GÖRÜNTÜLÜ

Pasûr’da köyler baraj altında kalıyor: Topraklarımızı terk etmeyeceğiz

Pasûr’da köyleri baraj altında kalacak olan halk, Türk devletinin Kürtleri yok etme politikası uyguladığını belirterek, “Topraklarımızı da doğamızı da terk etmeyeceğiz” dedi.

EKOLOJİK KIRIMA KARŞI DİRENİŞ

Amed’in Pasûr (Kulp), Licê (Lice), Farqîn (Silvan) ve Hezro (Hazro) ilçelerinin kesişim noktası olan Geliyê Godernê (Vadisi), baraj yapımı nedeniyle yerle bir edilip tanınmayacak hale getirildi. Su tutması beklenen Silvan Barajı ise, binlerce yıllık tarihe sahip Geliyê Godernê ve geçtiğimiz ay bir kısmı dinamitleme nedeniyle çöken tarihi Taşköprü’yü sular altında bırakacak. Proje kapsamında şu ana kadar 10’u aşkın köy su altında kalırken yaklaşık 50 köyün de su altında kalması bekleniyor.

‘ASKER ZORUYLA KÖYÜ TALAN ETTİLER’

Pasûr’un Qokan ve Kerika köyleri de su altında kalacak köylerden ikisi. Köyde yaşayanlar devletin tüm politikalarına rağmen köyü terk etmemekte kararlı olsa da baraj çalışması kapsamında birçok tarla talan edildi. Köylüler, ekim yaptıkları arazilerin sular altında kalmasına tepki gösterse de yetkililer köylüleri görmezden geliyor.

Köyün talan edildiğini söyleyen Maşallah Karaman, “Askerlerle köyümüze giriyorlar. Asker zoruyla arazilerimizi talan ediyorlar. Köyü terk etmek istemiyoruz, topraklarımızı terk etmek istemiyoruz. Benim tapulu binlerce hektarlık arazime devlet zorla el koyup baraja kurban ediyor. Ne bir ağaç ne bir çiçek bıraktılar. Barajlarla, petrollerle tüm doğamızı yok ediyorlar. Askerlerle, kepçelerle arazime giriyorlar, arazimi talan ediyorlar. Bu arazilerde, tarlalarda benim ve çocuklarımın emeği var. Çocuklarım burada iş kalmadığı için gidip batı illerinde inşaatlarda çalışıyorlar. Elleri perişan olmuş. Burada topraklarımız varken neden çocuklarımız batıda heba oluyorlar” dedi.

‘BAŞKASININ EMEĞİNE GÖZ KOYANDAN DİNDAR OLUR MU?’

Karaman, “Bunlar kimseden korkmuyor mu? Allah’tan korkmuyorlar mı? Dinden korkmuyorlar mı? Sorsanız hepsi Müslüman, hepsi dindar. Bu nasıl dindarlıktır? Başkasının emeğine göz koyandan dindar olur mu? Ben çocuklarımın emeğini onlara bırakmayacağım. Köyümü terk etmeyeceğim. Onlar istiyor ki biz topraklarımızı terk edelim, gidelim. Hiçbir yere de gitmeyeceğiz, onlara rağmen topraklarımızı yeşertmeye devam edeceğiz. Onlar insan değil, insanlıktan nasiplenmemişler” dedi.

‘ONURUMUZA YEDİREMEYİZ’

Köyde yaşayan Arzu Karaman da, “Bu baraj bu topraklarda ne ağaç bıraktı, ne hayvan bıraktı, ne tarih bıraktı. Kaç yıldır bu baraja karşı sesimizi yükseltiyoruz ama kimse duymuyor. Kimse bu halkın direnişine sahip çıkmıyor, kimse bu halkın sesini duymuyor. Kimse bu katliama ‘dur’ demiyor. Geçen gün bir tabur asker getirip araziye soktular. Sırf arazi talan edilirken tepki göstermeyelim diye. Biz ona rağmen tepki gösterdik, tartıştık ama askerler bizi itip, hakaret etti. Görüntü çektik, zorla telefonlarımızdaki görüntüleri sildiler. Birilerinin buna tepki göstermesi için ne olması bekleniyor? Devletin askeri gelip burada analarımızı tehdit ediyor. Burada çalışan kepçe operatöründen kamyon şoförüne kadar hiçbiri utanmıyor, hiçbiri demiyor ‘biz ne yapıyoruz’. Hepsi de Kürt, hepsi bu topraklarda doğup büyümüşler. Ayıp, günahtır. Nasıl onurlarına yediriyorlar. Tepki gösterdiğimizde ‘biz de Kürt'üz’ diyorlar. Siz Kürt falan değilsiniz. Kürt olan toprağını katletmez” diye konuştu.

‘KİMSE PARA İÇİN TOPRAĞINI SATMASIN, KIYAMETİ KOPARMALIYIZ!’

Köy muhtarlarının da ihalecilerle iş birliği yaptığına değinen Arzu Karaman, şunları söyledi: “Anneler gidip arazilerin başında nöbet tutuyor. Her seferinde de askerler gelip annelerimizi ite kaka oradan uzaklaştırıyorlar. Annelerimize hakaret ediyorlar. Biz buna nasıl göz yumarız? Bunun için bile olsa kıyamet koparmalıyız. Sesimizi çıkarmayalım diye ne kadar asker varsa buraya göndermişler. Bizi askerlerle korkutuyorlar. Topraklarımızı komple talan ettiler. Tapulu arazilerimize bile kepçe ve kamyonla girip talan ediyorlar. Biz bu katliamın durmasını istiyoruz. Halkımız asla bunlara izin vermemelidir. Kimse para için toprağını satmasın. Toprağımıza, doğamıza sahip çıkalım. Toprağımızı da doğamızı da terk etmeyelim."