Yüksekdağ Van’da uyardı: Öcalan’a tecrit kaos anlamına geliyor
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik uygulanan tecridin ülkeyi kaosa sürüklemek anlamına geldiğini belirterek hükümeti bu tutumundan vazgeçmeye çağırdı.
ANF
VAN
Cuma, 19 Haziran 2015, 17:09
Seçim sonuçları nedeniyle Van halkına teşekkür etmek amacıyla HDP Van milletvekilleriyle beraber çeşitli ziyaretlerde bulunan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik uygulanan tecridin ülkeyi kaosa sürüklemek anlamına geldiğini belirterek hükümeti bu tutumundan vazgeçmeye çağırdı.
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, HDP Van milletvekilleri Lezgin Botan, Yurdusev Özsökmenler, Adem Özcaner, Tuğba Hezer, Selami Özyaşar, Remzi Özgökçe, HDP Van İl Eş Başkanı Veysi Dilekçi, Derya Havya, HDP Van İl Eş Başkanı Hamiyet Şahin, İpekyolu Belediyesi Eş Başkanı Veysel Keser ile HDP il ve ilçe örgütleri seçim sonuçlarını değerlendirmek amacıyla HDP Van İl binasında basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısında ilk olarak söz alan HDP Van İl Eş Başkanı Veysi Dilekçi, seçimlerde verdikleri mücadele ve destekten ötürü Van halkına teşekkür ederek sözü HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’a bıraktı. Yüksekdağ “7 Haziran seçimleri bir ilke vesile oldu. Partimiz, bütün cumhuriyet boyunca yüzünü demokrasiye, özgürlüğe, barışa ve adalete dönmüş halklarla birlikte çok yüksek bir başarıya ve kazanıma imza atarak tarihi bir sayfa açmıştır. Artık yeni açılan tarihi sayfada ezilenler bir güç haline geldi. Bu zamana kadar yönetilenler değil, artık siyasete el koyanlardır. Artık ezilenler bu zamana kadar siyasetten dışlananlar bölgenin yeni gücü olarak siyasete el atmış, siyasette söz hakkı sahibi olmuştur” dedi.
‘KAZANAN EMEK, ÖZGÜRLÜK VE BARIŞ BLOĞUDUR’
“7 Haziran seçimlerinde sadece HDP kazanmamıştır” diyen Yüksekdağ, kazananın seçim sonuçlarında ortaya çıkan tarihsel emek, özgürlük ve barış bloğu olduğunu söyledi. Yüksekdağ, “Artık Türkiye siyasetinde bu yeni bloğun sözü ve iradesi dinlenmeden hiçbir şey eskisi gibi akıp, gidemeyecek. Türkiye halkı seçimlerde siyasete yeni bir düzen kazandırdı. Seçimlerden önce bize oy vermezseniz tufan olur diyenler bu halk siz olmazsanız da bu ülkede tufan olmaz mesajı verdi. Onlardan sonrası tufan değil, olmayacak. Türkiye toplumu 7 Haziran’da tekçiliğe bir düzen verdi. Bugün meclise 4 parti girmeye başardı. Halkın iradesi doğrultusunda seçmen mecliste iradesini belirledi. Halkımıza tekçiliği dayatanlar bu seçim sonuçlarına doğu sonuçlar elde etmek zorundadırlar. Bizler HDP olarak bu zaman kadar çoğulculuğu, halkların siyasete doğrudan katılımını bu kanalların açılmasını savunduk, Türkiye’de barışın tesisini, halk iradesini seçimlerden galip çıkmasını istedik. Hep birlikte 7 Haziran’da kendisine bir yol açtı. Seçimlerde 13.1’lik bir sonuçla de bu kapı açtı. Yeniden demokratik kurucu bir hamle için bir kapı açılmıştır. Bu kapıdan girmeyi bilenler siyasetin geleceğini belirleyecek. Ama yine, bu kapının eşiğinde tekçiliği, otoriterleşmeyi ısrarla savunanlar bu kapıdan geçmeyi başaramayacaklar, tarihin gerisinde ve karanlığına mahkum olacaklar” şeklinde konuştu.
