'Zulme karşı kalkan olacağız'

Kayyum gasbına karşı her gün Demokrasi Nöbeti’nde biraraya gelen biri 81, diğeri 72 yaşında iki arkadaş olan Abdulaziz Acır ve Fethi Şahin, kayyum gidene kadar eylemlerini sürdüreceklerini belirttiler.

Kürt halkının demokrasi ve özgürlük mücadelesi birçok dostluk, arkadaşlık ve yoldaşlık ortaya çıkardı. Abdulaziz Acır ve Fethi Şahin isimli iki yaşlı insan, iki arkadaş ve iki çoban. Biri 81 diğeri 72 yaşında. 9 sene önce sivil Cuma namazlarında tanışıyorlar. O günden beri birlikte eylemlere katılıyorlar. Her iki yoldaş son olarak kayyum gasplarına karşı başlatılan ve 44. gününe giren Demokrasi Nöbeti’nde bir araya geldiler. Mardin’e bağlı Derik ilçesinin Hetbê köyünde 1938 yılında dünyaya gelen Abdulaziz Acır, 1989 yılında ekonomik sorunlar yüzünden Amed’e göç etmek zorunda kalıyor.

Mardin ve Amed’de 45 yıl boyunca çobanlık yaparak ailesini geçindiren Acır, çobanlığın yanı sıra 28 yıldır Kürt siyasi mücadelesinde birçok görevde yer aldı. 11 yıldır mahalle camisinde namazını kılan Acır, hiçbir zaman sistemin imamlarının arkasında saf tutup namaz kılmadığını ve kılmayacağını belirtiyor. Son olarak Amed, Mardin ve Van büyükşehir belediyelerinin gasp edilmesine karşı başlatılan Demokrasi Nöbeti eylemindeki yerini alan Acır, gasbı ve zulmü protesto ediyor.

KÜRTLERE KARŞI SALDIRI VAR

Eyleme katıldığı için mutlu olduğunu ifade eden Acır, “Kürt halkının irade ve haklarına karşı bir saldırı var. Zulmün olduğu her yerde ayakta olacağız. Bu saldırıları önleyecek olan Kürt halkının kendisidir. Kutsal Kuran’da zulmün olduğu yerde direnişin farz olduğu söyleniyor. 31 Mart seçimlerinde büyük bir direnişle kayyumları Kürdistan’dan silip süpürdük. İrademizle seçtiklerimiz göreve geldi. 44 gündür irademizin gasp edilmesine karşı direniyoruz. Artık devlete inancım kalmadı. Bundan sonra hiçbir devlet kurumunun benim için bir anlamı yok. Yaşadığım sürece hak ve adalet için mücadele edeceğim. Haklıyız ve başaracağız. Kayyum hırsızlık ve münafıklıktır" diye konuştu.

Sivil itaatsizlik eylemleri kapsamında 2011 yılında Kürt siyasi hareketi tarafından başlatılan ve kısa sürede tüm Kürdistan kentlerine yayılan Sivil Cuma Namazlarına ilk katılanlardan biri olan Acır konuya ilişkin şunları belirtti: "Camilere karşı değilim. Fakat devlet resmi ideolojiyi bize dayattığı için devletin camilerine gitmiyorum. Mahallemizde bir imamız var ve kendi camimize gidiyoruz. Hiçbir zaman sistemin imamlarının arkasında saf tutmam. Çünkü kutsal Kuran’a değil, devletin çıkarlarına göre hareket ediyorlar.

Camiye gittiğimizde açık bir şekilde Kürt halkına hakaret edip, Atatürk ve Erdoğan için dua okutuyorlardı. Niye katillerim için dua okuyayım. Erdoğan’ın İslam’la hiçbir ilgisi yok. İslam’dan anlamıyor. Dinimizde yalan ve zulüm yoktur. Erdoğan sabahtan akşama kadar yalan söyleyip Kürtlere hakaret ediyor. Bu İslam dini değil, münafıklıktır. Erdoğan yalan ve zulümle münafıklık yapıyor. Açık bir şekilde dini kendi çıkarları için kullanıyor. Allah’a karşı çıkıyor. Dini araç yapıp yalan söyleyenlerin bu topraklarda yeri yok."

