Batı Kürdistan’da kurulan Yüksek Kürt Konseyi, Hewler’de aralarında Federal Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesut Barzani’nin de olduðu bir dizi görüşme ve toplantı ardından yeni kararlara vardı. Suriye Kürtleri Ulusal Meclisi’nin birliðe cevap olmayan “hantal” yapısının eleştirildiði toplantılarda, özellikle iki sınır kapısının açılması, ekonomi, savunma ve YPG konularında kararlar alındı.

Temmuz 2012’de Batı Kürdistan’ı temsilen kurulan Yüksek Kürt Konseyi (YKK) üyesi Aldar Xelil, dört buçuk ay sonra yeniden gittikleri Hewler’de düzenlenen toplantılar ve alınan kararlara ilişkin ANF’ye açıklamada bulundu. YKK’nin kuruluşu da Temmuz’da Hewler’de Kürdistan Bölge Başkanı Mesut Barzani’nin başkanlıðındaki bir toplantıda karar altına alınmıştı. Konseyin ilanı Batı Kürdistan Halk Meclisi (MGRK) ile Suriye Kürtleri Ulusal Meclisi (ENKS) ortaklıðında Qamişlo’da ilan edilmişti.

Geçtiðimiz günlerde Hewler’de yapılan toplantılara ilişkin Xelil, “YKK burada kurulduðu için, bazı konuları da burada çözüme kavuşturmak istedik” dedi. YKK’nin kuruluşundan bu yana geçen süre içerisinde birçok sorunla karşılaştıklarını, öyle ki bu sorunların konsey üyesi El Parti ve Yekiti temsilcilerinin artık toplantılara katılmayacak düzeye ulaştıðına dikkat çeken Xelil, bazı çalışmalar konusunda aldıkları kararlara diðerleri onay vermediði için sorunlar yaşandıðını kaydetti.

“Yani biz ya birlikte çalışalım ya da birbirimizi kandırmayalım. Bu anlayışa (Hewler’e) gittik” diyen Xelil, “Biz daha gitmeden önce de Suriye Kürtleri Ulusal Meclisi (YKK’nin bileşeni olan ENKS) oraya gitmiş ve toplantılarını yapmıştı bile” diye ekledi.

BARZANÝ GÖRÜŞLERÝMÝZE KATILDI, ENKS ÇOK AÐIR HAREKET EDÝYOR

Xelil, Federal Kürdistan Bölgesi’ndeki ilk görüşmelerinin Mesut Barzani ile gerçekleştiðini belirterek, görüşmeye ilişkin şunları belirtti: “Bizim yaptıðımız, ancak ENKS’nin yapmadıðı tüm işleri tek tek deðerlendirdik. ENKS’nin bu birliðe yanıt verecek bir mekanizmasının olmadıðını, aðır işlediðini, hızlı kararlar alamadıðını, bunun da Konsey önünde engel oluşturduðunu söyledik. Örneðin usule göre Yüksek Konsey bir karar aldıðında bu kararın artık tartışma konusu olmaması gerekiyor, ancak karar sonrasında ENKS kendi aralarında yeniden kararları tartışıyor, olumlu bulursa uyuyorlar, aksi durumda yerine getirmiyorlar. Biz bu durumu Sayın Barzani ile paylaştık. O da bizim bu yaklaşımımıza katılarak, ‘Eðer bu kararlar tartışılırsa ardık Konsey’in bir rolü kalmaz’ dedi. Devrimler sırasında gerektiðinde bir saat içinde karar alabilecek mekanizmalara ihtiyaç var. Örneðin biz bir eylem düzenlemek istediðimizde, ENKS ‘biz önce bir deðerlendirelim sonra yanıt verelim’ diyor ve bu bir hafta sürüyor. Biz bu durumu Sayın Barzani ile paylaştık. O da birçok konuda bizimle aynı fikirdeydi. Bazı kararların yerine getirilmemesini de eleştirdik. Örneðin, Adalet, Ýnsani Yardım komiteleri, Askeri Komite, Sınır Kapıları Komitesi kurma kararı almıştık, ancak ENKS üyeleri gelmedi. Ortaya çıkan gerçek şu; kararların yerine getirilmemesinin nedeni ENKS’dir.”