‘İKİ AY BOYUNCA HALKIMIZ BÜYÜK BİR SAĞDUYU, METAN8ET VE DİRAYETLE DURDU’
HDP olarak bu süreçte barajları yıkıp, ülkenin önündeki engelleri birlikte aşarak Türkiye demokrasisine önemli katkılar verdiğinin altını çizen Yüksekdağ, “Burada kolay bir başarı elde edilmedi. İki ay boyunca halkımız büyük bir sağduyu, metanet ve dirayetle durdu. Bütün kışkırtmalara, iç karışıklığı tetikleyenlere karşı başta da barış dedi, sonda da barış dedi. Bu iradesine ve tutumuna sonuna kadar sahip çıktı. Bu seçim sürecinde büyük can kayıpları olmadan, büyük bir kaosa yol açmadan sonuçlanmasına birileri şükür yağdırıyor ama seçim döneminde bizlere dayatılan kaos planı tutmamışsa bu da halkımızın sağduyusu, dirayeti sayesinde olmuştur. Bizler elbette yine çok şükür diyoruz. Türkiye halkların barışı için çok büyük bir mücadele verildi. Sadece Kürt halkı için, değil tüm halklar için çok büyük çaba harcandı. Büyük insanlık dediğimiz şey buradaydı. Büyük insanlığın sabrı, tevekkülü, büyük insanlığın ille de barış diyen o duruşu, gayreti bu coğrafyada kendini gösterdi” diye belirtti.
Seçim değerlendirmesinin ardından Yüksekdağ, başta KJA olmak üzere seçim zaferinde yer alan tüm kurum ve kuruluşlara teşekkür ederek Van’da kendilerine oy veren veya vermeyenler için yeni yaşamı birlikte inşa edeceklerini söz verdi.
‘KADINLARA TECAVÜZ EDEN ERKEKLER ÖDÜLLENDİRİLİYOR’
Konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Yüksekdağ, son günlerdeki kadın katliamlarına dikkat çekerek kadın katillerine verilen iyi hal indirimlerini eleştirdi. Yüksekdağ, “Kadın katliamları, cinayetleri elbette Türkiye’nin çok önemli bir sorunudur Biz kadın cinayetlerine ve intiharlarına yol açan ağır baskıların sadece bir toplumsal yaşam sorunu olmadığına işaret ettik ve her zaman şunu söyledik. Bu aynı zamanda siyasetin sorunudur. Hem politik bir sorundur hem de politik kanallardan ve merkezlerden çözülmesi gereken bir sorundur. Ama ne yazık ki bu süre içerisinde kadın katillerine hak ettiği cezayı vererek ve önleyici tedbirler alarak bu soykırımın kadın katliamları karşısında durulmadı. Siyasi iktidar tarafından durulmadı. En son Özgecan’ın mahkeme duruşması gerçekten çok ibretlik bir tablodur. Kendisine tecavüz eden erkeği meşru müdafaa nedeniyle öldüren kadın müebbetten ceza alıyor. Hatta müebbet az görülüyor ağırlaştırılmış müebbetten cezalandırılmalı diye davası aleyhte bozuluyor. Ama kadınlara tecavüz eden erkekler 5–10 yıllık cezalarla adeta iyi hal indirimi alarak ödüllendiriliyor. Bu çok açık bir biçimde siyasi iktidarın kadın katillerini desteklediğinin, koruduğunun muhafaza ettiğinin göstergesidir. Biz gerçekleri reel boyutlarıyla okumak zorundayız. Gerçekleri bu veriler üzerinden okuduğumuzda çıkardığımız sonuç budur. Her şeyden önce bu katillerin savunulması ve korunması uygulamasını siyasette, hukukta ve yargıda kökten bir şekilde değiştirilmesi gerekiyor” dedi.
Kadın örgütleriyle birlikte kadın cinayetlerinin, intiharlarının durdurulması yönünde kapsamlı bir çalışmaya ve seferberliğe gireceklerini belirten Yüksekdağ şunları ifade etti: “Kadın vekillerimizle birlikte esas olarak bu çalışmayı yönlendireceğiz. Elbette kadınıyla, erkeğiyle bütün vekillerimiz bu süreçte rol oynayacak. Ama kadın vekil gurubumuz kadın cinayetlerinin durdurulması konusunda daha özel bir rol üstlenecek. Ve önümüzdeki dönemde çok ciddi bir kadın muhalefeti mecliste ve merkezi siyasette sesini ve iradesini ortaya koyacak.”
