YPS'li Nisêbîn: Kendimiz olmak ve kendimiz olarak yaşamak istiyoruz

YPS'li Çekdar Nisêbîn: Yarın 'Nusaybin'de de bütün barikatları kaldırdık' diyebilirler. Fakat esas mesele bu iradenin kırılmamasıdır. Cizre'nin boşaltılmasıyla Kürt halkı bitmez. Türk devletinin anlamadığı da bu.

YPS'li Çekdar Nisêbîn: Yarın 'Nusaybin'de de bütün barikatları kaldırdık' diyebilirler. Fakat esas mesele bu iradenin kırılmamasıdır. Cizre'nin boşaltılmasıyla Kürt halkı bitmez. Türk devletinin anlamadığı da bu.

Yeni bir sıkıyönetim ilanının beklendiği Nusaybin'de YPS'lilerle bir araya geliyoruz.

Görüştüğümüz odada duvarlarda öz yönetim direnişinde katledilen Muhammet Altunkaya ve Medeni Orak ile Mardinli savaşçıların fotoğrafları asılı.

Ayrıca, oturmak için birkaç sandalye, kanepe ve sehpa niyetine kullanılan küçük sandalyeler. Bir de televizyon.

Görüşme talebimizi ilettikten sonra bekliyoruz. Beklerken de bir direnişçinin bir gün önce yaşamını yitirdiğini öğreniyoruz. Bu kaybın yarattığı bir yas ve hüzün havası hakim gibi.

Sonra YPS'li Çekdar Nisêbîn ile konuşmaya başlıyoruz.

İlk soru: YPS burada ne yapıyor?

Çekdar Nisêbîn, Kürt halkının direniş kültürünü hatırlatarak başlıyor, ardından ekliyor: "Mahalleleri gezdiniz, siz de gördünüz halkın büyük bir çoğunluğu evlerinde yaşamaya devam ediyor. Savaş nedeniyle genel olarak mahallelerde meclisler işlevsiz kaldı. Ancak bizim mahallemizde meclisler çalışıyor. Belki eskisi gibi çalışmalarını yürütemiyorlar. Çünkü savaş var. Meclis daha çok erzak gibi yaşamsal ihtiyaçların bulunması ile ilgileniyor. Biz de bu konuda destek veriyoruz. Halk, bize güveniyor ve sorunlarının çözümü için bize geliyor."

YPS'li olma şartları neler?

Nisêbîn'in verdiği bilgiye göre, demokratik özerkliği kabul etmek yeterli. YPS, Kürtlerin dışında diğer halklara da açık. Ancak Nusaybin'de diğer halklardan katılım henüz olmamış. "Metropollerde başka halklardan katılım var" diyor.

Özetle, Kürt halkının iradesinin kabul edilmesi tek şart.

YPS'de daha çok gençler örgütleniyor. Ancak yaşı ilerlemiş, evli kadın ve erkeklere de kapılar kapalı değil.

Çekdar Nisêbîn'in anlattığına göre YPS günlük hayatta açığa çıkan sorunlarda da bir çözüm aracı. Ailevi sorunların çözümünde bile halkın kendilerine geldiğini anlatıyor ve "Bu normal bir durum. Çünkü burada devlet yok ve insanlar polise gitmek yerine kendi güvendikleri insanlar ya da mahallelerinin gençleri olarak bize geliyorlar" diyor.

Öz yönetim ile ilgili tanımı da kısa ve net: "Biz Kürtler kendimiz olmak ve kendimiz olarak yaşamak istiyoruz."

YPS'nin de öz yönetim inşasının önemli bir aracı olduğunun altını çizerek ekliyor: "Öz yönetim zihniyet meselesidir. Sadece hendek ve barikatlarla izah edilecek bir şey değil. Hendeklerle, barikatlarla bu mahalleyi korumak, bu mahallede oluşturulan öz yönetim ruhunu korumak. Esaslı çalışmamız da bunun anlatılması, anlaşılması. Her gün, her gece ailelerle konuşuyoruz. Halk sürekli yanımıza geliyor. Tartışmalar, toplantılar yapıyoruz, öz yönetimi konuşuyoruz."

Zaman zaman etrafımızda gençler gelip geçiyor. Üzerimizde yükselen güneşin yarattığı bahar havası bir an savaşı unutturuyor. Ancak uzaktan duyulan silah sesleri savaş gerçeğinin unutulmasına izin vermiyor.

