Şırnak'ın Cizre ilçesinde devlet güçlerinin vahşi saldırılarına direnerek yaşadığı Cudi Mahallesi’ni terk etmeyerek can verenlerden Adil Küçük’ün cenazesi de Silopi’de bekletiliyor. Küçük'ün ailesi, haberi alarak Habur’a gelirken, Küçük’ün 2 yaşındaki kızı Nuda da babasının cenazesini bekliyor.
Adil Küçük, 25 yıl önce köylerinin bombalanması sonucu Cizre’ye yerleşti. Sınır kapısında oğlunun cenazesini bekleyen Anne Nafiye Küçük, '90’larda Cizre’ye gelir gelmez evlerini basan polislerin oğlunu gözaltına aldığını ve işkence tezgahlarından geçirdiğini anlattı. Anne Küçük, gördüğü işkencenin ardından günlerce hastanede yatan oğlunun polislere duyduğu büyük öfkenin de buradan geldiğini söyledi.
3 yıl önce evlenen Küçük'ün Nuda adını verdiği çocuğu oldu. İki defa Mardin’de cezaevinde kalan Küçük, 'sokağa çıkma yasağı' ilan edildiğinde, “Beni işkenceden geçiren devlete baş eğmeyeceğim ve kaçmayacağım” diyerek mahalleden ayrılmadı. Küçük, Nur Mahallesi’ndeyken annesini aradı ve “Herkes çıkmış olabilir, ama ben çıkmayacağım. Elimizden gelen neyse ben de yapacağım” dedi.
'KANINI YERDE BIRAKMAYACAĞIM'
Anne Küçük, oğlunun bir süre sonra Nur Mahallesi’nden Cudi Mahallesi’ne geçtiğini söyleyerek, “En son onun bodrumda olduğunun haberini aldım. Şimdi gördüğünüz gibi katliamdan geçirdiler. Ben de elimden gelen neyse yapacağım. Küçük torunumu oğlumun yolunda büyüteceğim ve onun yolunda göndereceğim. Çocuğumun kanını yerde bırakmayacağım” dedi.
'CENAZELERİN KAFASINI EZMİŞ, GÖZLERİNİ OYMUŞLAR!'
Cenazelerin yakıldığına ve tanınmayacak hale getirilene kadar işkence yapıldığına dikkati çeken Anne Küçük, “Babası teşhis için gittiğinde tanıyamadı. Ben de Cizre Hastanesi’ne gittim, orda bana 6 cenaze gösterdiler. Kiminin gözlerini çıkarmışlar, kiminin kafalarını ezmişlerdi. Polis bana ‘Bu senin çocuğun mu’ diye sorduğunda ben ona 'cenazeleri yakmışsınız ben nasıl tanıyayım' dedim. Bize gösterilen cenazelerin hiçbiri tanınmayacak haldeydi” diye konuştu.
'BEN VE KIZIM DA ONUN YOLUNDAN GİDECEĞİZ'
Küçük'ün eşi Jiyan Küçük ise "Delalê dilemin” diye hitap ettiği eşinin bodrumda benzin dökülerek yakıldığını aktardı. Cenazelere insanlık dışı bir uygulamanın reva görüldüğünü söyleyen Küçük, şunları belirtti: “Biz 3 yıl önce evlenmiştik. 2 yaşında Nuda isimli bir çocuğumuz var. Ben onunla severek evlendim. Bodrumda mahsurken onunla son kez konuştuğumuzda iyi olduğunu söylemişti. Bodrumun içerisinde insanları diri diri yakmak hangi dinde var... Ben burada bedenimi ateşe vereceğim, bu hangi kitapta yazıyor! Bu vahşet sadece Cizre’de tek yaşandı, başka bir yerde yaşanmadı. Ben eşimin yerine geçeceğim, tüm dünya alem şunu iyi bilsin ki onun silahını yerde bırakmayacağım. Ben onun kanını yerde bırakmayacağım. Ben gittiğimde beni de yaktıklarında kızım bizim yolumuzda gelecek. Kürt halkı bitmez. Biz Kürdüz. Kanımızın son damlasına kadar Kürdüz."