‘HDP OLARAK TEMEL SÖZÜMÜZ VE İDDİAMIZ; GÜÇLÜ BİR ANA MUHALEFET PARTİSİ OLMAK’
Koalisyon tartışmalarına da değinen Yüksekdağ, erken seçimin Türkiye’nin ihtiyacı olmadığını, bu nedenle oluşacak koalisyon girişimlerine gerekli demokratik duruşu ve tavrı göstereceklerini söyledi. Yüksekdağ, En yakın olasılık şu anki aşamada birinci ve ikinci çıkan seçimlerden, partiler arası bir koalisyon kurulma olasılığıdır. Bu olasılığın ne kadar gerçeğe dönüşebileceğini göreceğiz. Çok büyük olasılıkla Davutoğlu, AKP’den sonra çıkan ikinci çıkan partiye yani CHP’ye ilk teklifi götürecek. Bu seçenek konusunda bizim dışardan destek verebileceğimizi bu koalisyon bileşiminin oluşturulmasının önünde bir engel teşkil etmeyeceğimiz ve gerekli ön açıcı tavrı da ortaya koyacağımızı ifade ettik. Çünkü bütün Türkiye de çok iyi biliyor ki, bir hükümetin kurulması ve siyasetin, ekonominin kendi yolunu ve kanalını bularak devamlılığını sürdürmesi şu an memleketin en önemli ihtiyaçlarının başında geliyor. Biz de bu ihtiyacın giderilmesi noktasında sorumlu bir duruş içerisinde olacağımızı ifade ettik. HDP olarak temel sözümüz ve iddiamız elbette Türkiye’de güçlü bir ana muhalefet partisi olmaktır. Çünkü Türkiye’de iktidarlar kadar güçlü ana muhalefetlere ihtiyaç duyulduğunu da bütün Türkiye çok iyi gördü. Güçlü bir ana muhalefet olmayınca işte 13 yıl boyunca olanlar görüldü. 13 yıl boyunca güçlü bir ana muhalefet olmadığı için AKP Hükümeti tekleşme ve otoriterleşme noktasına geldi. Güçlü bir ana muhalefet olsaydı bu hükümet ve iktidar noktaya gelemezdi. Bir güç zehirlenmesi yaşamazdı. Bütün bir toplumu da bu güç ve iktidar zehirlenmesiyle etkilemezdi. Bu dönem içerisinde Türkiye’de ve parlamento da ana muhalefet olma ihtiyacına öncelik verdiğimizi ben yeniden altını çizerek ifade etmek istiyorum. Bizim amacımız Türkiye’nin güçlü ana muhalefeti olmaktır. Ama koalisyon ihtimalleri, zorunluluklar ihtiyaçlar gündeme geldiğinde de hassasiyetle değerlendirir ve rolümüzü oynarız” şeklinde konuştu.