YPS'li Çekdar Nisêbîn, savaş gerçeğine dikkat çekiyor sık sık ve savaş nedeniyle Kürt halkının taleplerinin görünmediğini belirtiyor. "Türk devleti bunu da bilinçli olarak yapıyor" diyor ve ekliyor: "Topyekün saldırarak Kürt halkını sadece direnişe geçmeye mecbur bırakıyor. Kendi sistemini oluşturma fırsatını bile vermek istemiyor. Biz ise mahallerimizde kendi sistemimizi oluşturmak istiyoruz."

TÜRK DEVLETİNİ TANIYORUZ

Cizre'de yaşananları hatırlatarak, "Bu kadar büyük bir saldırı bekliyor muydunuz?" diye soruyorum. Tebessüm ediyor önce. Yanıtı ise kısa ve net: "Tabi ki bekliyorduk. Çünkü Türk devletini tanıyoruz.”

Yeniden Cizre'deki bodrumları hatırlatıyorum ve "Bu kuşatma altında öz yönetimi nasıl inşa edeceksiniz?" sorusunu yöneltiyorum. 

Çekdar Nisêbîn, tüm sorularıma büyük bir özgüvenle yanıt veriyor: "Evet, zorlaşıyor. Bunun farkındayız. Ama bir sistemi inşa etmek önce zihniyetle başlar. Biz burada önce bu zihniyeti inşa etmeye çalışıyoruz. Ki bizim oluşturmak istediğimiz sistem de halkımıza yabancı bir sistem değil. Örneğin bu mahalledeki aşiret ya da aileler. Bunlarda zaten bir öz yönetim mekanizması var. Kararlarını ortak alırlar, birbirlerine yardım ederler. Bunun zemini var, biz bunu sistemleştirmek istiyoruz.

Savaş sürecinde biz bunu zihniyet olarak inşa edebiliriz. Yarın 'Nusaybin'de de bütün barikatları kaldırdık' diyebilirler. Fakat esas mesele Kürtler içinde bu iradenin kırılmamasıdır. Devlet, Kürtlerin iradesini kırmak istiyor. Biz de 'Ölsek de irademizi teslim alamayacaksınız' diyoruz. Statü kabul edilmezse ve ille de teslimiyet dayatılırsa biz de sonuna kadar direniriz. Bunun sonu da zaferdir."

Cizre'de, Sur'da, Silvan'da, Silopi'de savaş nedeniyle göç eden insanları hatırlatıyorum, "Bu mahallelerde sadece YPS kalırsa ne olacak?" diyorum. 

Soruya soruyla verilen yanıt: "Ya biz kimiz, biz halk değil miyiz?"

Özellikle Amed'de dolaşırken zaman zaman duyduğum bir eleştiriyi anımsatıyorum bu kez: "Öz yönetim ilanı erken mi oldu?"

Çekdar Nisêbîn, "Sizce biz Kürtler yeni bir şey mi yaşıyoruz?" sorusuyla karşılıyor sorumu. Ardından devam ediyor: "PKK 40 yıldır mücadele ediyor. Bu 40 yıl içinde Kürt halkı işkence mi görmedi, köyleri mi boşaltılmadı, faili meçhul mü olmadı. 4 bin köy boşaltıldığında Cizre'den farklı bir şey miydi? Sadece Nusaybin'de binin üzerinde insan öldürüldü. Bugün mekan değişti, gündeme girdi. Aynı şeyleri Türk devleti yeniden yapmak istiyor. 90'larda başaramadı. Şimdi de başaramayacak.

Erken ya da geçtir, bizim için yersiz bir tartışmadır. Her gün geçtir bence. Biz özgürlüğümüzü kazanmak istiyoruz. Bedeli ağır da olabilir. Bunu biliyoruz. Bunun sonu yine özgürlük olacak. Cizre'nin boşaltılmasıyla Kürt halkı bitmez. Türk devletinin anlamadığı da bu."

Görüşmenin sonlarına doğru geliyoruz.

Son sorum: Barış zamanında YPS ne olacak?

"Normal görevine devam edecek" diyor ve ekliyor: "Halkın savunmasını alacak. Aslında biz YPS'yi, ağır silahlarla devlete karşı savaşsın diye kurmadık. YPS'nin görevi, halkın güvenliğini sağlamaktır. Aslında bir asayiş gücüdür. Ama devletin saldırıları çok öne çıktığı için, sadece devletle savaştığımıza dair bir algı oluşturuldu. Az önce de söyledim, insanlar arasındaki husumetler, hırsızlık ve şiddet gibi olaylarda da biz çözüm gücüyüz."

Görüşmenin ardından mahalleden ayrılıyoruz. Geride hendeklerin başında nöbet tutan gençler ile hendekleriyle birlikte yaşayan bir mahalle kalıyor.