Ölüm orucu eylemcisi Topkaya'nın annesi: Sağlıkları çok kötü

Tecride karşı ölüm orucunda olan tutsaklardan Ahmet Topkaya'nın annesi, oğlunu anlattı. Anne Fatma Topkaya, "Sağlıkları hiç iyi değil" uyarısında bulunarak, derhal tecridin kalkmasını istedi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in öncülüğünde başlatılan açlık grevi eylemleri devam ediyor. 30 Nisan tarihi itibarıyla açlık grevindeki tutsaklardan 15'i bedenlerini ölüm orucuna yatırdı. Bu tutsaklardan biri de Diyarbakır D Tipi Hapishanesi'nde bulunan Ahmet Topkaya. 

Amed'in Hani ilçesinde doğan Topkaya, ilk ve orta öğrenimini burada tamamladı. Liseye geçtikten sonra Kürt Özgürlük Mücadelesi'ne olan sempatisinden dolayı öğrenimini tamamlamayarak yönünü dağlara verdi. 2010 yılında PKK saflarına katılan Topkaya, 2014'te Kobanê'deki direnişte yer aldı. 2016 da Amed'in Lice ilçesine bağlı kırsalda yaşanan bir çatışmada yaralı olarak rehin alınan Topkaya, o tarihten itibaren Diyarbakır D Tipi Hapishanesi'nde bulunuyor. Topkaya, 23 yıl 'ceza' aldıktan sonra, dosyası Yargıtay tarafından bozularak yeniden görülmeye başlandı. 

Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle devam eden açlık grevi eylemlerine 1 Mart tarihinde katılan Topkaya, 30 Nisan'dan beridir de farklı hapishanelerde bulunan 15 arkadaşıyla birlikte eylemini ölüm orucuna dönüştürmüş durumda. Topkaya'nın annesi Fatma Topkaya, ANF'ye konuştu. 

NASIL BİR ÇOCUKTU?

Çocuklarını yoksulluk koşullarında büyüttüğünü belirten Anne Topkaya, oğlu Ahmet'in diğer çocuklarından farklı olduğunu kaydetti. Oğlunun genellikle kendinden büyüklerle vakit geçirdiğini söyleyen Topkaya, çevresine ve ailesine de çok iyi davrandığını ifade etti. Anne Topkaya, şöyle devam etti: "Değil ki şu an hapishanededir diye ben bunları söylüyorum. Zaten genel olarak da Ahmet çok iyi bir evlattır. Şimdi oturduğumuz şu mahalleye çıkın, Ahmet'i kimse sorarsanız sorun onun hakkında tek kötü bir laf duyamazsınız. Örneğin, biz tarlaya çalışmaya gittiğimizde Ahmet de babasıyla inşaata çalışmaya gidiyordu. Babasından önce eve gelir, ortalığı toparlar, yemek hazırlar ve bizi beklerdi. Bunu da her gün yapardı. Hiçbir zaman beni üzmedi. Sadece şu an ölüm orucunda olmasından dolayı üzülüyorum."

'EVDEN ÇALIŞMAYA GİDİYORUM DİYE ÇIKTI...'

Oğlunun evden çıktığını güne ilişkin de konuşan Anne Topkaya, "Ben evde değildim, bostana gitmiştim. Eve geldiğimde küçük kızım bana ağabeyi Ahmet'in Antalya'ya çalışmaya gittiğini söyledi. Aradan yıllar geçti, bir gün bir akrabamız eve gelip Ahmet'in televizyonda çıktığını söyledi. Sonra telefona girip internetten de baktılar. Haberlerde gördük ki Lice'de yakalanmış. Daha sonra zindan süreci başladı. 3 yıldır zindandadır" diye konuştu.

'SAĞLIĞI HİÇ İYİ DEĞİL'

Hapishanelerden ölümlerin çıkmasını istemediğini vurgulayan anne Topkaya, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: "Bunu sadece kendi şahsım adına söylemiyorum. Hiçbir annenin ağlamasını istemiyorum. Artık yeter. Kürdü veya Türkü fark etmez. Hiç kimsenin artık ölmesini istemiyoruz. Her hafta gidip Ahmet'i görüyorum. Sağlığı hiç iyi değil. Her ne kadar bize yansıtmasa da iyi olmadığını görüyoruz. Artık gözleri bile açılacak durumda değil. Hem onun hem de arkadaşlarının. Biz insanlarımızın iyiliğini istiyoruz. Herkes eşit olsun ve ölümler olmasın diyoruz."