Xelil, ayrınca Kürdistan Bölgesi Başkanlık Divanı, KDP ve YNK siyasi okulları ve eski Başbakan Berhem Salih ile de görüşmeler gerçekleştirdiklerini belirtti. Batı Kürdistan Halk Meclisi ile ENKS’ye baðlı 16 parti arasında da görüşmeler yapıldıðını ifade eden Xelil, “Bu ittifakın ENKS içerisindeki bazı partileri rahatsız ediyorsa açıkça ortaya konulmasını istedik” dedi.

DÝPLOMASÝ FAALÝYETLERÝNÝN YÜKSEK KONSEY YÜRÜTECEK

Yapılan toplantılarda anlaşma saðlanan konular hakkında da bilgi veren Xelil, bunlardan birinin diplomasi olduðunu belirtti. Dışilişkileri Komitesi’nin partilerin deðil Yüksek Konsey’in görüşünü esas alacaðını belirten Xelil, ENKS içerisinde ortak bir fikir olmadıðı eleştirisinde bulundu. Xelil, ENKS’nin kongreye hazırlandıðına işaret ederek, “Bu kongrede tutumlarını ortaklaştıracaklar. Yüksek Konsey’in genişletilmesini de önerdik ancak onlar kongre sonrası görüşlerini söyleyeceklerini belirtti” dedi. Xelil, “Eðer bir parti Yüksek Konsey’in kararı olmadan diplomasi faaliyetleri yürütürse, o zaman Konsey bir açıklama yaparak sözkonusu partinin Batı Kürdistan’ı temsil etmediðini bildirecek” diye ekledi.

SAVUNMA KONUSU

Toplantılarda savunma konusunu da ele aldıklarını ifade eden YKK üyesi Aldar Xelil, “Bu partiler (ENKS’ye baðlı olanlar) bu konuyu hiç gündemine almıyorlardı ve ‘henüz zamanı deðil, gerek yok’ diyorlardı. Ancak (Türkiye destekli grupların 19-23 Kasım arasındaki saldırılarına karşı) Serêkaniyê direnişi ardından özellikle bu konuda hepsi görüşlerini ifade etti. Bazıları güçlerin ayrıştırılmasını önererek ‘koordinasyon olsun ancak güçler ayrı kalsın’ dediler. Biz kabul etmedik ve ‘bir komite kurulsun, komite ne karar verirse öyle olsun’ önerisini yaptık. Daha önce alınan ortak komite kararı yenilendi” diye konuştu.



Bu komitenin ayrı bir branş olarak adlandırıldıðını ifade eden Xelil, “Batı Kürdistan’da ne kadar grup ve kimse varsa bir araya gelerek, birlik olacak. Ayrıca mekanizmaları için ne gerekiyorsa yapılacak. Bununla birlikte savunma birliklerine katılmak isteyen gençler de teşvik edilmeli” diye belirtti.

YPG MEŞRU BÝR GÜÇTÜR

YPG’nin Yüksek Konsey’e baðlı oldukları yönündeki açıklaması ve YKK’nin bu konudaki yaklaşımını deðerlendiren Xelil, “Artık resmiyete ihtiyaç yok. YPG zaten resmidir ve kabul edilmiştir, meşrudur. Direnen, şehitler veren, kentleri koruyan ve halktan bu kadar destek gören bir güç zaten resmidir ve Yüksek Konsey’in bu konuda bir kararına ihtiyaç yoktur. Bu aşama geride kaldı. Zaten görüşmelerimizde de YPG konusu herkesin gündemindeydi.”