‘HAKKINIZA SAHİP ÇIKIN’

Kürdistan’da Kürt halkının tüm yaşam hakkının elinden alınıp yasaklandığını belirten Acır, yaşanan hukuksuzluk karşısında herkesin hakkına sahip çıkması gerektiğini belirterek şu çağrıda bulundu: "Toplumun ayağa kalkması gerekir. Hiçbir zaman alternatifsiz değiliz. Güçlüyüz ve yaşamımızı kurabiliriz. Kim elinden ne geliyorsa yapmalı. Eylemlere katılmalı, mahalle, köy ve kentlerde herkes kendini örgütlemeli. Çocuklarının ve halkının geleceğini düşünenler bu zulmü kabul etmemeli, her gün eylemlerdeki yerini almalı. Kayyum hakların gasp edilmesidir. Bu gasba karşı ayağa kalkmalıyız."

Amed’in Çınar ilçesine bağlı Dêlgur köyünde 1947 yılında dünya gelen Fethi Şahin ise 12 yıl önce Amed kent merkezine göç ediyor. Hayvancılık ve tarım işleriyle de uğraşan Şahin çocukluğundan beri çobanlık yaparak ailesini geçindiriyor. Kürdistan’ın hemen hemen tüm yaylalarını dolaşan Şahin, köy hayatının çok güzel olduğunu ve mecbur kaldığı için Amed’e geldiğini söylüyor. Amcasının oğlu Hizbullahçılar tarafından katledildikten sonra Şahin ailesiyle Sur’a yerleşiyor.

Şahin arkadaşı ve yoldaşı Abdulaziz Acır ile günlük işlerini bir kenara bırakarak kayyum gasplarına karşı Amed’in Lise Caddesi’nde başlatılan Demokrasi Nöbeti’ne katılıyor. Şahin her sabah kalktığında önce namazını kıldığını ardından arkadaşı Abdulaziz’i telefonla arayarak saat 11.00’de beraber Lise Caddesi’ne gelip nöbete katıldıklarını söyledi. Şahin, Abdulaziz ile kadim bir dostlukları olduğunu ve kendisini çok sevdiğini belirtti.

‘KAYYUM RÜŞVET VE HIRSIZLIKTIR’

Kayyum gasplarına karşı tepkisini dile getiren Şahin, "Halkın iradesine el koydular. Her yerde kayyumların nasıl hırsızlık yaptığını gördük. Seçimlerden sonraki 5 ayda Amed halkı nasıl bir hizmet yapıldığını gördü. HDP döneminde belediye halkın belediyesiydi. Fakat şu an belediye kuşatılmış durumda. Halk belediyeye gidemiyor. Ne zamana kadar sessiz kalacağız. Hakkımızı arıyoruz. Kayyum rüşvet ve hırsızlıktır. Halktan çalıp dostlarına ve kendi gruplarına dağıtıyorlar. Bunun için her zaman hırsızlıktır diyeceğiz. Bu gasbı ortadan kaldırıncaya kadar mücadelemiz sürecek. 72 yaşındayım. Kayyum 72 sene daha orada olursa bende burada olacağım. Yaşadığım sürece burada kalıp irademe sahip çıkacağım" şeklinde konuştu.

Belediyeye kayyum atandığı gün, sokaklara çıkan halka Türk polisi tazyikli suyla saldırmıştı. O gün alanlarda direnen Şahin ve arkadaşı Abdulaziz de saldırıya maruz kaldı. Şahin o güne ilişkin şunları belirtti: "Kayyum atandığı için ben ve Abdulaziz buraya geldik. Polisler bize saldırdı. Onlardan korkmuyoruz. Her zaman buraya geleceğiz. Tüm Amed halkına sesleniyorum. Her gün saat 11.00’de Lise Caddesi’nde buluşalım. Sessiz kaldığımız müddetçe bize saldıracaklar. Zulme karşı göğsümüzü kalkan yapmalıyız."