Sur'da yıkım protestosu: Terk etmeyeceğiz!

Sur'da Türk devletinin yıkım planı, halk, siyasi partiler ve milletvekilleri tarafından protesto edildi.

Amed'in Sur ilçesinin Alipaşa ve Lalebey mahallelerinde yapılacak yıkıma karşı HDP, DBP ve ESP il örgütleri, HDP milletvekilleri ve Mimarlar Odası, Alipaşa Mahallesi’nde protesto gösterisinde bulundu. Lalebey ve Alipaşa mahallelerinden çok sayıda kişi de eyleme katıldı. Buraya gelen polisler ise açıklama yapılması halinde müdahale edecekleri tehdidinde bulundu.

'KÜRDÜN YERİ SİZE MEZAR OLUR!'

Halk polise tepki gösterirken, DBP İl Eş Başkanı Zeki Baran, devletin varlığını Kürt halkının yokluğu üzerine kurduğunu söyledi. Sur’da yaşayan halkın geçmişini, evlerini kaybetmeyle yüzyüze olduğunu söyleyen Baran, Sur’un sıradan bir ilçe olmadığını, devlete peşkeş çekilemeyeceğini vurguladı. Baran, “Sur’u yıkmak istiyorlar. Bunu da zorla yapıyorlar. Her gün devletin yetkilileri gelip, ‘Ya burayı başınıza yıkarız ya çıkarsınız ya da elektrik ve suyunuz keseriz’ diyorlar. Sur’da insanlar burada doğup büyümüşler. Herkes çok iyi bilsin, Kürtlerin evleri, yerleri kimseye yer olmayacak ancak ona mezar olur. Bugüne kadar böyle olmuş, bundan sonra da öyle olacak” diye konuştu.

Ardından Alipaşa Mahallesi’nde oturan ve evleri yıkılacağı listede olan Mevlüde Kaya söz aldı. Kaya, ne olursa olsun Sur’u terk etmeyeceklerini vurguladı.

TERK ETMEYECEĞİZ'

Alipaşa Mahallesi’nde oturan bir diğer mahalle sakini Mevlüt Dağtaş ise 68 yaşında olduğunu ve kendini bildiği günden bu yana Sur’da yaşadıklarını anlattı. Dağtaş, “Herkes bilsin ki başımızı veririz; Sur’u vermeyeceğiz. Tankı topu olanlar gelip bizi zorla çıkarabilirler, ama biz terk etmeyeceğiz. Elektriklerimizi, suyumuzu kesmekle tehdit ediyorlar. Kessinler, biz susuz da olsa karanlık da olsa buradan çıkmak istemiyoruz. Biz burada doğduk, burada ölmek istiyoruz. Kimsenin parasına ihtiyacımız yok” dedi.

UNESCO'YA TEPKİ

Mimarlar Odası Şubesi Eş Başkanı Şerefhan Aydın ise şöyle konuştu:

"Son iki yıldır Sur’da ciddi rant işgali söz konusudur. Sur’u yıkıp rant alanlarına çevirmek istiyorlar. Halkı kent içinde sürgüne zorluyorlar. Bu yöntemi kesinlikle doğru bulmuyoruz. Burada çıkan halk ağır travmalarla karşı karşıya kalıyor. Herkese çağrıda bulunuyorum; halkın sesine ses olalım. Yine UNESCO’ya seslenmek istiyorum: Sözde 2015’te UNESCO Sur’u korumasına aldı ancak Sur’da gelişen hiçbir yıkıma karşı çıkmıyor. Sur’un içindeki yapılar Sur’un ruhunu oluşturuyor. UNESCO sadece bedenleri korumaya almışsa onun hiçbir anlamı yoktur. Yapılar, yaşam, tarih, kültür yoksa hiçbir şeyin önemi yoktur. Bu pervasızca saldırılara karşı herkes sesini çıkarmasını istiyoruz.”