Beritan: Rojhilat'taki Kürt güçleri bir platformda birleşmeli

İran halklarının toplumsal ve siyasi kimlikleri için mücadele etmesi gerektiğini belirten KODAR eşbaşkanı Fuat Beritan, "Rojhilat'taki bütün Kürt güçleri bir platformda birleşmeli" dedi.

İran'da yaşanan siyasi ve toplumsal krizleri atlatmanın birinci yolunun eski anlayışları terk etmek olduğunu söyleyen Doğu Kürdistan Demokratik ve Özgür Toplum sistemi (KODAR), eşbaşkanı Fuat Beritan, İran Cumhuriyeti'nin eski anlayışında ısrar etmesi durumunda KODAR olarak hiçbir şekilde demokratik olmayan bir sürecin parçası olmayacaklarını vurguladı.

Radikal demokrasiden yana olduklarının altını çizen Fuat Beritan, KODAR'ın bütün demokratik gücüyle ve toplumları esas alma stratejisiyle, demokratik modelin büyümesi için mücadele ettiğini belirtti. KODAR eşbaşkanı Fuat Beritan'nın ajansımıza verdiği röportajın 2. kısmı şöyle:

İçte ve dıştaki İran muhalifleri sizinle mi? Bazı taraflar yol haritasının gerekli olmadığını savunmakta bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Bazı muhalif güçlere göre İran Cumhuriyeti değişemez, bu yüzden de KODAR’ın sunmuş olduğu yol haritasını gereksiz görüyorlar. Bazılarına göre ise, demokratik bir değişim gerekli değil ve var olan koşullarla devam edebileceklerini belirtiyorlar. Var olan koşullarla devam etmek ve dışarıdan beklenti içinde olmak, bazı krizleri kendisiyle beraber getirecek. Suriye bu konuda önemli bir örnektir. 3. çizgi değişimi üretir ve krizlerin artmasında bir rolü yoktur. İran’daki var olan koşullarla devam etmek yeterince trajiktir.

Bir yanda kriz ve kaoslar, diğer yanda da dış güçlerin yarattığı siyaset yapamama hali. Ekonomik, siyasi ve toplumsal krizleri atlatmanın birinci yolu, eski anlayışları terk etmekle sağlanabilir. İran Cumhuriyeti eski anlayış ve durumda ısrar ederse, KODAR hiçbir şekilde bu demokratik olmayan bu sürecin bir parçası olmayacak. İran’ı demokratikleştirmek, sadece hükümetin görevi değil; bu görev aynı zamanda halklara, kadınlara ve aydınlara da düşmekte.

KODAR RADİKAL DEMOKRASİDEN YANADIR

Toplumu esas almayan güç, bütün enerjisini iktidar için kullanırsa, bu güç demokrasi kategorisinde yer alamaz. Demokratik sürecin birinci şartı toplumu esas almakla sağlanabilir. Toplum birlik ve demokratikleştirme ile iktidar üzerinde değişimi farz kılabilir. İktidar ise toplumun iradesini tanımalı ve bu şekilde demokratik bir çözüme yol açabilir.

KODAR’ın anlayış, strateji ve formülasyonu diğer ekol ve partilerinkinden farklıdır. Stratejik anlamda, demokratik öz yönetimin sağlanmasını esas alır. Aynı zamanda toplumun bütün kesimlerinin katılımını da önemli görmekte. Bu devletçi olmayan bir modeldir ve anayasayı demokratikleştirmek istemekte. Bahsettiğim bu maddeler KODAR’ın yol haritasında ayrıntılı bir şekilde işlenmiştir.

KODAR radikal demokrasiden yanadır. KODAR bütün demokratik gücüyle ve toplumları esas alma stratejisiyle, demokratik modelin büyümesi için mücadele etmekte. Kürdistan halkları için ve özellikle Kürt halkı için stratejik bir biçimde demokrasiyi esas alır. Kürt halkı da inkar ve tehditlere karşı boyun eğmemeli ve kendilerini savunmalılar.

Bu şartlar altında Kürt halkı ve Doğu Kürdistan’a düşen sorumluluklar nelerdir?

İran halkları ve Doğu Kürdistan’daki Kürt halkı, toplumsal ve siyasi kimlikleri için mücadele etmeliler. Kürt halkı örgütlenme meselesinde zayıf olursa ve meşru savunma çizgilerini güçlendirmezler ise, başarıya ulaşamazlar. İran eğer kriz ve kaos istemiyorsa, Kürt halkı başta olmak üzere İran halkının sorunlarını çözmeli. İran rejimi eğer bu gerçeği kabul etmeyip, Kürdistan üzerinde teslimiyeti dayatırsa, bu adımlar rejim için yeterince tehlikeli olur. Şimdiye kadar hiçbir devlet zindan ve işkenceyle başarıya ulaşamamış.

KODAR olarak çözüm projemiz sadece var olan ekoller ve güçler için değil, yakın zamanda Doğu Kürdistan partileri için de bazı önerileri sunabiliriz. Bütün Kürt güçleri, bir platformda birleşmeli. Farklı siyasi partiler, halkın çıkarı için birliğini kurmalı. Bu yüzden de KODAR görüşmeler ve tarafların katıldığı demokratik bir cephenin oluşması için, kendini sorumlu görmekte. Suriye’nin durumuyla gördük ki, dışardan gelen güçlerin amacı siyasi çıkmazları, despotizmi devam ettirmektir. Yine değişim yaratamamakta, demokrasi ve özgürlüğü getirememekteler.