YARIM ÝÇÝN SÝVÝL TOPLUM ÖRGÜTLERÝ KURULMALI

Ekonomik durum ve yardımlar konusu YKK’nin temel gündemleri arasında yer alıyor. Xelil, sınır kapılarının açılması ve sivil toplum örgütlerinin herkese ulaşması konusunda ortak bir fikir oluştuðunu söyleyerek, uluslar arası kurumlarla ilişkiye geçebilmeleri için sivil toplum örgütlerinin hızlı bir şekilde örgütlenmesi gerektiðine işaret etti. Xelil, “Çünkü bu çalışmaları partiler yürütemez, onların siyasi bir görüşü var. Ama sivil toplum örgütleri, kendi branşlarına göre hareket edebilir ve her taraf da kabul görebilirler” diye ekledi.

SINIR KAPILARI SORUNU

Sınır kapılarının açılması konusunda Federal Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesut Barzani ile bir görüşme daha gerçekleştirdiklerini belirten Aldar Xelil, “Biz daha önce iki sınır kapısının açılması konusundaki kararımızı hatırlattık. O da (Barzani) kısa sürede gerçekleşeceði sözünü verdi” dedi.

SEREKANÝYE DÝRENÝŞÝ, BATI KÜRDÝSTAN’IN ZAFERÝ

Tüm toplantılarda Türkiye destekli gruplar tarafından Serêkaniyê’ye düzenlenen saldırı ve YPG’nin direnişinin gündeme geldiðini söyleyen Xelil, “Türkler ve El Kaide planı boşa çıkarıldı. Eðer bu direniş olmasaydı Qamişlo ve Rimelan’a kadar gideceklerdi. Bu nedenle birkaç gün öncesine kadar YPG’ye karşı duranlar, direniş ardından desteklerini ifade ettiler” şeklinde konuştu.

Batı Kürdistan halkını yerlerini terk etmemeye ve yaşadıkları kentlerde tedbirlerini arttırmaya çaðıran Xelil, “El Kaide baðlantılı bazı gruplar, halkı savaşa sürmek için Kürtlük adına silahlı örgütlenmede bulunuyorlar. Halkımız bunlar karşısında duyarlı olmalı. Biz bu gruplara ‘yaptıkları işin yanlış olduðunu, bir varlıkları varsa da kendi milletleri içinde olduðunu söylüyoruz” ifadelerini kullandı.

KÜRT BÖLGESÝNÝN TANIMI

Kürt bölgesinin nasıl tanımlanacaðına ilişkin yürütülen tartışmalar konusunda bilgi veren Xelil, ortak bir fikir oluşmadıðını söyledi: “Diðer partiler ‘Suriye Kürtleri’ ifadesinin kullanılmasını istiyor ancak böyle bir şey olmaz. Biz herkesin ‘Batı Kürdistan’ demesini istiyorduk ama onlar (ENKS) şu an bu konuda bir şey söylemeyeceklerini, kongreden sonra kararlarını bildireceklerini ifade ettiler. Ancak bazı partiler bizim görüşümüze katıldı.”

SURÝYE MUHALEFETÝ ÝLE ÝLÝŞKÝLER

Xelil, Suriye muhalefeti ile ilişkiler konusunda ise şunları söyledi: “Şimdiye kadar Suriye Ulusal Konseyi’ne (SUK) fazla yanaşmıyorduk, çünkü merkezi Türkiye’deydi ve onların etkisi altındaydı. Şimdi yeni konseyin merkezi Kahire’de, ancak bizim için önemli olan yine de Kürtlere olan yaklaşımlarıdır. Hewler’deki toplantıda bu gündeme geldi. Bazıları bu konseye katılmamızı istedi. Ama biz öncelikle ‘Suriye nüfusunun yüzde 15’ini oluşturan Kürtleri tanıma ve Suriye Devleti’nin isminin Suriye Cumhuriyeti olarak deðiştirilmesi’ talebimize yanıt vermelerini istedik. Katar’daki toplantıda bu talebe sonra yanıt verileceði belirtilmiş ancak yanıt verilmemişti. Biz de Suriye Konseyi’ne sorduktan sonra yanıt geldi. Konseyin bir başkan yardımcısının Kürt olması dışında diðer talepleri kabul etmeyerek, rejimin yıkılması sonrasına bırakılmasını istediler. Taleplerimizi kabul ettirmek için görüşmelerde bulunma üzerine tartışmalar yürüttük, ancak nihai bir karar almadık.”