Yüksekova ve Şemdinli’deki provokasyonlarına da dikkat çeken Yüksekdağ şöyle devam etti: “Hakkari Yüksekova’da gerçekleştirilen saldırı çok net bir biçimde seçimlerden sonra da provokasyon ısrarının sürdürülmesidir. Biliyorsunuz seçimler öncesinde bir provokasyon dalgası yaşadık. Seçim sonuçlarını etkilemeye dönük bir provokasyon dalgasıydı bu. HDP’yi baraj altında bırakmayı hedefliyordu. Seçimleri iptal ettirmeyi hedefleyen bir provokasyon dalgasıydı iki ay boyunca yaşadığımız. Seçimlerden sonra da elde ettiğimiz başarıyı hazmedemeyen provakatif bir hamleydi bu. Biz bu dönem savaş ve çatışmayı durduruyoruz dedik. Sizin savaştan ve çatışmadan beslenmenize izin vermeyeceğiz dedik ve biz bu dönemde barış siyasetimizle esas olarak kazandık. İnsanlar, halklarımız bize barışın tutarlı savunucuları olduğumuz için oy verdiler. Şimdi bu barış çizgisini ve umudunu bozmak için savaş ve çatışma taktikleriyle üzerimize geliyorlar. Bu en açık nedenlerinden biridir. Şu an siyasi iktidar bazı kirli savaş aygıtlarını da uyandırarak, hortlatarak JİTEM gibi, istihbarat kurumlarının içerisinde yuvalanan ekiplerin devreye konulmasıyla, gerçekten çok ciddi bir kontra yapıyı da karşımıza çıkararak böyle bir oparasyonel hareketi geliştirmiş oluyor. Bir taraftan da askeri, TSK üzerinden sürdürülen ve geliştirilen hareketler var. Bir taraftan da gayrı resmi yollardan yapılan provokasyon ve katliam hareketleri var. Şu da bir tesadüf değil Cumhur Başkanı Erdoğan başkanlığında bir güvenlik zirvesi toplandı her kritik eşikte bu siyasi iktidar güvenlikçi tedbirlerle kaosu kritik eşiği aşacağını sanıyor ama onun düşündüğü gibi asla olmadı ve olmayacak” diyerek operasyonlara tepki gösterdi.
Son olarak Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi değerlendiren Yüksekdağ, “Sayın Öcalan’a uygulanan tecridin kaldırılması gerekiyor. Ne yazık ki 5 Nisan gününden bu yana Türkiye demokrasisine çok önemli ve hayati katkıları olmuş bir insanla, bir liderle görüşmemiz engelleniyor. Heyetimizin görüşmesi engelleniyor. Bu ne demektir? Türkiye bilinçli olarak bir kaosa sürüklenmek isteniyor. Bu dönem içerisinde sayın Öcalan ile görüşmesini engellemek ona tecrit uygulamak çok net ve tarife yer vermeyecek biçimde kaos istiyorsunuz anlamına gelir. Çünkü bu kadar önemli bir denge unsuruyken sayın Öcalan, denge faktörünü devre dışı bırakıyorsunuz demektir ve kaos dinamiklerini de serbest bırakıyorsunuz demektir” dedi.
DBP VAN İL YÖNETİMİNİ ZİYARET ETTİ
Yüksekdağ ve beraberindekiler ardından DBP Van İl binasına giderek il yöneticilerine teşekkür ziyaretinde bulundu. Yüksekdağ’ı DBP İl binasında İl Eş Başkanları Hamiyet Şahin ve Avukat Miraz Çallı karşıladı.
DBP İl Eşbaşkanı Hamiyet Şahin, HDP’nin sözünü tutarak Tayyip Erdoğan’ı Başkan yaptırmadığını belirterek, “HDP sadece bununla kalmadı aynı zamanda barajı da aşarak hepimize büyük bir mutluluk yaşattı. Tabi bu süreçte çok kirli provokasyonlarda yaşandı. Ancak halkımız sağduyusu ve örgütlü gücüyle bunları boşa çıkardı. Bu açıdan son zamanlarda elde edilen bu başarılar oldukça önemlidir. Ancak henüz katetmemiz gereken çok yolumuz var. Hep birlikte çalışmaya devam ederek yeni zaferler kazanacağız” diye konuştu.
Şahin’in ardından söz alan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ da HDP’nin DBP, DBP’nin de HDP olduğunu söyleyerek, iki siyasi partinin birlikte verdiği mücadelenin halka da güven verdiğini ve böylelikle önemli bir başarı yaşandığını kaydetti. Yüksekdağ, seçim sürecinde yaptıkları çalışmalardan ötürü DBP’li yöneticilere teşekkür etti.
BAŞKALE HALKIYLA BİR ARAYA GELDİ
Yüksekdağ ve beraberindekiler HDP’nin yüzde 97 oy aldığı Başkale’de halkla bir araya geldi. Yüksekdağ, DBP ve HDP İlçe binasında halka teşekkür konuşması yapan Yüksekdağ ardından Başkale Belediyesini ziyaret ederek Eş Başkanlar Aynur Tarhan ve İhsan Güler ile Başkale’nin sorunları hakkında bilgi alışverişinde bulundu.