba) derdim, o ise bana “zenê şoreşger” (devrimci kadın) derdi. Çok yaşlıydı ve eninde sonunda öleceğini biliyordum. Öleceğinden korktuğumu hissettiği bir gün kulağıma eğilip “Mirdin nist, dono dono hest” (Ölüm yok, döngü var) dedi. Bu bana öğrettiği hakikatlerden sadece bir tanesiydi. Ve şimdi yıllar sonra kilometrelerce uzak bir mekânda o bilge ermişin öğretisi kendini bana hatırlatıyor. “Ölüm yok döngü var!” Yaşamın sadece bir döngü olmadığını da öğrenmemiz, ileri yürümeyi öğrenmemiz ile eşittir. Çünkü hayat, sadece yürünmesi gereken dümdüz bir yol değil, ya da bizi içine alan döngüsel bir girdap değil… Belki de an denen şimdiye, verilecek cevap, tarihsel olmaktır... Her yaşamın, içinde ölümü taşıdığına ve her ölümün yeni bir yaşam doğurduğuna inanmak ile başlıyor anlam. Ve anlamadan ifade bulmuyor acı ve sevinç… Anlamak ile başlıyor acı çekmek, anlamak ile başlıyor sevmek… 

Niye mi anlatıyorum bunları, bilmem belki de sadece çağrışım… Sezgisel bir denklem belki de… 

On yıl önce İran’ın batısında yer alan ve Irak’a sınır olan Kirmanşan Eyaleti kırsalında yani Hewreman dağlarında yaşlı bir dede tanımıştım. O, benim devrimci hayatımın en büyük ve güzel öğretmenlerindendi. Ben ona “Bozork Derviş Baba” (büyük derviş baba) derdim, o ise bana “zenê şoreşger” (devrimci kadın) derdi. Çok yaşlıydı ve eninde sonunda öleceğini biliyordum. Öleceğinden korktuğumu hissettiği bir gün kulağıma eğilip “Mirdin nist, dono dono hest” (Ölüm yok, döngü var) dedi. Bu bana öğrettiği hakikatlerden sadece bir tanesiydi. Ve şimdi yıllar sonra kilometrelerce uzak bir mekânda o bilge ermişin öğretisi kendini bana hatırlatıyor. “Ölüm yok döngü var!” Yaşamın sadece bir döngü olmadığını da öğrenmemiz, ileri yürümeyi öğrenmemiz ile eşittir. Çünkü hayat, sadece yürünmesi gereken dümdüz bir yol değil, ya da bizi içine alan döngüsel bir girdap değil… Belki de an denen şimdiye, verilecek cevap, tarihsel olmaktır... Her yaşamın, içinde ölümü taşıdığına ve her ölümün yeni bir yaşam doğurduğuna inanmak ile başlıyor anlam. Ve anlamadan ifade bulmuyor acı ve sevinç… Anlamak ile başlıyor acı çekmek, anlamak ile başlıyor sevmek… 

Niye mi anlatıyorum bunları, bilmem belki de sadece çağrışım… Sezgisel bir denklem belki de… 

KAYNAK: YENİ ÖZGÜR POLİTİKA/MEDYA DOZ